Yeni bir dönüşümün eşiğinde: Yapay zekâ ve siyaset

Ali Osman Özdemir/ Yazar
20.10.2024

Artık seçmenlerle kurulan iletişim, sadece tek yönlü mesajlardan ibaret değil; Yapay Zeka, gerçek zamanlı ve birebir etkileşim sağlayarak siyasi kampanyalara yeni bir boyut kazandırıyor. Siyasi iletişimde bu tür kişisel deneyimlerin giderek daha yaygın hale gelmesi, seçmenlerle daha derin ve etkili bağlantılar kurulmasının yolunu açıyor.


Yeni bir dönüşümün eşiğinde: Yapay zekâ ve siyaset

Ali Osman Özdemir/ Yazar

Gelecek, tarihin her döneminde geçmişten farklı olmuştur ancak bu kez karşı karşıya olduğumuz değişim, önceki dönemlerle kıyaslanamayacak kadar hızlı ve büyüktür. Teknolojinin gelişimi, tarihin her döneminde toplumsal dönüşümlere yol açmıştır. Buharlı makinelerin icadı, elektriğin keşfi, içten yanmalı motorların icadı ile devam eden sanayileşme süreci, toplumların ekonomik ve siyasi yapısını köklü şekilde değiştirmiştir. Transistörlerin icadı ile başlayan dijitalleşme süreci Yapay zekâ (YZ) ile hızlanarak yeni bir kırılma yaşadı. YZ ile başlayan bu yeni dönüşümün ise, çok daha derin bir etkisi olacak gibi görünüyor. Bugün YZ sadece bilim kurgu hikâyelerinin bir unsuru olmaktan çıkarak gündelik hayatın da bir parçası hâline geldi. İş dünyasından sağlığa, eğitimden sanata kadar her alana nüfuz eden YZ, hayatımızın her anına sirayet ediyor.

Makine düşünebilir mi?

1958- 1959 yılı eğitim döneminde Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde düzenlenen bir halk konferansında ünlü matematikçi Cahit Arf, "Makine düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir?" sorusunu tartışmıştı. Bu soru bugün hâlâ geçerliliğini korurken, bu doğrultuda dar YZ'nin "görev odaklı" çözümlerini aşarak "yapay genel zekâya" ulaşılabilir mi diye tartışılmaya başlandı. Bu süreç sadece heyecan verici değil, aynı zamanda kaygı verici bir serüveni de beraberinde getirdi.

YZ sistemlerinden biri olan ChatGPT, yalnızca iki ay içinde 100 milyon kullanıcıya ulaşarak dijital teknolojilerin ne kadar hızlı benimsenebileceğini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Facebook ve Instagram gibi sosyal medya platformlarının yıllar içinde ulaştığı kullanıcı sayılarına, YZ birkaç gün içinde erişti. Bu, teknolojik bir sıçramanın net bir göstergesidir.

Dijitalleşme çağında YZ sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda siyasal süreçlerin bir parçası. Seçmen davranışlarının analiz edilmesi ve seçim kampanyalarının hedef kitlesinin belirlenmesi gibi seçim kampanyalarında YZ'nin kullanımının etkin bir araç olduğuna şahit oluyoruz. Gelecek, algoritmaların ve büyük veri kümelerinin belirleyici olduğu bir arena hâline gelirken bu teknoloji, siyaseti nasıl dönüştürecek, sorusu zihinlerde dönüp duruyor. Dahası gelecekle ilgili birbirinin zıttı iki farklı senaryodan bahsetmek mümkün: Teknolojik gelişmeler yönetimlerin demokratikleşmesini mi sağlayacak yoksa gücün ve siyasi otoritenin daha adaletsiz dağılımına sebep olarak bir grubun tüm insanlığı yönetmesine mi yol açacak?

Meydanların yerini aldı

Dijitalleşmenin etkisiyle birlikte siyasetin önemli bir kısmı, meydanlardan dijital mecralara taşındı. Obama'nın 2008 seçimlerinde sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanması, siyasette dijital dönemin ayak sesleriydi. Sosyal medyanın politik olaylardaki etkisi Arap Baharı'ndan Sarı Yelekliler İsyanı'na kadar geniş bir yelpazede kendini gösterdi. Dijital araçların ve platformların, kamuoyunun daha etkin bir şekilde bilgilendirilmesi, demokratik katılımı artırma ve şeffaflığı sağlama potansiyeli, büyük bir ilerleme olarak görüldü. Ayrıca Covid-19 salgınının etkisiyle daha fazla dijitalleşen dünyada, siyaset de bu dönüşümden payını aldı.

Bu dönüşüm, YZ ile daha derin bir boyuta taşınıyor. YZ, devasa veri kümelerini işleyip analiz etme yeteneği ile siyasi stratejilerin belirlenmesinde büyük bir avantaj sağlıyor. Seçim kampanyaları artık büyük veri analizleriyle şekillenirken, politikacılar seçmen davranışlarını algoritmalarla yönlendirebiliyor. YZ artık siyaset için hem güçlü bir silah hem de büyük bir tehlike olabilir.

Japonya'nın başkenti Tokyo'daki Tama City'nin belediye başkanlığı seçiminde, YZ destekli, Ai adında ve kadın formunda bir robot başkanlığa aday gösterilmişti. Bu çarpıcı bir örnek olsa da elbette ki robotların siyasette insanlarla yarışır hâle gelmesine henüz yakın değiliz. Fakat bizden daha zeki olan makinelerin varlığına yakın olduğumuzu ifade edenlerin sayısı git gide artıyor. Peki, bu zekâyı siyasete toplumun yararına olacak şekilde nasıl dâhil edebiliriz?

Algokrasi

YZ teknolojilerinin toplum üzerinde ne kadar büyük bir etki yaratabileceği henüz tam olarak öngörülemiyor. Garry Kasparov'un IBM'in geliştirdiği Derin Mavi (Deep Blue) programına karşı verdiği mücadele, YZ'nin insanı yenme kapasitesini ilk kez gözler önüne sermişti. Satranç oyunundaki sınırlı hamle sayısı ile karşılaştırıldığında, siyaset daha fazla olasılık ve belirsizlik içeriyor. Yine de YZ, politik stratejilerde önemli bir araç olabilir. YZ, insanların öğrenme kapasitesini aşan veri işleme yeteneği sayesinde, daha fazla bilgiyi analiz ederek daha hızlı sonuçlar çıkarabilir. Bu kapasitenin genişlemesinin anahtarı ise algoritmalar ve yapay sinir ağlarıdır.

Günümüzde algoritmalarla en çok karşılaştığımız platformlar, sosyal medya ve video paylaşım platformlarıdır. Bir video izlediğimizde, o platformun algoritması bize benzer içerikler sunar; ancak bu içerikler yalnızca bizim tercihimize dayalı değildir. Dijital mecralarda, kullanıcıların davranışlarına dayalı olarak şekillenen, onlara özel bir dünya sunulur. Ancak bu dünya sadece bireyin tercihlerine değil, aynı zamanda algoritmaların işleyişine de dayanır. Algoritmanın toplum üzerinde bu denli tahakküm kurduğu yeni düzende, bireylerin algoritmaların kölesi olacağını düşünenlerin de bulunduğunu söylemek gerek.

Hükümetler, YZ destekli sistemleri kullanmaya başladıkça, modern devlet uygulamaları gelişiyor ve bu bağlamda "algokrasi" (algoritmalarla yönetim), algoritmik bürokrasi ve dijital çağ hükümeti gibi kavramlar ortaya çıkıyor. Algokrasi, temel olarak algoritmaların organize ettiği bir yönetim sistemi olarak tanımlanabilir. "Algoritmik Bürokrasi türü, karmaşıklıkla başa çıkmak, yeterliliği artırmak ve sosyal sorun çözmeyi iyileştirmek için yeni fırsatlar sunar. Dahası, algoritmalar bireylerin ve yöneticilerin çağdaş kamu yönetiminin artan karmaşıklıklarını daha iyi anlamalarına da yardımcı olabilir."

Öngörüler

YZ, siyasal iletişimi de dönüştürüyor. Geleneksel siyasal iletişim yöntemlerine kıyasla daha hızlı ve geniş bir kitleye ulaşmayı mümkün kılıyor. YZ ile kampanyaların tekdüze olmaktan çıkıp, her seçmene ayrı bir mesaj iletebilecek esnekliğe ulaşması mümkün.

YZ'nin bu bağlamda sunduğu en dikkat çekici yeniliklerden biri, mikro hedefleme adı verilen yöntemdir. Geleneksel kampanyalar kitlelere hitap ederken, YZ destekli mikro hedefleme, seçmenlerin verilerini kullanarak kampanyayı kişiselleştirilebiliyor. Algoritmalar, kullanıcıların ilgi alanlarını analiz ederek kişiselleştirilmiş mesajlar oluşturuyor ve bu mesajlar sayesinde daha etkili bir iletişim sağlanıyor. Çevrimiçi gezintilerimiz, sanal ayak izlerimiz ve beğenilerimiz algoritmada bizim hangi veri kümesinde olduğumuzu belirliyor. Örneğin, seçim kampanyalarında büyük veri analizi, seçmenlerin hangi konulara daha duyarlı olduğunu belirleyerek hedefli kampanya mesajları oluşturulmasına olanak tanıyor. ABD'de 2016 başkanlık seçimlerinde ve Brexit kampanyalarında veri analitiği kullanılarak seçmen davranışları derinlemesine analiz edilmiş, stratejiler bu analizler doğrultusunda şekillendirilmişti.

2016 Amerika Başkanlık seçimlerinde Trump'ın dijital kampanyasını yürüten kişi olan Theresa Hong, BBC ile yaptığı röportajda Cambridge Analytica firmasını verinin beyni olarak nitelendirmişti. Bahsi geçen şirket, 200 milyondan fazla Amerikalının verileri üzerinden onlara ulaşmıştı. Öyle ki Hong, "Facebook olmasaydı, kazanamazdık," ifadesini kullanmıştı. Daha sonra ortaya çıkan skandal gösterdi ki Facebook'taki kişisel veriler YZ kullanılarak, bu kampanyanın bir parçası hâline getirilmişti. Fakat ahlaki sınırlar göz önünde bulundurulursa ve mahremiyet suiistimal edilmezse, YZ çok faydalı bir şekilde kullanılabilir.

YZ, arama motoru optimizasyonu (SEO) stratejilerinin etkili bir şekilde uygulanmasında da siyasete büyük katkı sunabilir. SEO, siyasi kampanyalar için hedef kitleye ulaşmanın en stratejik yollarından biridir. Bu teknoloji sayesinde, bir siyasi aday ya da parti, reklamları ve olumlu haberleri arama motorlarında daha görünür hale gelerek daha fazla seçmenle etkileşime geçebilir. YZ, seçmenlerin arama davranışlarını analiz ederek hangi kelime ve cümle gruplarının öne çıkarılacağını tespit edebilir. Böylece, siyasetçilerin mesajlarını hedeflenen kitleye ulaştırması kolaylaşır.

Pratikte, YZ tarafından desteklenen SEO uygulamalarının siyasete en iyi katkı sağlayabileceği alanlardan biri, doğru zamanda doğru içeriğin doğru kişiye ulaştırılmasıdır. Örneğin, bir adayın kampanya web sitesi ya da sosyal medya gönderileri, YZ algoritmaları sayesinde potansiyel seçmenlerin ilgi alanlarına, coğrafi konumlarına ve arama motoru geçmişlerine göre en uygun şekilde sunulabilir. Bu, her seçmen için özel olarak hedeflenmiş içeriklerin daha üst sıralarda görünmesini sağlar.

Özellikle yerel seçimlerde, bölgesel aramalara odaklanan bir SEO stratejisi ile YZ, kampanyanın hitap ettiği bölgedeki seçmenlerin en çok ilgilendiği konulara yönelik içerikleri öne çıkarabilir. YZ, hangi başlıkların daha fazla tıklandığını ve seçmenlerin hangi tür içeriklere tepki verdiğini analiz ederek, sürekli olarak içerik en uygun şekilde belirlenebilir.

Sohbet robotları da YZ ile ilgili dikkat çeken gelişmelerden biri. Bu robotlar çeşitli arenalarda günden güne daha fazla kullanılırken siyasette de kendine yer buldu. Romanya, 2023'te bir ilke imza atarak Ion adlı bir sohbet robotunu başbakan danışmanı olarak atadı. Halk, bu uygulama ile internet üzerinden doğrudan iletişim kurabiliyor, böylece devlet ile vatandaşlar arasında yeni bir iletişim kanalı açılmış oldu. Miami Belediye Başkanı Francis Suarez'in 2024 ABD Başkanlık seçim kampanyasında YZ sohbet robotlarını kullanarak seçmenlerle doğrudan etkileşim kurması, YZ'nin seçim kampanyalarına sunduğu yeniliklerin güçlü bir örneğidir.

Danimarka'da ise Sentetik Parti (Danish Synthetic Party), bir sanatçı kolektifinin oluşturduğu YZ sohbet robotu ile topluluk üyeleriyle etkileşim kurmuş ve bu robot, parti platformlarının tarihsel analizine dayanan politikalar önermişti. Ancak parti, oy pusulasına girecek yeterli imzayı toplayamadığı için parlamento temsili kazanamamıştı.

Siyasete kazandırılan yeniliklerden biri de YZ destekli telefon aramalarıdır. 2023 yılında New York Belediye Başkanı Eric Adams adına, farklı dillerde ve kendi sesiyle yapılan robot aramaları, YZ'nin siyasi kampanyalarda nasıl dönüştürücü bir güç olabileceğine dair çarpıcı bir örnekti. Ancak bu teknolojik atılımın sınırları burada bitmiyor. ABD Kongre adayı Shamaine Daniels, kampanyasında YZ destekli aramalarla sadece kayıtlı mesajlar göndermekle kalmadı, aynı zamanda bu aramalar sayesinde seçmenlerle bir kampanya yöneticisi gibi doğrudan sohbet etti. Artık seçmenlerle kurulan iletişim, sadece tek yönlü mesajlardan ibaret değil; YZ, gerçek zamanlı ve birebir etkileşim sağlayarak siyasi kampanyalara yeni bir boyut kazandırıyor. Siyasi iletişimde bu tür kişisel deneyimlerin giderek daha yaygın hale gelmesi, seçmenlerle daha derin ve etkili bağlantılar kurulmasının yolunu açıyor.

YZ, seçim kampanyalarında kullanılan görüntü, ses ve müziklerde de karşımıza çıkıyor. Arjantin devlet başkanlığı seçimlerinde YZ ile oluşturulan poster ve görseller, siyasette YZ'nin görsel yönünü de gözler önüne seriyor. Toronto Belediye Başkanı Anthony Furey'nin kampanyasında kullanılan görsel örnekleri, şehrin sosyal sorunlarını YZ destekli kampanya araçlarıyla nasıl etkili bir şekilde vurguladığını gösteriyor.

Müzik ve ses, seçmenlerin zihinlerinde sadece bir mesajın yankısını değil, o mesajla ilgili hislerini de şekillendirir. Özellikle büyük mitinglerde ya da dijital platformlarda YZ tarafından oluşturulan ses tonları ve müzikler, kampanyanın enerjisini yükselterek seçmenlerin zihninde kalıcı izler bırakabilir. YZ, müzik ve seslerin kullanımında geniş bir çeşitlilik sunarak kampanyaların yaratıcı potansiyelini genişletir. Eskiden sınırlı olan ses ve müzik kaynakları, YZ sayesinde çokça kombinasyona dönüşebilir. Bu, sadece bir seçim kampanyasının estetik boyutunu zenginleştirmekle kalmaz, aynı zamanda daha geniş kitlelere hitap edecek şekilde kişiselleştirilmiş deneyimler sunar.

Pakistan'ın önceki başbakanı Imran Khan, hapishaneden YZ aracılığıyla bir miting gerçekleştirdi. Khan'ın ses klonu, eski konuşma örnekleri ve YZ ile yeniden oluşturularak mitingde kullanıldı. Bu örnek, YZ'nin siyasi kampanyalar için mekânla ilgili engelleri ortadan kaldırma gücünü simgeliyor.

Bu örnekler, teknolojinin her geçen gün yeni ve hayal edilemeyen yeniliklerle insanları şaşırtmaya devam edeceğini gösteriyor.

Dünyanın eşiğinde durduğu bu yeni dönemde, teknolojinin sunduğu fırsatları olumlu bir gözle değerlendirmek önemlidir. YZ, doğru yönlendirmelerle insanlığın ilerleyişini hızlandırabilir, siyasi süreçleri daha kapsayıcı ve veriye dayalı hale getirebilir. Büyük veri analizleri ve algoritmalar sayesinde, toplumun ihtiyaçlarını daha net anlamak ve çözümler üretmek mümkün olacaktır. Bu süreç demokratik katılımı artırabilir ve hükümetlerin daha şeffaf ve hesap verebilir olmasına olanak tanıyabilir. Teknolojiyi insan yararına kullanarak, siyaset sahnesini daha adil, kapsayıcı ve yenilikçi bir hale getirmek bizim elimizde. Gelecek, YZ'nin sunduğu olanaklarla insanlığın büyük sorunlarına yaratıcı çözümler geliştirebileceği, daha aydınlık bir dönem olabilir.