Dünya ticaretinin şah damarı sayılan, tarihin en eski ve uzun karayolu özelliğini taşıyan M.Ö. 2. yüzyıldan 1800 yıllarına kadar önemini koruyan İpek Yolu, Doğu Batı, Kuzey Güney etkileşiminin sağlanmasında etkin rol oynadı. Yüzyıllar boyunca Doğu’nun zengin medeniyeti Batı’ya taşındı. İpek Yolu sayesinde Doğu toplumları refah seviyesini yükseltti. İpek Yolu ekonomik gelişmelerin yanı sıra farklı medeniyetleri, kültürleri, dil ve dinlere sahip milletleri birbirine bağladı. İpek Yolu, Doğu ve Batı kültürleri arasında bir köprü oldu ve ülkeler arası kültür alışverişini sağladı. Bu yol bilgelerin, orduların, fikirlerin, dinlerin ve kültürlerin de yolu oldu.
Asırlık ticaret yolu yeniden canlandı
Bugün İpek Yolu’nu yeniden o eski ihtişamlı günlerine geri döndürmek için çalışmalar sürüyor. Yakın bir dönemde İpek Yolu’nu yeniden canlandırmak ve dünya ekonomisine yeni bir yön vermek amacıyla Çin başta olmak üzere Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkeler ‘Tek Kuşak Tek Yol’ projesi kapsamında bir araya geldi. 2013 yılında Şi Cinping tarafından açıklanan ‘Tek Kuşak Tek Yol’ projesi ile Çin, sunduğu yeni pragmatik bölgeselcilik yaklaşımı ile uluslararası sistemde daha az çekici hale gelen Batı kökenli koşullu projeler karşısında kazan-kazan anlayışına dayalı kapsayıcı bir model sundu. Asya, Avrupa ve Afrika’yı kara ve deniz yolları ve ekonomik koridorlar ile birbirine bağlamaya çalışan Tek Kuşak Tek Yol projesinin amaçlarından biri de halklar arasında ilişkiler kurulması idi. Yeni İpek Yolu’nun ilk adımları 14-15 Mayıs 2017 tarihinde Pekin’de Modern İpek Yolu olarak da adlandırılan “Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği” forumu ile atıldı.
Son yüzyılın en önemli projesi olarak adlandırılan bu mega ticaret ve ulaşım projesinden Türkiye’nin de beklentileri yüksek. Batı ile olan ilişkilerinde iniş ve çıkışların hakim olduğu bu yeni dönemde kuşkusuz Türkiye’nin uluslararası politikada kendine yeni alternatifler araması şaşırtıcı bir gelişme değil. Üstelik Türkiye, Kuşak ve Yol projesinde önemli bir yerde duruyor. Bakü-Tiflis- Kars demir yolu ile Demir İpek Yolu’nun bir parçası olarak kurgulanan Marmaray ve 3. Köprü önemli noktalar olarak inşa edildi. Bu sayede Türkiye, Çin ile Avrupa arasındaki yük trafiğinde önemli bir alan oldu. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı sayesinde Londra’dan kalkan bir tren Pekin’e kadar kesintisiz gidebilecek. Üstelik nerdeyse 2 aylık süre 15 güne düşürüldü. Bu yol sayesinde Türkiye ekonomik anlamda da canlanacak. İpek Yolu’ndaki ilk ulaşım geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Çin’in Şian şehrinden yola çıkan ilk tren China Railway Express, 7 Kasım’da Marmaray’dan geçti. Çin’den yola çıkıp Kars üzerinden Türkiye’ye giriş yapan tren, Marmaray’ı kullanarak Avrupa’ya geçen ilk yük treni oldu. Toplam uzunluğu 820 metre olan 42 konteyner yüklü vagonla hareket eden tren, Avrupa’ya ulaşarak tarihe geçti. Bu anlamda ulaşım alanında yapılan yatırımların ülke için aslında düşünülenden çok daha büyük bir önemi olduğu görüldü. Tabi İpek Yolu sadece ekonomiyi değil ülkeler arası kültürel ve toplumsal etkileşimi de sağlayacak. Orta Asya’dan Balkanlar’a, Sibirya’dan Kuzey Afrika’ya İpek Yolu aynı zamanda Türk İslam kültürünün yayılma yolu.
Türk dünyası için ayrı bir öneme sahip
İpek Yolu’nun bizim açımızdan en önemli koridorlarını Türk Cumhuriyetleri dediğimiz Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ile Bakü-Tiflis- Kars Demiryolu projesinin oluşturduğunu belirten ve esasen bu yola bir Türk Koridoru olarak da adlandırabileceğimizi söyleyen İpekyolu Stratejik Araştırmalar Derneği (İPAR) Başkanı gazeteci ve Türkolog Dr. Seyfullah Türksoy, Çin’in başlatmış olduğu ve Pekin’den Londra’ya kadar uzanan modern İpek Yolu projesinin tamamlandığında dünya dengelerini etkileyeceğini belirtiyor. İpek Yolu, üç kıtayı birbirine bağlayan modern ticaret, ulaşım ve lojistik yolu olacak. Son yıllarda dünya ticaret hacminin düşüşü göz önüne alındığında bu yolun küresel ekonomiye katkısının büyük olacağını dile getiren Türksoy, “Ulaşım maliyetleri azalacak ve ticari ürünlerin daha kısa sürede hedef pazarlara ulaşması sağlanacak. Modern İpek Yolu Doğu toplumlarının yeniden yükselişinde önemli bir unsur olacak. Proje, geçtiği tüm ülkeleri küresel ticarete bağlayacak ve ekonomik gelişmelerini arttıracak. Doğu ve Batı ülkeleri arasındaki ticaretin ulaşım maliyetleri azalacağı gibi süreler de kısalacak.” dedi.
İpek Yolu iki farklı güzergâhtan oluşacak. Birincisi, Çin’den başlayarak Orta Asya üzerinden devam eden, Türkiye’yi de içine alarak Doğu Avrupa ve Rusya’ya uzanan karayolu hattı. Bu hat için yeni ulaşım ağları yapılmaya başlandı ve yetersiz durumdakiler ise elden geçirilerek iyileştirildi. İkincisi ise, Deniz İpek Yolu hattı. Deniz hattı ile özellikle Güney Çin Denizi, Hint Okyanusu ve Ortadoğu’daki körfezler ön plana çıktı. Deniz İpek Yolu, Çin’in bitişik kara sınırlarından ziyade diğer ülkelerin pazarlarına da ulaşma imkanı sağlayacak. “Bu sayede Çin, küresel ticarette önemli bir pay elde edecek. Güzergah üzerinde genel olarak gelişmekte olan ülkeler bulunuyor. Proje kapsamında söz konusu ülkelerin yaklaşık 21 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğü oluşturduğu göz önünde bulundurulduğunda Modern İpek Yolu projesi ciddi bir ekonomik potansiyel barındırıyor” diyen Türksoy, bu projenin Türk Dünyası için önemini şöyle özetliyor: “İpek Yolu, Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye arasındaki ticaret açısından büyük önem taşımakta. Kırım Tatarlarından merhum Gaspıralı İsmail Bey’in 1 asır önce dile getirmiş olduğu dilde, fikirde, işte birlik söyleminin düşünceden fiile çıkmasında modern İpek Yolu önemli rol oynayacak. Bu sayede Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasındaki iş ve ticaret hacminin gelişmesinde faydalar sağlayacak. Esasen bu projenin Türkiye’nin Çin’le olan ilişkilerine de olumlu katkılar sağlayacak. Türkiye ile Çin arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi, Çin sınırları içinde yaşayan milyonlarca Uygur Türkü’nü de çok olumlu etkileyecek. Ticari ilişkiler ülkeler arası dostluğa ve kültürel yakınlaşmaya da olumlu katkılar sunar. Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri aynı köklerden gelen kardeş topluluklardır. Türk Birliği adına yapılan çalışmalar modern İpek Yolu’nun hayata geçmesiyle daha da güçlenecek. Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın zaman zaman vurguladığı gibi Türk Asrı ideali mutlaka hayalden gerçeğe dönüşecek.”
Marmaray’ın küresel önemi anlaşıldı
Türkiye’de son yıllarda gerçekleşen devasa projeler ülkenin küresel vizyonunu çok yüksek noktalara taşıdı. Marmaray, 3. Köprü, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projeleri İpek Yolu’nun orta koridorunu oluşturuyor. Marmaray’ın stratejik öneminin şimdi daha iyi anlaşıldığını ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu projesinin İpek Yolu’nun kalbi olduğunu belirten Türksoy, “Bu hat Türkiye ile başta Azerbaycan olmak üzere bölgedeki diğer devletler arasındaki ticari ilişkileri çok olumlu etkileyecek. Kars çok önemli bir lojistik merkezi olacak. Modern İpekyolu’yla canlanacak olan küresel ticari ilişkilere Marmaray, İstanbul Havalimanı, 3. Köprü, Osman Gazi Köprüsü, BTK hattı çok büyük fayda sağlayacak ve bu eserler Türkiye’yi geleceğin Türk Asrı’na taşıyan kilometre taşı mahiyetinde olan projeler arasında yer alacak.” şeklinde konuştu.
Bu proje ile Çin’in son 30 yılda kazandığı finansal ve jeopolitik gücün katlanarak büyüyeceğini belirten Türksoy, bu durumda ABD’nin Çin’i giderek artan bir güvenlik tehdidi olarak görmesinin muhtemel bir sonuç olduğunu vurguladı.Türksoy, önümüzdeki süreçte Çin/ABD rekabetinin daha da şiddetleneceğini kaydetti.
İsmail Gülle: Ticari ilişkileri artıracak
Tek Kuşak Tek Yol projesi, küresel ticaret dengelerini değiştirecek. 65 ülke ve 3 milyarlık nüfus söz konusu hattın sağlayacağı refahı bekliyor. İpek Yolu üç eski kıta Asya, Avrupa ve Afrika’nın birbiri ile olan ticari ilişkilerinin şifresi. Yeni İpek Yolu’nun Türkiye’ye ekonomik olarak neler katacağı ile ilgili değerlendirmede bulunan TİM Başkanı İsmail Gülle şunları aktardı; “Türkiye, Çin’in başlattığı Kuşak Yol projesinin içerisine aldığı coğrafyada; sahip olduğu demir, deniz, kara ve hava yolu ulaşım ağı ile son derece önemli bir konumda. Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, ihracatımızı hem çeşitlilik hem de hacim anlamında çok daha ileri seviyelere taşıyacak Kuşak Yol inisiyatifini önemli bir dönüm noktası olarak görüyoruz. ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ hedefimize ulaşmak için, bölge ülkeleriyle ortak yapacağımız yatırımlar hususunda da üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. ‘Bir Kuşak Bir Yol” inisiyatifi kapsamında en çok yatırım çekme potansiyeli olan ülkelerin başında olan Türkiye’nin, özel sektör ve kamu kurumları nezdinde senkronize hareket ederek, önüne çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmesi için çalışıyoruz. Sürdürülebilir büyümenin en sağlıklı yolu olan ihracat Türkiye ekonomisinin geleceğinde ciddi rol üstleniyor. İlişkilerimizde kazan kazan ilkesi doğrultusunda hareket etmemiz, korumacılık rüzgârı estiren küresel ekonomi politiğe de cevap niteliği taşıyacak. Yeni proje Avrasya’nın dünyaya entegrasyonu, beraberinde büyük projeleri ve yeni ticaret fırsatlarını da getirecek. Çin ile Türkiye’nin karşılıklı kazan – kazan formülüyle daha güçlü ilişkiler kurması ticaret için çok değerli.” Yük taşımacılığı konusunda İpek Yolu’nun yeniden canlanmasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Teoman Duralı ise “Şu anda deniz yolu ile bir nakliyat var. Ancak bu sınırlı, hem de çok daha pahalı. Tren bu anlamda en ucuz taşıma aracı. Orta Asya ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticarette yaşanan en büyük problem bu taşımacılık idi. İpek Yolu buna çözüm olacak. Tabi bir de turizme de katkı sağlayacaktır.”şeklinde konuştu.
Abdurrahman Şen: Özlenen kardeşlik bağları bu yolla kurulur
“İpek Yolu, Doğu ve Batı’nın birbirini tanımasına katkıda bulundu. Bundan dolayı İpek Yolu üzerinde bulunan milletler arasında yeniden bir kültür köprüsü oluşturulduğunda söz konusu bağların ortaya çıkartılması ve kültür taşıyıcılığındaki yerinin belirlenmesi de mümkün olacaktır” diyen gazeteci ve yazar Abdurrahman Şen, bugünün siyasetine egemen olmanın en temel yolunun kültürel kimliği korumak olduğunu belirtti. Birbirini tanımada hâlâ eksikleri olan bu kardeş devletlerin özlenen bağları kurmasının en kısa yolunun İpek Yolu olduğunu belirten Şen İBB Kültür Daire Başkanı olduğu dönemde hayata geçirdiği kültür expo etkinliğini hatırlatarak: “İstanbul ve Gyeongju şehirleri arasında gerçekleşen Expo İstanbul 2013 yolculuğu sonrasında Türkiye ile Kore’de karşılıklı yapılan etkinliklerin hepsinde İpek Yolu’nun günümüz dünyasında hak ettiği yeri alabilmesi için kültür yönü sıcak tutuldu ve ortak köklerimizi anlamak amacı güdüldü. İnanç turizmi açısından İpek Yolu’nun konumuna bakınca da; Müslümanlığın bölgeye maddi manevî neler kattığını görmek mümkün oluyor. Bizim gibi Batı’ya göçmüş ama doğuda köklerini arayan milletler için İpek Yolu; bir dizi yeni bilinmeyenin varlığını sunar ve ispatlar.” diye konuştu.