22 Aralık 2024 Pazar / 21 CemaziyelAhir 1446

Kültür ve sanat Mardin’in doğasında var

Mardin Valisi ve Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman, Mardin’in insanlığın var olduğundan bu yana özgünlüğünü koruyan ve kültür sanatı muhafaza eden bir şehir olduğunu vurgularken bunu, bünyesinde barındırdığı çok çeşitli kimlik ve kültürler üzerinden gerekçelendiriyor…

ALİ DEMİRTAŞ28 Aralık 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Kültür ve sanat Mardin’in doğasında var

Nasıl anlatılır, nasıl tanımlanır bilmiyorum. Bir şehir için süslü cümleler kurarak ya da güzel şeyler söyleyerek çeşitli tanımlamalarda bulunmayı her zaman riskli buldum. Çünkü o şehrin bir kimliği var. Kendinde doğuştan var olan bir kimlik. İnsanoğlu bunun ne kadarını doğru bir şekilde gözlemleyebilir ve tanımlayabilir ki… Kaçırdığımız, göremediğimiz ya da şehrin bizden sakladığı binlerce sırrı ve güzelliği olabilir. Bu nedenle Mardin’i övmek yerine ben Mardin diyeyim, siz buranın ne kadar bereketli, çokkültürlü ve nakış gibi işlenmiş bir şehir  olduğunu anlayın. Mardin kimliğinde müthiş bir kültür sanat potansiyeli barındırıyor. Bienal yapılıyor, sergiler düzenleniyor hatta bir müzesi var. Fakat bunların hiçbiri olmasa bile Mardin yine Mardin. Sanat ve kültür yine burada, her zaman kalıcı. İşte bütün bunları Mardin’de Sakıp Sabancı Kent Müzesi’nin 10. yıl kutlamasında bir araya geldiğimiz Mardin Valisi ve Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman ile konuştuk. Yaman da benden çok farklı düşünmüyor. Şehrin tüm bu potansiyelinden dolayı avantajlı bir idareci olduğunu dile getiren Yaman, şehirdeki çok farklı kültürlerin Mardin’e zenginlik getirdiğini söylüyor ve tüm bunları birlikte harmanladıklarını ifade ediyor: “Beraber yaşıyoruz ve bunun sonucunda da şehre çok zenginlik katılıyor. Bu da mutfakta, mimaride, müzikte kendini gösteriyor. Biz hep şunu söylüyoruz, biz masal şehriyiz.”

İNANÇLARDAN KAYNAKLI FARKLI BİR ZENGİNLİK VAR 

Mardin’in Mezopotamya Ovası’nın en önemli şehirlerinden bir tanesi olduğunu dile getiren Yaman, hem milattan önce hem de milattan sonra tarihiyle beraber, Ezidilerin, Süryanilerin de şehre katmış olduğu, dil, din, mimari ve mutfak kültürünün şehri çok farklı bir hale getirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Sokaklarımızda dört dil konuşuluyor. İnançlardan kaynaklı farklı bir zenginlik var. Bu durum şehrin mimarisine, yaşamına kültürüne ve mutfağına önemli katkılarda bulunmuş. Böyle olunca her inanışın ve kültürün kendine has zenginlikleri bu şekilde bazı mekânlarda sergileniyor, şehrin farklı mekanlarında karşınıza çıkabiliyor. Bu da bir şehir idarecisi olarak beni mutlu ediyor, gelen misafirleri de tabi. Bu nedenle en çok tercih edilen destinasyonlardan bir tanesi de Mardin. 2019’da şu ana kadar bir milyonun üzerinde yatılı turisti ağırladık. Günübirlikçileri de kattığımızda 5,5 milyon turist ağırladık bu yıl. Hedeflerimiz artarak devam ediyor.” 

Şehrin doğuştan var olan sanat potansiyelinin müzeler gibi yapılarla süslenmesi hakkında ise şunları söylüyor Yaman: “Mardin Kent Müzesi, yaşayan bir müze. Okul öncesi çocukların da kendisini bulabildiği, gençlerin, kadınların, gelen misafirlerin de şehrin tarihini, yaşamını görebildikleri bir yer burası. Kazı imitasyon alanlarına ek şehirdeki el sanatlarının ziyaretçilere sunulması ve yeteneklerinin sergilenmesi de dahil bu yaşayan müze tanımıma. Bu çok önemli. Bütün bunlarla beraber kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler sayesinde şehir de özel ve önemli bir ziyaretçi artışı sağlanıyor.”

SANAT BERABERİNDE HUZURU DA GETİRİYOR 

Mardin Büyükşehir Belediyesi olarak bu misafirlerin 12 ay gelebilmesi için faaliyetlerini her mevsime yaydıklarını dile getiren Yaman, eski festivalleri, panayırları ve etkinlikleri tekrar canlandırdıklarını belirtiyor. Uçurtma ve güvercin şenliklerini buna örnek veren Yaman, uçurtma konusunda şehirde önemli ustaların olduğunu ve onlarla geleneksel uçurtmacılığı devam ettirmeye çalıştıklarını, bu kapsamda atölyeler düzenlediklerini ifade ediyor: “Bir uçurtma müzemiz de var. Oradaki sanatçılarımız çocuklarla beraber o eski gelenekleri devam ettiriyor. Bölgede son birkaç yıldır huzur da hâkim. Bunların başında Mardin geliyor. Terörle mücadele işin bir boyutu. Ama bunun sürdürülmesi için kültür, sanat, müzik ve spor faaliyetleri düzenliyoruz. Bu faaliyetleri huzurun sürdürülmesinde bir etken olarak görüyoruz ve bütün faaliyetlerimizi buna göre organize ediyoruz. Büyükşehir olarak 14 takım oluşturduk. 14 branşta genç kızlarımız ve erkeklerimiz spor yapıyorlar. Bazı branşlarımız Türkiye’de önemli yer edinmiş durumda. Mesela Hentbol Kadın Takımımız süper ligde oynuyor. Basketbol, voleybol kadın takımlarımız şu an birinci ligde. Bisiklet, atletizm yüzme takımlarında sporcularımız var.”

Ali Demirtaş, Mardin Valisi ve Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman ile birlikte MBB Gençlik Merkezi’nde.

ÇARPIK KENTLEŞMEYE İZİN VERMEYECEĞİZ 

Özellikle Mardin’in merkezi konumunda olan Artuklu ilçesi hem eski Mardin’i hem de yeni Mardin’i temsil ediyor. Fakat bazı bölgelerde Mardin’in genel atmosferini zedeleyen yapılar da söz konusu. Bunlarla ilgili nasıl bir mücadele verdiklerini sorduğumda şunları söylüyor Yaman: “Eski Mardin’de, koruma alanı içerisinde arkeolojik kazılar yapılıyor, sit alanları ve tescilli yapılar var. Bunların korunmasına büyükşehir belediyesi ve kamu kurumları olarak dikkat ediyoruz. Yeni Mardin’de ise şehrin, kapsamlı bir koruma imar planı olmadığı için gördüğünüz gibi çarpık şehirleşme olmuş. Ancak son dört yıldır burada koruma imar planları hazırlanıyor ve yeni bir çirkinliğe müsaade etmiyoruz. Yeni yapılaşmada imar planlarına uygun şekilde hareket edilmesi şartlarını koyduk. Dört yıldır çarpıklaşmaya yönelik herhangi bir inşaat da yok. Eski Mardin’de de ödeneğimiz oldukça, kamulaştırmalar yapılarak oradaki çarpıklaşmanın önüne geçiyoruz ve hatalı yapıları, silueti bozan şeyleri yıkıyor ve doğal silueti ortaya çıkarıyoruz. Tescilli binalara eklemeleri ve bu binalar arasındaki çarpık yapılaşmaları, kat çıkmaları gibi çirkinlikleri imar dışı faaliyetleri engelliyoruz.” 

TOPLUMUN HER KESİMİYLE BERABER ÇALIŞIYORUZ 

“Üç buçuk yıldır bu şehrin valisiyim. Üç yıldır da yerel yöneticilik yapıyorum. Bu nedenle yaptığımız bütün çalışmalarda şehirdeki kamu kurumlarıyla, diğer yerel yöneticilerle, STK’larla ve Süryani Toplumu, Ezidi Toplumu gibi oluşumlarla beraber bir yönetim ortaya koyuyoruz.” diyen Yaman, geçtiğimiz günlerde Hristiyanlar tarafından kutlanan Noel Bayramı etkinliklerine de katıldı. Personel istihdamına da bu farklılık ve zenginliğin yansıdığını dile getiren Yaman, “Mesai arkadaşlarımız, Araplar, Kürtler, Süryaniler. Bunların hepsi kadromuzda yer alıyor. Beraber görev yapıyoruz. Onlardan önemli derecede fikir alıyoruz. Mardin beraber yaşama kültürünü özümsemiş durumda. Bölge açısından bu çok önemli. Biz bu beraber yaşama kültürünü herkesin örnek almasını umuyoruz.” şeklinde konuşuyor.

BÖLGEDEKİ HUZUR MARDİN GENÇLİK MERKEZİYLE DESTEKLENİYOR 

Mardin Gençlik Merkezi alışılageldik ‘faaliyet belediyeciliği’ nin çok dışında tüm ülkeye model olabilecek bir kurum. 14-29 yaş aralığındaki gençlere ücretsiz eğitimler verilen merkezde farklı yaş grubu, farklı etnik kimlik ve sosyal statülerden yüzlerce genç birlikte çalışıp üretmenin ve eğlenmenin güzelliğini yaşıyor. Merkezin 12 bin 814 kayıtlı öğrencisi var. 7 bin kitaplık bir kütüphane, ücretsiz çay kahve ikramının yapıldığı kafeterya, bilgisayar üzerinden ders dinleyip, ücretsiz çıktı alınabilen bilgisayar atölyesi, sinema salonu, resim-müzik sınıfları, YKS hazırlık kursu, müzik ve dil kursları, bölge uzmanı yetiştiren dış politika kulüpleri, grafik tasarım kursları ile bir gencin kendini hem sosyal hem de bilimsel anlamda yetiştirip geliştirebileceği bir ortam sağlanıyor. Bütün bunlar sayesinde bölgedeki güvenlik güçleri sayesinde yakalanan huzur kültür, sanat, müzik, spor ve eğitim gibi faaliyetlerle daha çok destekleniyor. 

MARDİN’DEN BİR OTOMOBİL HİKAYESİ 

Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine Sabancı Vakfı tarafından restore edilip müzeye dönüştürülen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi - Dilek Sabancı Sanat Galerisi, kuruluşunun 10. yılını Mardin’in sosyal ve kültürel belleğinde önemli bir yere sahip olan bir otomobili koleksiyonuna katarak kutluyor. 1913’te Mardin’de dünyaya gelen ve lakabını bu bölgede “yardım eden” anlamındaki “muin” sözcüğünden alan ve Soyadı Kanunu’nun çıkmasıyla beraber “Özyardımcı” soyadını kullanan Yahya Muin, 1930’lardan itibaren kardeşi Salih’le birlikte farklı markalarda ABD yapımı otomobil, kamyon ve otobüsleri Mardin’e getirdi, alım satımını yaptı. Muin’in, dönemin koşullarında yüksek bir fiyata satın aldığı ve taksi olarak kullandığı kiremit rengi 1952 model Chevrolet otomobil, yıllarca Mardinlilerin yanı sıra, buraya gelen siyasetçi, bürokrat ve hâkimlere de hizmet etti, düğün konvoylarından adli keşif gezilerine Mardin günlük hayatında önemli bir yere sahip oldu. Yahya Muin’in 2007’deki vefatının ardından çocuklarının Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi – Dilek Sabancı Sanat Galerisi’ne bağışladığı otomobil, hikâyesinin ve Mardin sosyal hayatında üstlendiği önemin aktarıldığı panolar ve özel hazırlanan bir belgeselle birlikte 25 Aralık 2019’dan itibaren izleyicilerle buluşacak.