Japonya'da 2011'de meydana gelen deprem ve tsunaminin ardından nükleer faciaya sahne olan Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'nin işletmecisi TEPCO'nun hasarlı reaktörde robotlar aracılığıyla yapmaya başladığı araştırmaya ait görüntüler yayınlandı. Uzaktan kumandalı ROV-A robotunun geçtiğimiz çarşamba günü faciada en büyük zararı gören 1 numaralı reaktörün muhafaza kazanındaki nükleer yakıt kalıntılarını görüntülediği bildirilirken, özel bir kamera sistemi ile donatılan ROV-A robotunun eriyen reaktörün bir bölümünde insanlar için ölümcül olan 2 sievertlik radyasyon seviyesi ölçtüğü kaydedildi. Araştırmaların 1 numaralı reaktördeki erimiş nükleer yakıt kalıntılarını ölçmeyi, 3 boyutlu olarak haritalamayı ve radyoaktivitelerini belirlemeyi amaçladığını duyuran TEPCO'dan yapılan açıklamada, sürecin ekipman ve strateji geliştirmede kritik öneme sahip olduğu ve reaktörün nihai olarak devreden çıkarılmasına olanak tanıyacağı vurgulandı. Öte yandan Hitachi Nükleer Enerji ve hükümet tarafından finanse edilen bir konsorsiyum olan Uluslararası Nükleer Hizmetten Çıkarma Araştırma Enstitüsü tarafından ortaklaşa geliştirilen diğer 5 robotun önümüzdeki birkaç ay boyunca zarar gören reaktördeki araştırmalarda kullanılacağı öğrenildi.
Japonya, 2011 yılında meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunaminin ardından Çernobil faciasından sonraki en büyük nükleer felaket olarak gösterilen Fukuşima Nükleer Santrali kazasına sahne olmuş, santraldeki 3 nükleer çekirdeğin erimesi sonucu radyasyon sızıntısı meydana gelmişti. Bölgedeki binlerce kişinin tahliyesi ile sonuçlanan kazanın ardından santralin nasıl güvenle tahliye edileceği sorusu gündeme gelirken, tesiste robotlar aracılığıyla yapılması planlanan araştırmanın tarihi ilk olarak 2019 olarak belirlenmişti. Robotların tesise girişini sağlayacak koşulların hazırlanamaması nedeniyle süreç ertelenmişti.
TEPCO, 1 milyon tondan daha fazla radyoaktif atık suyun bulunduğu Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'nde depo olarak kullanılan tankların 2022'ye kadar dolacağını duyurmuş, Japonya hükümeti ise son olarak atık suyun uluslararası standartlar çerçevesinde arıtılarak denize dökülmesine karar vermişti.