AA muhabiri, Suriye iç savaşı sırasında BM'nin attığı adımları, aldığı eleştirileri ve BMGK'deki karar tasarılarını derledi.
Suriye'de 15 Mart 2011'de baskı ve yolsuzluklara karşı reform talebiyle başlatılan barışçıl gösteriler, Suriye rejimi güvenlik güçlerinin ve ordu birliklerinin şiddete başvurarak protestoları bastırmaya çalışmasıyla 2012'den itibaren "silahlı çatışmalara" dönüştü.
BM, iç savaşın ilk yıllarında etkin bir diplomatik girişimde bulunmamasıyla ve savaşın önlenebilir olduğu dönemde kararlı bir uluslararası müdahale gerçekleştirememesiyle eleştirildi.
BMGK üyeleri arasındaki fikir ayrılıkları nedeniyle hızlı ve etkili bir çözüm mekanizmasının devreye sokulamadığı görüldü.
BMGK'de Rusya ve Çin'in Suriye rejimine yönelik yaptırımları veya askeri müdahaleyi içeren tasarıları sürekli veto etmesi, BM'nin krizi yönetme kabiliyetini ciddi şekilde sınırladı. Veto mekanizmasının insani krizlerde etkisiz kalması BM'nin meşruiyetini ve yapısını sorgulatır hale getirdi.
- BM SURİYE ÖZEL TEMSİLCİLERİ VE SİYASİ ÇÖZÜM GİRİŞİMLERİ
BM, Suriye krizinde siyasi çözüm yolları aramak üzere birçok özel temsilci atayıp, görüşmeler yürütmesinin yanı sıra krizin çözümüne ilişkin çeşitli arabuluculuk süreçlerine ve diplomatik çabalara müdahil oldu.
BM ve Arap Birliği'nin ortak özel temsilcisi olarak 2012'de bu görevi yürüten Kofi Annan, Suriye'de barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla 6 maddelik bir barış planı önerdi. Bu plan, ateşkes, insani erişim ve siyasi diyalog çağrısını içeriyordu. Annan, Mart 2012'de Suriye'ye giderek görüşmeler gerçekleştirdi ancak plan hayata geçirilemedi.
Özel temsilcilik görevini 2012-2014 döneminde üstlenen Lakhdar Brahimi, krizin diyalog yoluyla çözümü için çalıştı. Cenevre'de 2012 ve 2014'te yapılan görüşmelerde Suriye hükümeti ve muhalefet grupları arasında bir dizi barış görüşmesi düzenlendi. Bu görüşmeler, siyasi bir geçiş planı oluşturmayı ve Suriye'nin geleceği için bir yol haritası belirlemeyi amaçlıyordu. Bu kapsamda "Cenevre Bildirisi" temelinde bir geçiş hükümeti kurulması öngörüldü ancak taraflar arasında anlaşmaya varılamadı.
Staffan de Mistura, 2014-2019 döneminde BM Suriye Özel Temsilciliğini yürüttü. De Mistura, "Cenevre III" adı verilen görüşmelerin yanı sıra bireysel taraflarla temaslarda bulundu ve 2016'da çatışmaların durdurulması için girişimlerde bulundu. Ayrıca, "İstişareler" adını verdiği toplantılarda geniş bir yelpazede Suriyeli gruplarla diyalog sürdüren De Mistura, 2018'de Suriye Anayasa Komitesinin kurulmasına yönelik çalışmalara öncülük etti.
Öte yandan, BM'nin arabuluculuğunda gerçekleştirilen Cenevre görüşmeleri, Suriye'deki çatışmanın tarafları arasında kalıcı bir çözüm sağlayamadı. BM'nin süreç üzerindeki otoritesi zayıf kaldı ve rejim ile muhalefet arasında anlamlı bir diyalog kurulamadı.
Ayrıca BM, Rusya, Türkiye ve İran'ın öncülüğünde başlatılan Astana süreci ve Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne de katılarak siyasi süreci destekledi.
Temsilcilik görevini 2019'dan bu yana sürdüren Geir Pedersen, Suriye Anayasa Komitesinin oluşturulmasını ve toplanmasını sağladı. Bu komitenin amacı, Suriye'de yeni bir anayasa çalışması yapılmasını sağlamak olarak belirlendi. Pedersen, taraflar arasında güvenin artırılması ve müzakerelerin ilerlemesi için çabalarını sürdürüyor.
- BMGK'NİN ETKİSİZLİĞİ VE İSTİKRARSIZLIĞI
BMGK'de ilk kez 27 Nisan 2011'de, o dönemde BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Lynn Pascoe, Suriye'deki duruma ilişkin toplantıda bilgi verdi. Burada göstericilere karşı kolluk kuvvetlerinin şiddete başvurduğunu anlatan Pascoe, ilgili bölgelerdeki insani ihtiyaçların tespiti için BM'nin giriş talep ettiğini söyledi.
BMGK tarafından 3 Ağustos 2011'de yayımlanan resmi açıklamada, Suriye'deki durumdan derin endişe duyulduğu belirtilerek, tüm şiddetin sona erdirilmesi ve Suriyeli makamların insan haklarına ve uluslararası hukuka riayet etmesi gerektiği vurgulandı.
Suriye için 4 Ekim 2011'de Fransa, Almanya, Portekiz ve İngiltere tarafından sunulan karar tasarısı, Çin ve Rusya tarafından veto edildi. Aynı şekilde Çin ve Rusya, 4 Şubat 2012'de de bir tasarıyı veto ederek engelledi.
BMGK'de, 14 Nisan 2012'de, Suriye'ye bir gözlemci ekibinin gönderilmesine ilişkin karar ilk kez tüm üyeler tarafından kabul edildi. 21 Nisan 2012'de de BMGK, BM Gözetim Misyonu kurulmasını ve Kofi Annan'ın 6 maddelik planının uygulanması sürecinin yönetilmesine dair karar tasarısını onayladı.
22 Şubat 2014'e dek BMGK'de Suriye'deki duruma ilişkin herhangi bir karar alınmazken, bilgilendirme toplantıları devam etti. Bu tarihte ise BMGK üyeleri tarafından Suriye'de sivillerin korunması ve insani yardım için erişimin sağlanması adına bir karar tasarısı kabul edildi.
Suriye'deki insani duruma ve sivillere karşı işlenen suçlara ilişkin bir karar tasarısı, 22 Mayıs 2014'te yine Rusya ve Çin tarafından veto edilirken, 14 Temmuz 2014'te ise insani durum ve insani yardımlara ilişkin bir karar tasarısı kabul edildi.
Suriye'de klor bombası (klor içeren varil bombası) kullanılması hakkında BMGK karar tasarısı 6 Mart 2015'te kabul edildi. 18 Aralık 2015'te ise BM arabuluculuğunda siyasi müzakerelerin Ocak 2016'da başlaması, ateşkes ilan edilmesi ve 2 yıllık süreçte Suriye'de siyasi bir dönüşüm gerçekleşmesine yönelik bir zaman çizelgesi kabul edildi.
BMGK tarafından 26 Şubat 2016'da kabul edilen kararda, Suriye'de çatışmaların durması ve insani yardım konvoylarının bir an önce ihtiyaç içindeki halka ulaştırılmasının temin edilmesi yer aldı.
- REJİMİN SALDIRILARI ŞİDDETLENİP SİVİL ÖLÜMLER ARTSA DA BMGK SOMUT KARAR ALAMADI
Halep kentinde çatışmaların durmasını ve askeri uçakların kent üzerinde uçuşuna son verilmesini içeren BMGK karar tasarısı, 8 Ekim 2016'da Rusya ve Venezuela tarafından veto edildi. Aynı tarihteki bir karar tasarısı da yalnızca Çin, Mısır, Rusya ile Venezuela tarafından onaylandı ve diğer üyeler tarafından reddedildi.
BM Gözetim Misyonu'nun süresinin uzatılmasına ilişkin karar, 17 Kasım 2016'da BMGK'de kabul edildi. Halep'teki tüm saldırıların 7 gün süresince sona erdirilmesine ilişkin karar tasarısı, 6 Aralık 2016'da Çin, Rusya ve Venezuela tarafından reddedildi.
BMGK, 19 Aralık 2016'da, Halep'teki tahliyeleri uluslararası gözlemcilerin izlemesini ve sivillere derhal insani yardım sağlanmasına ilişkin kararı kabul etti.
- KİMYASAL SİLAH KULLANIMINA İLİŞKİN KARAR TASARILARI VETO EDİLDİ
Suriye'de kimyasal silah kullandığı tespit edilen Esed rejimine yaptırım uygulanmasını isteyen BMGK karar tasarısı, Bolivya, Çin ve Rusya tarafından 28 Şubat 2017'de reddedildi.
İdlib'in Han Şeyhun ilçesindeki kimyasal silah saldırısını kınayarak saldırının soruşturulmasını isteyen BMGK karar tasarısı, 12 Nisan 2017'de Rusya tarafından veto edilerek kabul edilmedi. Bolivya'nın da reddettiği karar tasarısı için Çin de çekimser oy kullandı.
Suriye'de kimyasal silah kullanımını soruşturan BM misyonunun görev süresinin uzatılmasını talep eden karar tasarısı, 24 Ekim 2017'de Rusya tarafından veto edildi. Bolivya ret oyu, Çin ve Kazakistan çekimser oy kullandı.
Suriye'de kimyasal silah kullanımını soruşturan BM misyonunun görev süresinin uzatılmasını öngören tasarı, 16 Kasım 2017'de Rusya tarafından ikinci kez veto edilerek reddedildi. Aynı tarihte benzer konuda bir karar tasarısı da ABD, Fransa ve İngiltere tarafından veto edildi. Tasarıyı yalnızca Rusya, Çin, Bolivya ve Kazakistan kabul etti.
Japonya tarafından 17 Kasım 2017'de sunulan Suriye'de kimyasal silah kullanımını soruşturan BM misyonunun görev süresinin uzatılmasını öngören tasarı, yine Rusya ve Bolivya tarafından kabul edilmedi.
Bir yıl boyunca bilgilendirme toplantılarının yapıldığı BMGK'de, 13 Aralık 2018'de BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock'un ülkedeki insani durum hakkında bilgi verdiği oturumda, insani yardımların ulaştırılması konusundaki kararın yenilenmesi kabul edildi. Çin ve Rusya bu karar kapsamında çekimser oy kullandı.
- İDLİB'DE ATEŞKES DE REDDEDİLDİ
Rusya ve Çin, 19 Eylül 2019'da, Suriye'nin İdlib kentinde ateşkes ve uluslararası insani hukuka saygı duyulmasını talep eden BMGK tasarısına olumsuz oy kullandı.
20 Aralık 2019'da Rusya ve Çin, Suriye'ye sınır ötesi yardımlar yapılmasına 2014'ten itibaren olanak sağlayan BMGK kararının yenilenmesini veto etti.
Rusya ve Çin, 7 Temmuz 2020'de de Suriye'de yaklaşık 3 milyon kişiye uluslararası yardımların gönderilmesine imkan tanıyan mekanizmanın yenilenmesini veto etti. 10 Temmuz 2020'da da Rusya ve Çin, Suriye'ye Türkiye üzerinden uluslararası yardımların gönderildiği mekanizmayı tekrar veto etti.
Rusya, 8 Temmuz 2022'de, Suriye'de milyonlarca kişiye Türkiye'deki Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan insani yardımların yapılmasına imkan tanıyan mekanizmanın görev süresinin uzatılmasını veto etti. Çin, bu oylamada çekimser kaldı.
BMGK, 12 Temmuz 2022'de, Suriye'deki savaş mağduru sivillere Türkiye üzerinden ulaştırılan insani yardımların 6 ay daha devam etmesine karar verdi.
Rusya, 11 Temmuz 2023'te, Türkiye üzerinden Suriye'ye insani yardım ulaştırılmasını sağlayan yardım misyonunun görev süresinin 9 ay süreyle uzatılmasını öngören karar tasarısını veto etti. Çin, oylamada çekimser kaldı. Rusya ve Çin'in sunduğu karar tasarısı da halkın ihtiyaçlarını karşılamayacağı gerekçesiyle Fransa, İngiltere ve ABD tarafından veto edildi.
- BM MEKANİZMASININ SURİYE'DEKİ BAŞARISIZLIĞI
Suriye iç savaşı, BM'nin yapısal sorunları ve veto mekanizmasının insani krizlerde yarattığı tıkanıklıkları, kriz yönetimindeki eksikliklerini en net şekilde ortaya koyması açısından tarihe geçti.
BM, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanımının yeterince güçlü ele almamasıyla eleştirildi. Suriye rejimi, 21 Ağustos 2013'te başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde kimyasal silaha başvurarak 1400'ün üzerinde sivili öldürdü.
Rejimin 4 Nisan 2017'de İdlib'in Han Şeyhun ilçesine yaptığı kimyasal silah saldırısında 100'den fazla sivil öldü ve 500'den fazla sivil yaralandı. Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesine 7 Nisan 2018'de yapılan kimyasal silah saldırısında da 78 sivil hayatını kaybetti.
Ancak BMGK, daimi üyelerin vetosu nedeniyle kimyasal saldırılarına ilişkin somut sonuçlar elde edebileceği kararlar alamadı. Halep, Humus ve Doğu Guta gibi bölgelerdeki kuşatmalar sırasında BM'nin aktif bir rol oynamaması eleştirildi. BM, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) gibi ajanslar aracılığıyla milyonlarca Suriyeliye yardım ulaştırmaya çalışsa da yetersiz kaldı.
BM'nin insani yardım ulaştırma çabaları da Suriye rejiminin ve çatışan tarafların engellemeleri nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. BMGK'de buna yönelik kararlar da özellikle Rusya tarafından veto edildi. Yardımların koordinasyonu yeterince hızlı ve etkili şekilde sağlanamadı. Özellikle kuşatma altındaki bölgelerde milyonlarca insanın açlık ve hastalıkla karşı karşıya kalması büyük bir insani kriz yarattı.
Ayrıca BM, milyonlarca Suriyeli mültecinin durumunu yönetmekte yetersiz kaldı ve Türkiye, Ürdün ve Lübnan gibi komşu ülkelere yeterli destek sağlanmadı. Mültecilere yönelik uluslararası toplumu harekete geçirme konusundaki zayıflıklar, küresel bir dayanışma eksikliğini ortaya koydu.
BM kurumlarının sahada yetersiz kalması ve bürokratik engeller nedeniyle yardımların büyük kısmı ihtiyaç sahiplerine ulaşamadı. Özellikle Suriyeli mültecilere yönelik kayıt, barınma ve eğitim hizmetlerinde ciddi eksiklikler yaşandı.
BM, Suriye'deki savaş suçlarının ve insan hakları ihlallerinin belgelenmesine rağmen failleri adalet önüne çıkaracak uluslararası bir mekanizma geliştiremedi. Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) sevk girişimleri, BMGK'de daimi üyelerin vetosu nedeniyle engellendi.
- 5 DEVLETİN TAHAKKÜMÜNDEKİ BMGK
BM, savaşın askeri yönünü kontrol edemeyip siyasi bir çözüm için gereken baskıyı da uluslararası toplum üzerinde oluşturamadı.
Bu başarısızlığın en büyük kanıtı da BMGK'de Suriye'de ateşkes, insani durum, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlalleri gibi konularda karar alınamaması oldu.
1945'ten bu yana faaliyetlerini sürdüren BMGK, daimi üyeler ve veto hakkı yapısıyla dünya tarihindeki birçok krizde olduğu gibi karar mekanizmasını kullanamadı.
Böylece ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere'nin veto haklarını kullanmaktan çekinmediği Suriye krizinin uzaması, çözülememesi, kötüleşmesi ve çetrefilli hale gelmesi kaçınılmaz oldu.