25 Nisan 2025 Cuma / 27 Sevval 1446

Doksanlar ’ın genç oyuncuları 1990’da henüz doğmamıştı

Ekranların yeni dizisi Doksanlar ’da rol alan genç oyuncuların çoğunun 1990’dan sonra dünyaya geldiğini biliyor musunuz? Dizinin Darıcı’daki çeyiz dükkanlı, atari salonlu, Murat 131’li setine konuk olduk; oyunculardan Renan Bilek, Pelin Öztekin, Atılay Uluışık, Zeynep Anıl ve Semiha Bezek ile konuştuk.

Hale Ceylan Barlas27 Temmuz 2013 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Doksanlar ’ın genç oyuncuları 1990’da henüz doğmamıştı

90’lı yıllar denince herkes farklı anılar hatırlar... Türkiye’nin ilk özel televizyonlarının yayına başladığı, her yerde özel radyoların dinlendiği, neredeyse her mahallede pop yıldızı olmak isteyen gençlerin bulunduğu, cep telefonuyla tanışıldığı yıllardı. Televizyonda yeni başlayan bir dizi var ki bizi o yıllara götürüyor, anılarımızı canlandırıyor: Doksanlar.

90’ları sıradan bir mahalle ve o mahallenin sakinleri üzerinden anlatan dizide Arif Erkin, Renan Bilek, Sinem Yener Ekşioğlu, Esra Dermancıoğlu, Deniz Oral, Ümit Erdim, Zeynep Anıl, Atılay Uluışık, Açelya Akkoyun, Beste Bereket, Semiha Bezek, Pelin Öztekin rol alıyor. 

Sosyal, ekonomik ve kültürel hayatın büyük bir dönüşüm yaşadığı o yıllarda iki aile ve onların çocuklarını anlatan dizideki giyim, kuşam, müzik, saç modelleri, eşyalar ise 90’ları yaşayanların anılarını canlandırıyor.

Dizinin Darıca’daki setine gittik, oyuncularla konuştuk. Karşımıza çıkan ilk isim memur Bekir karakterini canlandıran Renan Bilek’ti...

KURTULAMADIM ŞU TAKIM ELBİSEDEN

-Bir dönem dizisi olan Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den sonra şimdi de Doksanlar’a rol almaya başladınız...

Sormayın, dört yılda 60’lardan ancak 90’lara gelebildim. Sektörde 30 yıl ilerledim yani (gülüyor)!

-Daha önceki dizide canlandırdığınız Süleyman karakteriyle Bekir arasında benzerlik var mı?

İkisi birbirine zıt karakterler. Tek benzerlikleri gülüşleri, o da ikisini de aynı kişi oynuyor diye. Bir de tabii giydikleri takım elbiseler. Kurtulamadım şu takım elbiseden! Şimdi temmuz ama bunun ağustosu var, ne yapacağımı bilmiyorum. En iyisi senaryo ekibimizle konuşayım da Bekir’i yıllık izne çıkarsınlar (gülüyor). Hiç olmazsa evde olunca tişört giyebilirim!

-Süleyman karakterinin büyük bir hayran kitlesi var. Size hala ‘Süleyman’ diye seslenenler var mı?

Doksanlar’ın setine gelen izleyicilerimiz beni görünce ‘Süleyman abi bir fotoğraf çektirebilir miyiz?’ diye seslendiklerinde ‘Yahu ayıp oluyor çocuklar. Süleyman yok artık, ben Bekir’im’ diyerek takılıyorum onlara. Gerçekten de Süleyman çok sevildi. Hatta izleyenler ‘Her eve lazım Süleyman’ diye bir slogan bile bulmuştu. Ben ‘en kötü iyi adam’dım onlar için. Ama biliyorum ki Bekir’i de çok sevecekler.

-90’lara dair anılarınızı paylaşır mısınız?

1990’da 22 yaşımdaydım. Bir grubum vardı. Gençlik dergilerinde yazılar yazıyordum. Komedi dizilerinde oynuyordum. Dizide de gördüğünüz pek çok detay benim hayatımda da vardı. Mesela çağrı cihazı... Çok sonra cep telefonu çıkmıştı. Ben de işimden dolayı almak zorunda kaldım. Bir gün bankadayım, zır zır telefon çalıyor. Nasıl sinirlendim, ‘Görgüsüz müsünüz, açın şu telefonu haydi!’ diye bağırdım. O anda çalan telefonun benim olduğunu anlayınca olduğum kuyruktan çıkıp koşarak uzaklaşmıştım. Orada telefonu bile açamamıştım.

ALBÜM ÇIKARMAYA FIRSAT BULAMADIM

-Tek kişilik gösteriniz Aramızda Kalsın’ı bitirdiniz mi yoksa yine devam edecek mi?

 Eylül gibi yeniden devam edecek. Üzerinde değişiklikler yapıyorum. Eskiden gösteride dört şarkı söylüyordum, ‘Daha çok şarkı söyle’ dedikleri için şimdi yedi şarkıya çıkarmayı düşünüyorum. Tabii hikayelerde de değişiklikler oldu. Eylülde oyunu güncellenen haliyle sahneleyeceğim. Bunun dışında bir tiyatro oyunu yazıyorum. Komedi olacak.

-1998’de Leke adında bir albüm çıkarmıştınız. Yeni bir albüm düşünüyor musunuz?

 Her zaman düşünüyorum ama bir türlü fırsat bulamadım. Hatta en son Öyle Bir Geçer Zaman Ki bitince çalışmalara başlarım diye düşünmüştüm. Ne var ki dizi bitip hemen Doksanlar’a başlayınca bu planım suya düştü. Sağlık olsun, acelem yok. Sonuçta şarkıcı değilim ki her yıl ya da iki yılda bir albüm çıkarma düşüncem olsun. Vakti gelirse olur.

BİR MİLYON LİRAYA SET KURULDU

Genel Sanat Yönetmeni Dilek Pınarcı Başak önderliğinde Darıca’da kurulan dizinin seti açıkhava müzesini andırıyor. 1 milyon lira harcanarak kurulan sette her şey en küçük ayrıntısına kadar düşünülmüş. Dizi için hazırlanan koca mahallede çeyiz dükkanından bakkala, kırtasiyeden bilardo ve atari salonuna, eskiciden fotoğrafçıya, kahvehaneden jetonlu telefon kulübesi, minibüs ve Murat 131’e kadar o yıllara ait her şey mevcut. Dizi platosunda çekimde giyilen kostümler için bir terzi atölyesi kurulmuş. Tüm kıyafetler oyuncuların ölçülerine göre yeniden dikiliyor. Üstelik hepsi o dönemin moda dergilerinde yer alan kıyafetlerin neredeyse birebir aynısı... Sete dair rakamlar şöyle...

Mahalle 7 bin metrekare üzerine kuruldu. Dizi bunun 5 bin metrekaresinde çekiliyor.

350 metrekare asfalt döküldü.

800 metrekare cam döşendi.

1000 metrekare çatı izolasyonu yapıldı.

1000 metrekareden fazla fayans, mermer döşendi.

Yedi ağaç dikildi.

200 metrekare parke döşendi.

TWITTER’DA DA ‘HERILT YANİ’

BKM Mutfak’tan tanıdığımız Pelin Öztekin, Benzemez Kimse Sana adlı yarışmadan sonra hiçbir projede yer almadı. “Çünkü Doksanlar dizisiyle anlaşmıştım” diyen Öztekin uzun süre kimseye bundan bahsedememiş: “BKM Mutfak zamanında herkes ‘Haydi artık bir dizide oyna’ diyordu ama kimseye bir şey diyemiyordum. Beni ekranda görmek isteyen o kadar çok kişi var ki babama bile mail atıyorlardı ‘Pelin’i Seksenler’e alsanıza’ diye. Uzun bir bekleyişti benimkisi ama değdi. Her şey çok güzel gidiyor. Bir tek kıyafet konusunda ilk başta sorun yaşadım ama neyse ki hallettik. Topuktan geçirilen taytları bilirsiniz. Onu giydirdiler bana ama oturup kalkıyorum aşağıya kayıyor, çekiyorum bu sefer geriliyor. Fenalık geldi içime! O nedenle ‘Siz boşverin bana tayt giydirmeyi, püfür püfür elbise giyeyim’ dedim.”

Doksanlar’da Neşe karakterini canlandıran Öztekin, dizide sık sık kullandığı ‘Herılt yani’ sözünün günümüzde fenomen olduğunu söylüyor: “Twitter’a baktığımda da herkes ‘Herılt yani’ diye konuşmaya başlamış birbiriyle.”

MODELLİKTEN TELEVİZYONA

Semiha Bezek, 1993 doğumlu oyunculardan biri. Best Model’da derece aldıktan sonra uzun süre modellik yapan, sonrasında dizi oyuncusu olan Bezek’in uzun süre rol alacağı dizi Doksanlar: “Dizide Açelya Akkoyun’un kızı Aysel rolündeyim. Dizide her şey rüya gibi. İlk bölüm yayınlandığında hepimiz çok heyecanlandık. Hatta o gün Kuzey Güney’de oynayan arkadaşlarım aradı. Tebrik ettiler ve aramızda şakalaştık. ‘Keşke bir hafta sonra ilk bölüme başlasaydınız’ dediler. Çünkü o gün Kuzey Güney’in finali vardı. Tabii ertesi gün reyting raporları gelince hepimiz çok mutlu olduk.”

Dizide 1990 yılı ve sonrasında dünyaya gelen birçok oyuncu arkadaşı olduğunu belirten Bezek “Onlar, o dönemleri hatırlamıyor ama ben her şeyi çok iyi hatırlıyorum. Çünkü dört buçuk yaşımda ilkokula başladım. 90’ların modasından tutun da müziğine kadar her şeyi benden büyük insanlarla rahatlıkla konuşabiliyorum. Kendimi o yıllara ait gibi hissediyorum” diyor.

KIZIM BENİ ÇİZGİ FİLMDE OYNUYOR SANIYOR

Onu, Bizimkiler dizisinin Ali’si olarak tanıdık. Uzun yıllar hiçbir projede yer almadı Atılay Uluışık ama şimdi Doksanlar’da öğretmen Kemal’i canlandırıyor. “Bizimkiler’in altında kalacak bir dizide rol almak istemedim” diyen Uluışık 15 yıl boyunca canlandırdığı Ali karakterinin hala unutulmadığını söylüyor: “Onu unutturmak istiyorum ama olmuyor. Biliyorum ki Ali’yi ömür boyu unutturamayacağım. Ama belki öğretmen Kemal bunu başarır.”

Uluışık, Doksanlar setine her gittiğinde eski anılarının canlandığını da anlatıyor: “İnsan o objeleri gördükçe eskiye gidiyor. Tabii bir de Bizimkiler’in müziklerini yapan Arif Erkin, bu dizide dedeyi canlandırıyor. Onunla aynı projede yer almak da çok güzel. Diziyi izleyenlerden güzel tepkiler alıyorum. Beni böyle bir dizide gördükleri için mutlu olduklarını söylüyorlar. Ama en güzel tepkiyi üç yaşındaki kızım veriyor. Diziyi izleyip beni arıyor ve ‘Baba seni televizyonda gördüm. Çizgi filmde mi oynuyorsun sen?’ diyor.”

BEN DEĞİL ANNEM BABAM HATIRLIYOR

Zeynep Anıl... Şu an 20 yaşında ama Doksanlar dizisinde 17 yaşında bir genç kız olan Özlem’i canlandırıyor. Daha önce de pek çok dizide rol alan, üniversiteyi kazanınca oyunculuğu bırakan Anıl, Birol Güven’den gelen teklifi duyunca çok sevinmiş: “Havalara uçtum, çok mutlu oldum. Çünkü karakter de senaryo da çok güzeldi. Dizide memur Bekir’in kızıyım. Mahallenin bakkalının oğlu Atilla’ya aşığım.” Anıl, her ne kadar 90’ları anlatan bir dizide oynasa da o dönemlere dair hiçbir şey hatırlamıyor: “Annem babam çok şey hatırlıyor. Diziyi seyrettiklerinde sürekli birbirleriyle anılarını paylaşıyorlar. Ama ben iyi ki o dönemlerde bebekmişim çünkü kıyafetler gerçekten çok kötüymüş. Hani o dönemlerde nasıl giymişler bu kıyafetleri diye düşünmekten kendimi alamıyorum.”