Lübnan'da Hizbullah Örgütü Lideri Hasan Nasrallah, Suudi Arabistan'ı kendisine yönelik suikastı teşvik etmekle suçladı.
Nasrallah, Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Lübnan merkezli El-Meyadin kanalına verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın son günlerinde yapabileceği hamlelerin hala analizlerden ibaret olduğunu söyleyerek "Trump'ın geriye kalan dönemine karşı dikkatli olmalıyız." dedi.
İsrail tehditlerinin sözlü sloganların ötesine geçmediğini savunan Nasrallah, ABD'nin yeni yönetiminin Filistin meselesi ve İran ile nükleer anlaşmasına yaklaşımının farklı olabileceğini ifade etti.
ABD seçimlerinden önce birden çok kaynaktan, kendisine yönelik suikast planları konusunda bilgi geldiğini açıklayan Nasrallah, "İsrail ve Amerikalıların hedefinde olduğumdan dolayı sürekli olarak tedbirliyimdir." diye konuştu.
Hizbullah Lideri Nasrallah, Yemen savaşı başladığından beri Suudi Arabistan'ı kendisine yönelik suikastı teşvik etmekle suçladı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın 2018 yılında ABD'ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında bu yönde kendisine bilgi geldiğine dikkati çeken Nasrallah, aldığı bilgilerin ise ABD'nin, Suudi Arabistan'ın finansmanında bu suikasta onay verdiğine işaret ettiğini aktardı.
Rus yapımı Kornet füzelerinin, 2006 yılında İsrail'le yaşanan savaşta denklemi değiştirdiğini söyleyen Nasrallah, söz konusu füzeleri Suriye'den aldıklarına dair şunları anlattı:
"Suriye Savunma Bakanlığı bu füzeleri Rusya'dan satın almıştı. Bizler de daha sonra söz konusu füzeleri Suriye'den destek olarak almıştık. Bunları 2006 Temmuz Savaşı'nda kullandık ve Ruslar da bundan rahatsız olmadı çünkü o füzeleri uluslararası tanıtmaya vesile olmuştu."
Bir süre önce Lübnan'da bulunan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ile görüşmesine de değinen Nasrallah, "Suriye'deki olaylar nedeniyle aramızda bir soğukluk girmişti ancak son görüşmemizde çoğu stratejik olmak üzere çeşitli konuları ele aldık." dedi.
Hamas ile Beşşar Esed rejimi arasındaki ilişkilerin zamanla düzelebileceğini ifade eden Nasrallah, Heniyye ile Suriye konusunu da ele aldıklarını ancak Suriye'deki Müslüman Kardeşlere (İhvan) ilişkin meselenin ise İran'la konuşulacak bir mevzu olduğuna işaret etti.