Gök cisimlerinin insan kaderi üzerindeki etkisi üzerine, hemen hemen tüm topluluklar kafa yormuştur. Dünyaya geliş anının insan geleceğini etkileyeceği, bunun da gezegenlerin ve güneşin hareketleri ile önceden saptanabileceği düşünülmüştür. Eski çağlarda Mezopotamya' da burçlar için semboller kullanılmıştır. Ancak farklı toplumlarda birbirinden habersiz pek çok topluluğun benzer burç takvimleri oluşturduğu görülmektedir.
Burçların belirlenmesi
Burçların belirlenmesinde güneşin dünyadan görünen hareketleri esas alınır. Güneşin 360 derecelik dairesel hareketi göz önüne alınmış ve 12 parçaya bölünmüştür. Burçların olduğu alanlardan geçen bu yolculuk 0 derecede Koç burcunda başlar. Zodyak ismi verilen ve güneşin 12 eşit parçaya bölünen hareketlerini gösteren çizelgeye Zodyak adı verilir. Çok sayıda insanın merak ettiği burç tarihleri neye göre belirlendi? Sorusuna; kişinin burcu, doğumu esnasında güneşin geçtiği bölgeye göre belirlenir yanıtı verilebilir.

Burçların dâhil olduğu element sınıfları
12 burç, üçerli gruplar halinde dörde ayrılmıştır.
-Ateş: Aslan, Koç, Yay
-Toprak: Boğa, Başak, Oğlak
-Hava; İkizler, Terazi, Kova
-Su: Yengeç, Akrep, Balık.
Bu dört sınıf, dünyadaki dört temel elementin burçlar üzerindeki etkisi olduğu düşünülerek hazırlanmıştır.
Burçlar nerede bulundu?
Babil toplumunda oluşturulan yıldız takvimleri sırasıyla Yunanistan, Mısır ve Hindistan' a; oradan bütün Asya ve Avrupa' ya yayılmıştır. Eski yıllarda pek çok kralın kararında etkili olan bir kahin sarayda görev alırdı. Bu amaçla sarayda bulunan ve müneccimbaşı adı verilen yıldız falcıları Osmanlı saraylarında da görev yapmıştır. Farklı toplumlardaki burç inançları tarih boyunca etkileşimde bulunmuş, astrolojik farklılıklar sentezlenerek yıldız falcılığı farklı bir hale bürünmüştür. Örneğin bugünkü batı astrolojisinin Arap âlimlerin trigonometrik hesaplarından ve yıldızlara dair görüşlerinden çokça etkilendiği bilinmektedir. Astroloji inançları tarih boyunca pek çok olayda başrol oynamış, insanların hayata bakışlarına yön vermiştir. Günümüzde bilim olarak kabul edilmemekte, geniş çevreler tarafından yorum farklılıklarının da yer aldığı bir batıl inanç gözüyle bakılmaktadır.