Teşrik tekbiri; Arefe günü sabah namazıyla birlikte başlar, bayramın dördüncü günü ikindi namazından sona erer. Kurban Bayramı boyunca farz namazlarının ardından Teşrik tekbiri getirmek kadın-erkek her Müslümana vaciptir. Peki Teşrik tekbiri unutulursa ne yapılır, kazası olur mu? İşte Diyanet'in konuyla ilgili fetvası
TEŞRİK TEKBİRİNİN KAZASI OLUR MU?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı bilgilere göre, Peygamber Efendimizin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiği bildiriliyor.
Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre Arefe günü (27 Haziran 2023 Salı) sabah namazından, bayramın dördüncü günü olan 1 Temmuz Cumartesi günü ikindi namazına kadar 23 vakit her farzın ardından getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Peki Teşrik tekbiri kazası nasıl olur? İşte Diyanet'in konuyla ilgili açıklaması
TEŞRİK TEKBİRİ UNUTULURSA NE OLUR?
Teşrik günlerinde herhangi bir namazdan sonra tekbir getirilmesi unutulursa, Kurban bayramının 4.günü ikindi namazı dahil kılınacak bir namazın farzının peşinden kâzâ edilmesi gerekir.
Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır.
Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir.
Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).