15 Mart 2025 Cumartesi / 16 Ramazan 1446

AB'nin 'S-400' şartına Türkiye'den dikkat çeken cevap

Katıldığı canlı yayında soruları cevaplayan Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Amor'un, Türkiye'nin AB müzakerelerine ilişkin yorumlarını ve 'Türkiye, S-400'lerden vazgeçmeli' sözlerine cevap verdi. Kılıç, 'Mutlaka yapılması, çalışılması gereken teknik konular vardır. Biraz acele verilmiş cevaplar diye düşünürüm. Çok klişe olarak, alışılmış, 3-4 sene öncesinin yaklaşımlarının içerisinde, hala onları ortaya koymakla ilgili bir yaklaşım olabilir. O, birtakım şeyleri kendi açısından, penceresinden söylemeye çalışıyor ama dünya çok hızlı gelişiyor.' dedi.

AA15 Mart 2025 Cumartesi 08:08 - Güncelleme:
AB'nin 'S-400' şartına Türkiye'den dikkat çeken cevap

NTV'de katıldığı programda soruları cevaplayan Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Suriye yönetiminin ülkenin kuzeydoğusunu entegre etmesini öngören anlaşmayı değerlendirdi.

Kılıç, Suriye'deki farklı unsurların toplanıp belli bir anlaşmaya varmasından sonra bir grubun dışarıda kaldığını dile getirerek, "Bununla ilgili olarak bir fırsat penceresi doğdu diyelim ve onu oradaki yönetim hızlı bir şekilde değerlendirmek konusunda bir hareket yaptı. Bu anlaşmanın sonucunu görmemiz lazım. Şu anda başlatılmaya çalışılan adımın nereye varacağını, nasıl gelişeceğini iyi takip etmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.

Bölgede farklı unsurların ortaya koymaya çalıştığı provokatif eylemlerin de olduğuna işaret eden Kılıç, bunlara karşı duyarlı olarak en hızlı şekilde yol almak gerektiğini kaydetti.

Anlaşmayla YPG'nin ABD tarafından siyasi koruma altına alındığına ilişkin söylentilerle ilgili soruyu yanıtlayan Kılıç, "YPG/PYD, bu terör unsurlarına karşı en net duruşu koyan ve rahatsızlığını dile getiren ülke Türkiye. Biz de bu konudaki yaklaşımımızı çok net bir şekilde Amerikalı müttefiklerimize, dostlarımıza da Avrupalılara da diğer unsurlara da söyledik. Türkiye açısından kendi güvenliğimiz ve Suriye'nin geleceğiyle ilgili tezlerimizden vazgeçmiş, geri adım atmış, farklı bir noktaya gelmiş durumda değiliz. Ama bir ilerleme var. Olumlu anlamda gelişeceğini ümit ettiğimiz, gördüğümüz, takip ettiğimiz ilerlemenin de gerçekleşmesi konusunda elimizden gelen desteği koyacağız." diye konuştu.

- "TÜRKİYE'NİN BUNDAN ÖNCEKİ YAPTIĞI ÇALIŞMALARDA NASIL BİR GÜVEN VERDİĞİ ORTADA"

Kılıç, Suriye'de yaşanan gelişmelerin ''Terörsüz Türkiye'' süreciyle ilgili bağlantısına ilişkin, "Türkiye'deki gelişmeler bölgedeki farklı unsurların içerisinde kiminde karşılık buldu, kimisinde bir çekince oldu. Terörsüz Türkiye'yle alakalı atılan adımların, bu noktada Cumhurbaşkanı'mızın ve Cumhur İttifakı'nın koyduğu iradenin oraya da bir yansıması olduğu bariz. Bunun ne yönde gelişeceğini hep beraber yakından takip edeceğiz." şeklinde konuştu.

Lazkiye'de yaşanan olaylarla ilgili Ahmed Şara yönetiminin nasıl sınav verdiğinin sorulması üzerine Kılıç, "Can kaybı hepimiz açısından üzücü bir durum ama güvenliği ve istikrarı muhafaza etmesi açısından, devlet otoritesinin artık oluşmaya başladığının ortaya konması açısından bakarak olumlu yönde, bir üniter yapının orada varlığının muhafazası ve güvenliği sağlama konusunda bir irade koyduğunu söyleyebiliriz." değerlendirmesini yaptı.

Kılıç, DEAŞ'ın Suriye'deki varlığına değinerek, "Böyle bir varlığın hayata geçememesi konusunda özellikle Türkiye'nin ve bölge ülkelerinin ortaya koyduğu yaklaşım, DEAŞ'ın dünyada geleceği yok. Böyle bir örgütü biz kabul etmiyoruz. Bu örgüt bir terör örgütüdür, yok olması lazım." dedi.

Ukrayna ile Rusya arasındaki gelişmeler ve ateşkesle ilgili soru üzerine ise Kılıç, güven bunalımının içinde bir yol bulunmaya çalışıldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Net olan bir şey var ki artık savaşın bitmesi gerektiği, bu fikir etrafında bir birleşme var. Ateşkes ve ateşkes sonrası bir barış anlaşması, ateşkesten sonra yürünecek yol, bunun teknik detayları konusunda müzakere süreci hala devam ediyor. Herkes kendi açısından daha fazlasını, daha uzun soluklu ve sürdürülebilir bir sonuç elde etme peşinde ama bu noktada mümkün olduğu kadar müzakereye açık tutacak bir yol bulmak lazım. Bu noktada da Türkiye'nin bundan önceki yaptığı çalışmalarda nasıl bir güven verdiği ortada."

- "TÜRKİYE HER ZAMAN AB ÜYELİK HEDEFİNİ BİR STRATEJİK HEDEF OLARAK KOYDU"

Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Avrupa Birliği güç ve irtifa kaybının önüne geçmek hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu Türkiye'nin tam üyeliğiyle ancak yapabilir." sözü hatırlatılarak, Türkiye'nin destek için AB'ye tam üyelik şartını mı koşacağı sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Biz Türkiye olarak neyi yapabileceğimizi çok net bir şekilde ortaya koyduk. Zannedersem özellikle son 10-15 yıl içerisinde AB'yle yaşadığımız süreçteki aksaklıklar, iyi zamanlar, gerilimler, gerilimsiz zamanların hepsi hem AB hem de bizim açımızdan bir tecrübeyi ortaya koydu. Burada temel unsur olarak duran ana konu şu: Türkiye her zaman AB üyelik hedefini bir stratejik hedef olarak koydu. Cumhurbaşkanı'mız yakın zamanda hatta yanlış hatırlamıyorsam dün tekrar dile getirdi. Çalışmalarımız da bu yönde fakat şunu söylüyoruz: AB'nin özellikle 2009'dan sonraki Türkiye'ye karşı, ortaklık konseyinin aldığı bazı kararlarla da alakalı konudan artık yeni bir döneme girmesi lazım. Türkiye yönetilecek bir ülke değil. Türkiye bir yere geldiğinde, bir topluluğun içerisine, bir kurumun içerisine girdiği zaman katkı veren, o katkıyı da en üst seviyeye taşıyabilen bir ülke."

Ukrayna Savaşı, Gazze'deki durum, Suriye ve Kafkasya'daki gelişmelerle ilgili Avrupa Birliği veya kıtasından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fikrinin sorulduğunu kaydeden Kılıç, "Türkiye olarak ortaya koyduğumuz siyasette, duruşta, sanayimizin gelişmesinde, Kovid sonrasındaki dönemde hızlı toparlanmayla ilgili süreçler içerisinde Avrupa'ya da belli noktalarda örnek olmuş bir ülkeyiz." ifadelerini kullandı.

Kılıç, "AB'nin, ABD'den tamamen bağımsız şekilde kendini silahlandıracak yeterli parası ve teknolojisi var mı?" sorusunu, "Olduğunu zannetmiyorum. NATO çerçevesindeki çalışmalarda, yoğun bir şekilde işbirliği içerisinde birbirine bağlılık olarak gelişmiş bir savunma sanayi var. Avrupa şirketleri veya Avrupa sanayisi belli unsurlarda daha öne çıkmış olabilir ama temel yapıya baktığınız zaman tabii ki Amerikan savunma sanayisinin gerçekten ağır bir üstünlüğü söz konusu. Ama şu da bir gerçek, o yüksek üstünlükten konuşurken ABD, Ukrayna Savaşı esnasındaki bazı konularla alakalı desteği ABD sınırlarının dışında aradı. Kendisi bazı kabiliyetler konusunda müttefiklerine döndü." şeklinde yanıtladı.

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor'un, Türkiye'nin AB müzakerelerine ilişkin yorumlarını ve "Türkiye, S-400'lerden vazgeçmeli." sözlerini yorumlayan Kılıç, şunları söyledi:

"Mutlaka yapılması, çalışılması gereken teknik konular vardır. Biraz acele verilmiş yanıtlar diye düşünürüm. Çok klişe olarak, alışılmış, 3-4 sene öncesinin yaklaşımlarının içerisinde, hala onları ortaya koymakla ilgili bir yaklaşım olabilir. O, birtakım şeyleri kendi açısından, penceresinden söylemeye çalışıyor ama dünya çok hızlı gelişiyor. Tabii ki bizim de Avrupa Birliği süreciyle alakalı yapmamız gereken, atmamız gereken bazı adımlar olabilir. Onların da atması gereken adımlar var: Gümrük Birliğinin yenilenmesi, vize konularındaki yaşanan gelişmeler, bununla beraber savunma sanayindeki gelişmeler, tarım alanındaki gelişmeler."

Kılıç, Gazze'de bir yılı aşkın süredir yaşanan katliamı gözleri yaşlı bir şekilde takip ettiklerini belirterek, "Avrupa Birliği, Avrupa kurumları ve bazı dünya ülkeleri oradaki insanlık dramına karşı çok yetersiz bir sınav verdiler." diye konuştu.

- "TÜM DÜNYANIN HEDEFİ, HERHANGİ BİR ŞEKİLDE SİLAHLARIN ATEŞLENMEMESİ"

Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kılıç, "İsrail'le Hamas arasında, Gazze arasında ve Filistinlilerle genel anlamda süreç bir hızlanıyor, bir yavaşlıyor. Tabii buradaki hedef, ümit ediyorum ki tüm dünyanın hedefi, herhangi bir şekilde silahların ateşlenmemesi. Yani ateşkesin sürmesi. Geleceğe yönelik olarak da burada oluşacak sürecin sonunda iki devletli çözüme gidecek olan yolun açılması. Şu an için çok zor bir hedef ama birinci elde etmemiz gereken, ateşkes var olduğu sürece bunu muhafaza etmek, sürdürmek. Burada herkesin üzerine bir görev düşüyor ama en büyük görev de yani açık söylemek lazım, Amerika Birleşik Devletleri'nin üzerinde." şeklinde konuştu.

Kılıç, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Gazzelilerin zorla yerinden edilmesi" planıyla ilgili soru üzerine, bütün dünyanın bir ses olduğunu ve Gazzelilerin Gazze'den başka bir yere gitmesinin kabul edilemeyeceğine dair fikir birliği bulunduğunu söyledi.

Kendilerinin de muhataplarına bunun olmaması gerektiğini söylediklerini dile getiren Kılıç, "Gazze onların memleketidir, vatanıdır, yuvalarıdır. Onların oradan hiçbir şekilde başka bir yere gitmeyeceğinin de artık tüm dünya tarafından kabul edildiğini düşünüyorum. Zaten yapılan açıklamalar da bunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.

Kılıç, Azerbaycan ve Ermenistan barış anlaşması metninin tamamında uzlaşı sağlanmasıyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, söz konusu uzlaşının olumlu bir adım olduğunu ama sonuç itibarıyla sürecin devam ettiğini kaydetti.

Azerbaycan topraklarının 30 yılı aşkın bir süredir işgal altında olduğunu anımsatan Kılıç, bir daha bunun olmaması için gerekli adımların atılması gerektiğini, en kısa süre içerisinde sürdürülebilir, kapsamlı bir barışın inşasını ümit ettiklerini belirtti.

180'den fazla ülkenin kaderine sadece 5'i karar veriyor! Türkiye'den BMGK teklifi

Suriye'deki yeni dönemle ilgili dikkat çeken çıkış: Amaçları Türkiye kadar sade değil