Tarihe "Kanlı Ocak" adıyla geçen katliamın acısı, aradan 35 yıl geçmesine rağmen tüm Azerbaycanlıların hafızasında tazeliğini koruyor. Azerbaycan'da aynı zamanda bir kahramanlık destanı olarak da belleklere kazınan Kanlı Ocak olayları, 70 yıl süren eski Sovyet esaretinden sonra bağımsızlığın kazanılmasında dönüm noktası kabul ediliyor.
Kanlı Ocak olayları, eski Sovyetler Birliği'nin çöküşünü hızlandırdı, Azerbaycanlılarda bağımsızlık duygusunu alevlendirdi. Olayların temelinde Karabağ sorunu bulunuyordu.
Ermeniler, 1980'li yılların sonlarında Karabağ'ın Azerbaycan'dan koparılması için faaliyetlerini artırdı ve Aralık 1989'da Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti Yüksek Konseyi, Karabağ'ın Ermenistan'la birleştirilmesi yönünde karar aldı.
Azerbaycanlılar, bu kararı tepkiyle karşıladı ve Bakü'de yüz binlerce kişinin katıldığı mitingler düzenlendi. Halk, Ermenilerin artan toprak taleplerine ve Sovyet yönetimine tepkilerini göstermek için Bakü'nün Azadlık Meydanı'na akın etti.
Aralıksız süren mitingler Sovyet yönetimini tedirgin etti ve Bakü'ye asker gönderilmesi yönünde karar alındı. Halk ise kentin giriş yollarını ve Bakü'deki askeri birliklerin önünü kapattı.
İlk önce 19 Ocak 1990'da Sovyet istihbaratınca Azerbaycan televizyonunun enerji sağlayıcısı patlatıldı. Akşam saatlerinde ise 26 bin kişilik Sovyet ordusu zırhlı araçlarla 5 yönden Bakü'ye girdi.
Sovyet ordusu, onları engellemeye çalışan silahsız sivillere mermi yağdırarak kente ulaştı. Tanklar ve ağır zırhlı araçlar insanların üstüne sürüldü, ambulanslara ve yolcu otobüslerine ateş açıldı. O gece Bakü'de 130 sivil hayatını kaybetti.
Sovyet ordusu, katliamını Neftçala ve Lenkeran gibi diğer illerde de sürdürdü ve toplam 150 Azerbaycanlı sivil, 20 Ocak katliamının kurbanı oldu. Olaylarda 744 kişi yaralandı, yaklaşık 400 kişi Sovyet ordusunca gözaltına alındı.
Bakü'de Sovyet yönetiminin olağanüstü hal ilan etmesine ve kentin tamamen Sovyet ordusu tarafından kontrol altına alınmasına rağmen halk yine sokaklara çıktı ve şehitlerin defni için çalışma başlatıldı.
Şehitlerin, 31 Mart 1918'de Ermenilerin saldırıları sonucu hayatını kaybeden Azerbaycanlıların cenazelerinin toprağa verildiği, daha sonra Sovyet döneminde park haline getirilen Dağüstü Park'ta defnedilmesine karar verildi. Cenazeler Azadlık Meydanı'nda toplandı ve buradan insanların omzunda daha sonra Şehitler Hıyabanı ismi verilen alana getirilerek yan yana defnedildi. Cenazelere yaklaşık 1 milyon kişi eşlik etti.
Kanlı Ocak Katliamı, Azerbaycanlıların eski Sovyet yönetimine güvenini tamamen sarstı ve ülkenin bağımsızlığına giden süreç başladı.
Azerbaycanlılar 35 yıldır her 20 Ocak'ta, o günün kurbanlarının simgesi haline gelen karanfillerle şehitliğe akın ediyor, bağımsızlık ateşini yakanlara minnettarlığını gösteriyor.
- Azerbaycan, Kanlı Ocak olayları için adalet talep ediyor
20 Ocak 1990'da yaşananları dünyaya duyurmaya devam eden Azerbaycan, uluslararası toplumdan suçluların cezalandırılmasını talep ediyor.
Azerbaycan Ombudsmanı Sabina Aliyeva, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 Ocak 1990'da dönemin Sovyet yönetiminin emriyle işlenen insanlığa karşı suç sonucunda, Birleşmiş Milletler Şartının, Sovyetler Birliği'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların gerekleri de dahil olmak üzere, uluslararası hukukun evrensel olarak kabul görmüş norm ve ilkelerinin ve insan haklarının ağır şekilde ihlal edildiğini söyledi.
Aliyeva, uluslararası kuruluşlara ve dünya kamuoyuna defalarca yaptıkları çağrılara rağmen, 20 Ocak 1990'da işlenen insanlığa karşı suçun hala hukuki bir değerlendirmeye tabi tutulmadığını belirtti.
Kanlı Ocak katliamının faillerinin hala hesap vermediğini vurgulayan Aliyeva, "Uluslararası örgütleri ve dünya toplumunu, 20 Ocak olaylarını uluslararası suçların en ciddilerinden biri olan insanlığa karşı işlenen suçlar kısmında nitelendirmeye ve faillerin cezai sorumluluğa tabi tutulmasını sağlamak adına adil tutum sergilemeye çağırıyorum." ifadelerini kullandı.