30 Ekim 2024 Çarşamba / 27 RebiülAhir 1446

Yıllanmış eşyalar yeniden hayat buluyor 

Eski mobilyalar değerleniyor. İnsanlar artık yeni eşyalar almak yerine ya eski mobilyalarını boyuyor ya da kendi zevklerine göre yeniden üretiyor. Böylece ortaya çıkan tasarım hem kişiye özgü hem de daha az maliyetli oluyor. Yoksa siz hâlâ mobilyalarınızı boyamaya başlamadınız mı?

MERVE YILMAZ ORUÇ13 Temmuz 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Yıllanmış eşyalar yeniden hayat buluyor 

Eşyanızın modası mı geçti, yoksa eskidi mi? Atmaya kıyamıyorsunuz, yenisini almak için de ciddi bir para mı lâzım? Size bir çözüm önerimiz var. Eşyalarınızı boyayın. Onları baştan tasarlayın. Bu aralar özellikle sosyal medyada da karşımıza sık sık çıkan bir boyama furyası var. İnsanlar masalardan koltuklara, cam aksesuarlara kadar her tür eşyalarını boyamaya başladılar. Özellikle hanımların yeni gözdesi olan boyama işlemi ile geri dönüşüme de katkı sağlanıyor. Tüketimi arttırmak yerine eşyalar yeniden kullanıma kazandırılıyor. Peki bu boyama işlemi ne kadar sağlıklı, boya yaparken nelere dikkat edilmeli, neler boyanabilir ve nasıl boyanır? İşin ustasına sorduk. Haze Design Lab atölyelerinde gerçekleştirdikleri eğitimlerle mobilya boyamanın inceliklerini meraklılarına anlatan ressam Hanife Çınaroğlu ile bir araya geldik.           

Ekonomik olArak maliyetli 

“Mobilya boyasını çok sevdim. Neden mobilyada bir resim olmasın düşüncesi ile yola çıktım.” diyen Çınaroğlu, Nefise Hüroğlu ile birlikte Haze Design Lab’ı kurmuş. Resim ile boyama tekniklerini karıştırarak farklı bir iş ortaya çıkartan Çınaroğlu, atölyelerinde hem kadınlara boyama işinin inceliklerini, tekniklerini öğretiyor hem de gelen teklifler üzerine mobilya boyamaları yapıyor. Dünya genelinde insanların çok uzun zamandan beri bu tarz boyama işlemleri yaptığını hatırlatan Çınaroğlu, bizde bu işin henüz iki yıldır popüler olduğunu belirtiyor. Daha az maliyetli olduğu için genelde insanların bu işi tercih ettiğini belirten Çınaroğlu, şöyle konuşuyor: “İnsanlar boyama işinin ekonomik açıdan ne kadar kıymetli olduğunu anladı. Artık eski mobilyalar atılmıyor. Yenisini almak yerine ikinci el alınıyor ve onu daha uygun fiyata boyayıp kullanıyorlar. Boyamanın yaygınlaşmasında diğer bir neden ise yaptığınız boyama işlemi ya da uyguladığınız farklı desenler ile o ürün bir tek sizde oluyor. Kişi kendi tasarımını kendi yapıyor.”  Şu an yaptıkları iş ile aslında insanların hayallerini gerçekleştirdiklerini anlatan Çınaroğlu, boya tonları konusunda daha çok vintage tarzının tercih edildiğini belirtiyor. Çınaroğlu, “İnsanlar eskiye dönük renkler seçiyor. Son yıllarda daha bohem ürünler moda. Çünkü nostalji bize her dönem hakim oluyor. Modern eşyalarını boyayıp eski hale getirenler bile var. İnsanlar nostaljiyi yaşamak istiyorlar.” şeklinde konuşuyor.              

Teknikler aynı hayaller farklı 

Mobilya ve duvar boyama alanında iki farklı workshop düzenlediklerini belirten Çınaroğlu, özellikle ev hanımlarının katılımının çok olduğunu söylüyor. Son zamanlarda erkeklerin de ilgi gösterdiklerini vurgulayan Çınaroğlu “Hobi olarak yapan da bu işi profesyonel olarak öğrenmek isteyenler de geliyor. İç mimarlar da ilgi gösteriyor. Genelde 3-4 kişi ile gerçekleştiriyoruz workshopları. Burada eskitme, çatlatma, varak, stencil gibi farklı boyama tekniklerini aktarıyoruz. Boya ile nasıl oynayacaklarını, hayal güçleri ile neler yapabilecekleri konusunda yönlendiriyoruz. Bu teknikler her yerde aynı. Ancak hayal gücü farklı. Duvar workshoplarında ise duvara görüntü vermenin tekniklerini öğretiyoruz. Burada teknikleri öğrenen hanımlar, seyyar olarak evlere gidip boyama yapıyor. Atölye açanlar da var.” diyor. En büyük hayallerinin mobilya boyama ile ilgili kadınlara özel bir akademi açmak olduğunu söyleyen Çınaroğlu, boya alanına kadın eli değmesi gerektiğini söylüyor. 

Yeni moda beyaz eşyaların boyanması 

İnsanların en çok masa, sandalye ve konsollarını boyadıklarını söyleyen Çınaroğlu, “Son zamanlarda artık balkonlardaki plastik dolaplardan evdeki aksesuarlara kadar herşey boyanıyor. Bir demire bile boya ile ahşap dokusu verilebiliyor” diyor. Seramiklerin de boyandığından bahseden Çınaroğlu banyo ve mutfakların boyanmasını pek tavsiye etmiyor. “Özellikle banyoda buhar oluyor ve deterjan kullanmak zorundayız. Kullanılan deterjanlar banyodaki boyaya zarar verebilir. Özellikle buhardan dolayı illa ki belli bir  zaman sonra boyalar kendini atacak.  Mutfakta iki dolap arasında bir boşluk oluyor. O kısma boya ile hazır desenler kullanılarak çalışmalar yapılabilir” diyen Çınaroğlu,  artık beyaz eşya boyamanın moda olduğunu vurguluyor. Buzdolabı ve bulaşık makineleri boyadıklarını belirten Çınaroğlu, sadece boyamakla kalmayıp farklı desenler çalıştıklarını da dile getiriyor. Üstelik boya ile zedelenen kısımlar da gözükmüyor. 

Evde boya yapmak isteyenlere tüyorlar:  

- Boya yaparken en önemli nokta boyanın kalitesi. Kanserojen madde içermeyen su bazlı, tek katta kapatacak ve çabuk kuruyan boyalar tercih edilmeli. 

- Fırçalar ise at kılı olmalı. Çünkü boya yaparken güç uyguluyorsunuz. Fırçanın kılları dökülür ise mobilyaya yapışır ve onu kaldırmaya çalışırken boyayı mahvedebiliriz. 

- Astar ve zımpara yapmak istemiyorsanız eğer chalk paint boyalar kullanılmalı. Böylece zımpara yaparken kaybedeceğiniz zaman ile başka ürünlerde boyayabilirsiniz. 

- Boyadan sonra vernik atılmalı. Ancak bu vernik yine su bazlı ve kokusuz olmalı. Wax dediğimiz vernikler tercih edilebilir. 

Serdar - Serpil Erdem: Seramik ile ahşabı birleştirdik 

Serdar Bey de evde eşyalarını boyayan isimlerden biri. Eşi ile birlikte emekli olduktan sonra Söke’ye yerleşmişler ve burada seramik atölyesi açmışlar. Daha sonra seramik ile ahşap çalışmalarını birlikte yapmaya başlamışlar. “Eski mobilyaları farklı boyama teknikleriyle boyayınca ve bunları seramikle bütünleştirdiğimizde sonuç nefes kesici oluyor” diyen Serdar Bey, eşi ile katıldıkları workshop çalışmalarında boyama tekniklerini öğrenmiş. Şimdiye kadar evlerinin mutfağını, büfelerini ve aile yadigarı etajer ile sandıklarını boyadıklarını belirten Serdar Bey, bunu aynı zamanda işe de dönüştürmüş. 

“Boya yaparken insanlar stresten uzak oluyor. Günlük dertlerden sıyrılıyor ve huzurlu oluyor. Üstelik ortaya çıkan netice insanın gururunu okşuyor.” diyen Serdar bey eşi ile birlikte çalışmalarına devam ediyor.