Günlük telaşlarımızı, iş stresimizi, gelecek kaygılarımızı bir kenara bırakıp geçmişimizi düşündüğümüzde sokakta oynadığımız oyunları hatırlayıp mutlu olmayanımız var mıdır? Annelerimizin, babalarımızın defalarca eve çağırmasına rağmen elimizdeki salçalı ekmekle oradan oraya koşuşturup, oyun oynayışlarımızı unutmak mümkün mü? Ama sokaklar ıssız... Çünkü eskiden sokaklarda koşup zıplayan minikler, yerini, evlerinde saatlerce bilgisayar başında oturup beden gücü kullanmadan çikolata, cips yiyerek şişmanlayan çocuklara bıraktı. Onların boş bıraktığı sokaklara da yetişkinler arabalarını park eder oldu. Eğitimciler, eskiden sokakta oynanan ve artık geleneksel olarak tanımlanan oyunların çocukların eğitimi ve kişiliği üzerindeki olumlu etkilerden bahsediyor. Çünkü zihinsel, bedensel gelişimi, iletişimi, paylaşmayı, işbirliğini ve uyumu öğretiyordu bu oyunlar. Biz de Z kuşağı çocukları ve aileleri için unutulan geleneksel oyunları derledik.
Sarı, mavi, kırmızı İstop’un rengi
Oyuncular bir daire oluşturur. Oyunu başlatmak için çocuklardan biri ebe olur. Ebe, oyunculardan birinin adını söyleyerek topu havaya atar. Top yere düşerken, adı söylenen oyuncu topu havada yakalarsa, başka birinin adını söyleyerek topu yeniden havaya atar. Topu havada tutamayan çocuk ise topu yerden eline aldığında “istop” diye bağırır. Ve aklına gelen bir rengi söyler. Diğer çocuklarda o rengi bulup tutmaya çalışır. Söylenen rengi bulamayan çocuk ebe tarafından topla vurulur.
Çanağı çömleği patlatma
Genelde ilköğretim çağındaki çocukların mahalle aralarında zevkle ve şevkle oynadıkları bir oyundur saklambaç. En az üç kişiyle oynanır. Oyuncular arasından bir ebe seçilir. Bu ebe bir duvar ya da ağaca önünü dönerek sayar. Ebe en az 25 ya da 100’e kadar sesli olarak sayar. Bu sırada diğer oyuncular da ebe saymayı bitirene kadar farklı veya aynı yerlere saklanırlar. Ebe, saymayı bitirince “Önüm arkam, sağım, solum sobe” diye bağırır ve gözünü açar. Saklanan diğer oyuncuları bulmaya çalışır. Diğer oyuncular ise ebe kalenin başından ayrıldığını görünce ebenin saydığı yere ebeden önce ve ona yakalanmadan gelirlerse “sobe” diyerek ebeyi sobeler. Sobeleyen kişiler ebe olmaz. Ondan sonra ebe diğerlerini bulmaya çalışır. Ebe bulduğu kişinin adını yüksek sesle söylemek zorundadır. Eğer ebe bir kişiyi görüp de onun adını yanlış söylerse diğer oyuncular saklandığı yerden çıkar ve saklambaç oyununda bir terim “Çanak çömlek patladı” diye bağırırlar ve ebe ebeliğe devam eder.
Bir can al oyuna devam et
Ortada Sıçan, iki gruba ayrılan çocukların ortada kalanlarını topla vurmaya dayanan bir oyundur. Eğer ortadaki oyunculardan biri topu havada yere değmeden yakalayabilirse bir can kazanır. Ve bir kere top tarafından vurulursa da bu canını kullanıp, oyuna devam eder.
Nefesin kesilen dayağı yer
Bir ebe seçilir. Ebe olan çocuk belirli bir alan içinde “Simiiiit” diye bağırarak birini yakalamaya çalışır. Yakalarsa yakalanan çocuk dövülür. Yakalayamadan sesi kesilirse ebenin bu seferde diğer çocuklar “Sesi kesildi vurun” nidalarıyla vururlardı. Oldukça acılı bir oyundur.
Tekerlemeni söyle, ipini atla İki çocuk karşılıklı olarak ipi çevirir. Çocuklar sırayla ipten atlamaya çalışırlarken şu tekerlemeyi söylerler: “Laleli bel kız, içeriye gir kız, ipten çık kız, dışarıya çık kız, denizde dalga, hoş geldin abla, eteğini topla, rahat otur abla, etek bluz, İngiliz turist, nereden çıktı bu iki kız.”
Birdir bir bilemeyen ikidir
Önce bir ebe seçilir. Diğer dokuz kişinin, ebeden ötede duracakları yer belirlenir ve üç dört adım aralıklarla dizilir. Ebe eğilip belini kamburlaştırır, atlama yapacak dokuz çocuk tekerlemenin kendi numaralarına ait kısmını tam ebenin üzerinden atlarken söyler. Yer değiştirerek tüm çocuklar sırayla atlar. Düşen çocuk ebe seçilir.
Bil bakalım biz kimiz
Gözleri bağlanan ebenin etrafında halka olan çocuklar döne döne “Türkü söyler döneriz bil bakalım biz kimiz göster körebe” sözlerini söyler. Ebe dokunduğu kişiyi tanıyana kadar ebe kalır. Tanınan çocuk ebe olur.
Çizgilere basma yanarsın
Yere belirli düzende kareler çizilir. Çocuklar o karelerin çizgilerine basmamak suretiyle zıplayarak kareleri tamamlamaya çalışırlar. Her çocuğun severek oynadığı bir oyundur.