27 Nisan 2025 Pazar / 29 Sevval 1446

Didem Balçın: Seyirci izlerse Çakallarla Dans 10 bile çekilebilir

Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı ’nın Fatma’sı Didem Balçın, sinemadaki güçlü ve kurnaz karakterlerin aksine gerçek hayatta erkeklerin daha saf olduğunu düşünüyor.

Serdar Akbıyık6 Eylül 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Didem Balçın: Seyirci izlerse Çakallarla Dans 10 bile çekilebilir

TÜRK sinemasında çok yetenekli kadın oyuncular var. Ama sinemamızın yetersizlikleri onları da vuruyor. Mesela Didem Balçın yurtdışında olsaydı eminim bir

Meg Ryan veya Goldie Hawn etkisi yapabilirdi. Çünkü hem fiziği buna uygun hem de muhteşem bir komedi kabiliyeti var. Sinemamız bundan yeterince faydalanıyor mu? Cevabı zor bir soru.

31 yaşındaki oyuncunun güzelliği ve yeteneği de tesadüf değil, 1975 yılında Japonya’da düzenlenen Miss Beauty yarışmasında Türkiye’yi temsil eden tescilli güzel Nur Balçın’ın kızı. Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü mezunu Balçın’ı 2003 yılında Gurbet Kadını dizisinde canlandırdığı Gülnaz karakteriyle tanıdık. Vizyona giren Gulyabani’nin yanı sıra bu yıl Diriliş: Ertuğrul ve Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı filmleriyle de karşımıza çıkacak olan Didem Balçın ile son filminin setinde sohbet ettik.

- Çakallarla Dans serisinin üçüncü filmini çekiyorsunuz. Bu filmdeki rol, size neler kattı?

Senaryoyu okuduğumda çok eğlendiğim için heyecanlanarak “Hemen görüşelim” dedim. Sette Murat Şeker ve İlker Ayrık ile “Beraber okuma yapalım” dedik çünkü komedi, benim fikrime göre önemli olan grup çalışması. Yoksa bireysel bir yetenek ve bireysel bir enerji komedide yeterli olmuyor. Sette, birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi bir enerji oluştu. Aslında Murat Şeker’in kardeşi Hülya beni çok istemiş. Onlar beni tanımıyorlardı. Filmin çekimlerine “Bugün Çakallarla Dans seti var” diye eğlenerek gidiyordum. Gerçekten ‘gülmekten çekemedik’ diyebileceğimiz sahneler vardı.

- Hollywood’ta Goldie Hawn, Meg Ryan gibi hem fiziğiyle hem de komedi kabiliyetiyle öne çıkan isimler romantik komedinin önünü açtı. Türk sinemasında sizin performansınız benzeştirilebilir. Bu tür kadın oyuncuların eksikliği yüzünden mi bizde romantik komedi fazla çekilemiyor.

Şöyle düşünmek lazım: Her sene sayısız insan mezun oluyor okullardan. Bir oyuncu sürekli güzelleşmek zorundadır ama aynı zamanda çirkin olmaktan da korkmamalıdır. Mesela ben bir komedi filminde oynamıştım fakat oradaki rolümün kadınsal hiçbir şeyi yoktu mesela. Ama Çakallarla Dans’ta hem güzel hem de iç enerjisi olan bir kadın Fatma.

KEŞKE GERÇEĞE YAKLAŞABİLSEM

- Filmin adı Çakallarla Dans fakat aslında kimse çakal değil sonuçta sadece dört tane arkadaşlar, filmde ‘çakal’ benzetmesi en çok Fatma’ya yakışıyor.

Evet, evet, kesinlikle! Bence aramızda, günlük hayatta çok sayıda Fatma var. Diğer dört karakterimiz gerçekten hiç çakal değil, yalnızca çakallık yapmaya çalışıyorlar çünkü sistem bizi buna itiyor. Kimisi aklını kullanıyor kimisinin şansı yaver gidiyor. Büyük şeyler düşünmemek lazım, bir simit alırken de çakallık yapabilirsiniz. Ben bile gündelik hayatta çakallık yapıyorumdur. Fatma karakterinin de bu insanlardan esinlendiğine ve öyle yaratıldığına inanıyorum.

- Gerçek hayata baktığımızda ben de size katılıyorum. Erkekler evde otoriter gözükürler ama hayatta bütün dengeyi kuran yine kadındır. Bizim dramatik filmlerimizde hep kadın çok ezilendir.

Ben de sizin gibi düşünüyorum. Bence erkekler çok net ve tek bir hamlede düşünen varlık ama kadınlar her açıdan düşünüyor. Dolayısıyla ben zaten kadınların daha çakal olduğunu düşünüyorum. Çakallığı geçtim, daha çok fikirleri olduğunu düşünüyorum. O yüzden erkeklere üzülüyorum. Yani ben böyle bir kadınım, bizim evimizde baba görüntüde vardır ama her şeye annem karar verir ve annemin sözü geçer. O yüzden de diğer filmlerde niye böyle olduğunu bilmiyorum ama keşke gerçeğe biraz daha yaklaşabilsem.  

Yılda üç film tamamen şans

- Dikkat ediyorum, bir tiyatrocu olarak meslektaşlarınızdan çok daha fazla film üretiyorsunuz. Geçen yıl iki filminiz aynı anda vizyona girmişti bu yılda üç olacak. Bu bir planlama mı?

Belli bir şablonum yok. Sadece komedi veya dram filminde oynarım ya da sanat filmi oyuncusuyum gibi bir cümlelerim yok. Yaptıktan sonra “Ay iyi ki yapmışım” dediğim her işte olabilecek bir oyuncuyum. Yani anlayacağınız tamamen şans eseri. Ben bu sene beş film de çekerdim ama nerede mutlu olduğumuzla alakalı bir şey bu. Dediğim gibi denk geldi sadece, her sene başka bir tiyatro yapmaya çalışıyorum. Bu sene başka bir oyunla Moda Sahnesi’nde oynayacağım. Dizi henüz yok. Bu kadar film varken bir de dizi olsun da şehir dışına gideyim falan kaldıramam muhtemelen. Zaten dizi daha bir fabrikaya döndüğü için bu çok yoruyor bir oyuncuyu.

Onlarla film çekmek çok keyifli

- Çakallarla Dans’ın konusu öyle uygun ki istediğiniz gibi uzatabilirsiniz. Her dönem insanlar çakal olmak isteyip komik duruma düşer. Peki bundan sonra bir dördüncüsü gelecek mi?

Valla ben Çakallarla Dans 10 çekilse de bunu olumlu karşılarım çünkü oyuncular gerçekten oyuncu diyebileceğimiz insanlar ve onlarla film çekmek keyifli. Dördüncüsü çekilir mi? Bu sanırım yine ikincisi ve üçüncüsü gibi halkın isteğine bağlı olacak. Gişeye bakacağız ve mesela halk bunu sevdi hadi devam ettirelim diyeceğiz. Ancak bunu da film vizyona girdikten sonra anlayacağız.