Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, dün Riyad'da gerçekleşen ABD-Rusya görüşmelerini ve bu görüşmelerin Rusya-Ukrayna savaşına etkilerini konu alan bir analiz kaleme aldı.
Ukrayna'da barış için yapılan Rusya ve ABD görüşmeleri dün Riyad'da gerçekleşti. Görüşmeler toplamda 4,5 saat sürdü. Bu görüşmenin Suudi Arabistan'da gerçekleşmesinin iki farklı nedeni olabilir. Birincisi Suudi Arabistan'ın hem ABD hem de Rusya açısından kabul edilebilir bir arabulucu olmasıdır. İkinci neden olarak ABD, Gazze konusunda Suudi Arabistan ile yapılacak görüşmelerde olumlu sonuç alabilmek adına görüşmeleri burada gerçekleştirmiş olabilir.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'ni "sahiplenme" ve yeniden inşa etme konusundaki hayali planı ve Ukrayna konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile pazarlık yapma isteği, uluslararası ilişkilere yönelik alışılmadık yaklaşımının risklerini gözler önüne seriyor. Riyad'da Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile ABD'li mevkidaşı Marco Rubio arasında bölgesel güvenlik başta olmak üzere bölgesel ve küresel meselelerin ele alındığı ikili görüşmeler de gerçekleştirildi.
Görüşmelerde alınan başlıca kararlar şu şekilde sıralanabilir. İlk olarak, taraflar Rusya-ABD ilişkilerindeki "rahatsız edici unsurları" ortadan kaldırmak amacıyla bir danışma mekanizması kurulması konusunda anlaştı. Ukrayna'daki ihtilafın tüm taraflarca kabul edilebilir, sürdürülebilir ve kalıcı bir şekilde çözülmesi için erken bir aşamada çalışmaya başlamak üzere üst düzey ekipler atanmasına karar verildi. Ukrayna'daki ihtilafın başarılı bir şekilde çözülmesi sonucunda ortaya çıkacak ekonomik ve yatırım fırsatlarının yanı sıra karşılıklı jeopolitik çıkarlara uygun davranılması uygun görüldü. Son olarak, Ukrayna'da barış sürecinin zamanında ve verimli bir şekilde ilerlemesini sağlamak için iki ülkeden komisyonların hazırladığı barış tekliflerinin Putin ve Trump'a sunulmasına dair anlaşmaya varıldı. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Rubio, tarafların Moskova ve Washington'daki büyükelçilik çalışanlarının sayısının eski düzeyine getirilmesi konusunda anlaştıklarını duyurdu.
Kremlin, en önemli önceliğin Rusya-ABD diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmek ve Putin ile Trump arasında gelecekte gerçekleşecek bir görüşmeye hazırlanmak olduğunu doğrudan belirtti. Amerikalı yetkililer ise Moskova ile temasların artmasını, Rusya ile Çin arasında bir ayrılık yaratma, nükleer bir rakiple arayı düzeltme ve sayısız can kaybına yol açan bir çatışmaya son verme yönündeki cesur bir girişim olarak nitelendiriyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un "Sadece dinlemekle kalmadık, birbirimizi duyduk." sözleri bu görüşmenin özeti niteliği taşıyor. Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff, ABD'nin Riyad'da Rusya ile yapılan müzakerelerden memnun olduğunu söyledi. "Hepimiz iyi bir sonuç almaya odaklanmıştık. Bu müzakereler için bundan daha iyi bir sonuç hayal edemezdik." dedi.
Bu toplantıda tarafların ikili ilişkilerin yanı sıra Ukrayna konusundaki temaslar ele alındı. Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriev, 2 veya 3 ay içinde Ukrayna'da barışa dair sonuç beklediğini dile getirdi. Riyad'daki görüşmelerde Ukrayna konusunda şu anda somut bir teklif bulunmuyor. ABD ve Rusya'nın barış planı sürecini ateşkes, Ukrayna'da seçimler ve ardından nihai bir anlaşmayı içeren üç aşamalı bir plan oluşturuyor. Rusya'nın Ukrayna'da seçim yapılmasını istemesinin ana nedenlerinden biri de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin meşruiyetini tartışmaya açarak baskı kurmak istemesidir.
Rusya'nın Riyad görüşmesinde dile getirdiği konulardan biri de barış görüşmeleriyle paralel ekonomik yaptırımların kaldırılması ve dondurulan Rus varlıkların serbest bırakılmasıdır. Böyle bir talebin daha ilk görüşmede dile getirilmesi ise Rusya'nın bu savaş nedeniyle ekonomik anlamda zorlandığını gösteriyor.
ABD, Trump liderliğinde Ukrayna'da düşmanlıkların daha fazla devam edemeyeceği sonucuna vardı. Böyle bir barış Rusya açısından NATO'nun yenilgisi anlamına geliyor. Rusya'yı ikna etmenin başlıca yolu onlara zafer hissini verebilmekten geçiyor ki bu barış Rusya açısından kabul edilebilir olacaktır. Çünkü Rusya, sağlanan barışı kendi halkına zafer olarak yansıtabilecektir. Barış gerçekleşirse dünyanın çoğunda da Rusya'nın zafer kazandığı algısı oluşacaktır.
Rusya için Kiev'in topraklarının yüzde 20'si kadarına sahip olduğu bir anlaşma kabul edilebilir duruyor. Rusya'nın yeni dünya düzeninin sebebi olarak gösterdiği NATO genişlemesi de muhtemelen şimdilik sona erdi. Rusya'nın böylesine uzun bir çatışmaya hazır olmadığı ve bunun bedelini de ekonomik olarak çok ağır ödediği söylenebilir.
Zelenskiy'ye ise ABD tarafından sadece bir oldubitti sunuldu. Ukrayna'nın bundan sonra yapabileceği barış masasında alabileceği en iyi sonuca ulaşabilmektir. Bunun için de Ukrayna'nın Türkiye, Fransa, İngiltere gibi ülkeleri barış masasına çekerek onların desteğini almaya çalıştığını söyleyebiliriz. Ukrayna, Rusya "tehdidinden" korunmak için güvenlik garantileri istiyor. Rusya ise Ukrayna'nın tarafsızlığının garanti edilmesini istiyor. Bu noktada, anlaşma hem ABD'ye hem de Rusya'ya yeterli siyasi ve ekonomik getiri sağlayacaktır.
Avrupa ve Kiev'in davet edilmediği Riyad görüşmesi, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Avrupalı liderler, Paris'teki toplantıda, birleşik bir Avrupa stratejisine ihtiyaç duyulduğu yönündeki söylemler dışında somut bir adım açıklamadı. Ukrayna için henüz bir planları yok. Dünya geri dönülmez bir biçimde çok kutupluluk dönemine giriyor. ABD'nin liderlik konumu Çin ve Rusya'nın beklenmedik yükselişi sebebiyle sorgulanıyor. Bu minvalde, Trump-Putin görüşmesi Çin'i, İran'ı ve Orta Doğu'nun tamamını etkileyebilir. Kısacası, olası bir barış sadece Ukrayna ile sınırlı kalmayacak.
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.