24 Nisan 2025 Perşembe / 26 Sevval 1446

367 yıllık bitki tarifleriyle şifa dağıtıyor

Bitkilerle verdiği şifalarla tanınan Hekim Ayşe’nin 7’inci kuşak torunu Herbalist Hülya Leyla Çabuk, 81 yıldır büyük anneannesinin yolundan gidiyor. Ailesinin bitkilerle tarihinde 367 yıl öncesine kadar gidebilen Çabuk, 12 yaşından bu yana karayemiş, ısırgan, kendir, karabaş, ayrıkotu, böğürtlenkökü gibi otlarla haşır neşir. 72 yaşındayken BitkiDerman markasını kuran Çabuk, tedavi yöntemleriyle çok sayıda insanın hayatını değiştirdi. “Bizim evde yemek yapmayı öğrenir gibi bitkilerle ilaç yapmayı öğreniyorsun” diyen Çabuk, uzun yıllar boyunca edindiği tecrübeleri bizlerle paylaştı.

FATMA ERSOY 25 Kasım 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
367 yıllık bitki tarifleriyle şifa dağıtıyor

- Bitkilerle ilk tanışmanız nasıl oldu?

Anneannemin annesini gördüm. Köylerde yol olmadığı zamanlarda insanlar atlarla, katırlarla tedavi olmak için yanına geliyordu. O zamanlar küçüktük bize derdi ki “Şu sepeti şu bitkiyle doldur.” Tabii gelenlerin vücudunda büyük yaralar vardı. Ben altı-yedi yaşındayken, yüzündeki yaralardan dolayı yanağından dişleri görünen bir insanı gördüm. Aynı insanın yüzündeki yaranın söndüğünü de gördüm. Ondan sonra gelen insanların daha ziyade saç dökülmesi, sivilce, tüy problemi oluyordu. Bizim evde çay, kahve, yemek yapmayı öğrendiğin gibi bitkileri öğreniyorsun. Bitki toplamadan sonra karmayı öğreniyorsun. Karma nedir? O insan geldiği zaman şunu getir bunu getir diye koyuyorsun, karıyorsun. 

- Kimlere tedavi uyguluyorsunuz?

İnsanlar önce doktora gitsin, tıp çok önemli. Çare bulamayan gelsin. Çünkü ben insanın iskeletine çare buluyorum. Egzama, sedef, saçkıran gibi hastalıklar akar. Akar nedir? Sileceği sıktığında içi çıkarda arkasından zaft gibi su gelir ya, gece kulağın arkasından öyle su gelir. Gündüz hiç akmaz, gece akar. Çünkü hormonlar gece çalışır. Küçükken derler ya uyusun da büyüsün. Ayrıca bitki kendini yüceltti, büyüttü. Bütün yüzdeki salgıyı, tüyleri doğayla yok ediyorsun. Mesela sizin bir saksınız var, güzel bir çiçeğiniz var her gün üzerine iki tane tuz at ne yapar, yok eder. Tüy de o şekilde biter. 

- Cildiniz çok genç, bunun için ne yapıyorsunuz?

Yaşlılık kağıdı almaya gittiğimde nüfus müdürlüğündeki kız ‘Nüfus belgeniz siz doğmadan önce mi alındı’ dedi. Doktorun yanına çıktığımda ise doktor bana ‘Leyla Hanım siz elinizi gösterseniz yeter. İnsanlar yüzleriyle oynar ama elleriyle oynamaz. Belli ki sizde bitkilerin şifası var” dedi. Saçımı görenler peruk mu diye çekiyor. Çünkü insanlar inanamıyor. Gelmişim 90 yaşıma doğru, saç baş kalır mı?  

- 350 yıllık formüllere kendi tarifinizi eklediniz mi?

Ninemin zamanında Karadeniz’de ham bitkiyi ezip koyardın. Bende bu tarifleri çağa uygun, insanların kullanabileceği şekle getirdim. Yoksa öbür türlü kullanılamazdı. Bitki çok farklı. Ben ailemin tariflerini günümüze uygun hale getirdim. Bunu yapmasaydım BitkiDerman olamazdım.  

- Ninelerinizin zamanında her şey doğaldı. Şimdi ise doğal ürüne ulaşmak zor.

Ne zoru, yok bile. Biz Ordu’dayız. Karadeniz’in yaylaları o kadar bakir ve güzelki. Ucu bucağı şifa. Bitkilerim oradan geliyor. 

- Peki sizden sonra bu tarifleri paylaşacak biri var mı?

Babamın 43 torunu var. Kremlerde, bitki ve köklerin kaynamış sularını kullanıyorum. Karadeniz’den geldikleri için ailem yapımını biliyor. Ben burada sadece karıştırıyorum. Benden sonra kız yeğenlerim geçer.

Ninemin zamanında ham bitkiyi ezip koyardın. Ben ailemin tariflerini çağa uygun, insanların kullanabileceği hale getirdim. Yoksa öbür türlü kullanılamazdı.

KIRIŞIKLIĞA YOĞURT KELLİĞE KEKİK LAPASI

- Bize tarif verebilir misiniz?

Yüzü temizledikten sonra üç kez yoğurt sürerim. Yoğurdu yüze her koyduğumda cilt onu emer. Cilt üç kez yoğurdu emdiğinde kas olur. Yoğurt temiz yüze koyulduğunda emilir bu yüzden cilt bakımı önemli. Ben şeker kamışı ödüyle yüze peeling yapıyorum. Çocukken o kamışın ödünü çıkartıp kaval yapardık. O şeker kamışını taşla ama iyice ezerim. Onu sürdüğüm zaman ciltteki bütün ölü deriyi, kırışığı hepsini alır. Ardından yoğurt sürerim, o maske tamamen yok olur yüzde. Ondan sonra da yıkarım. 

- Saç dökülmesine karşı tarifiniz nedir?

Saç dökülmesine karşı bitkilerin karışımından lapa yapıyorum. Haftada bir gün sürülür, yarım saat bekletilir. Yıkanır, kurutulur ardından ısırgan sürülür. O ısırgan her seferinde deriyi soyar. Çocuk doğduğu zaman konak atarken, ‘Saç çıkıyor’ derler. Yani hücreyi yeniliyorsun. Tabii deri kendine yeni bir deri yaparak atıyor. Böylece deriyi çalıştırıyorsun. Ben sadece saçın tarlasını harmanlıyorum. Saç için verdiklerimin biri kekik biri sarımsak. Saçı çıkaran kekik ve sarımsak. Ama derideki sorunu kaldıran lapa. Benim zamanımda insanların saçı 50’den sonra dökülürdü. Şimdi 18 yaşındaki insanların saçları dökülüyor.