Türkiye'nin müfredat reformu

Faruk Önalan/ Yazar
20.03.2025

Maarif Modeli, önceki müfredatların bilgi odaklı ve yoğun yapısını eleştiren bir perspektiften hareketle, içeriği yaklaşık yüzde 35 oranında sadeleştirerek beceri temelli bir çerçeveye geçiş yapmaktadır. Bu bağlamda, matematiksel muhakeme, problem çözme, veri analizi gibi beceriler müfredatın temel taşları haline getirilmiş durumda.


Türkiye'nin müfredat reformu

Faruk Önalan/ Yazar

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in liderliğinde geliştirilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Türkiye'nin eğitim sisteminde köklü bir dönüşüm hedefleyen, beceri temelli, bütüncül ve milli değerlerle uyumlu bir yaklaşımla tasarlanmış bir müfredat reformudur. Bu model, modern dünyanın gereksinimlerini karşılamayı amaçlarken, aynı zamanda Türkiye'nin kültürel birikimini ve toplumsal değerlerini merkeze alarak özgün bir eğitim anlayışı sunmayı vadetmektedir.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, eğitimde "insan odaklı" bir yaklaşımı esas almaktadır. Modelin temel amacı "yetkin ve erdemli" bireyler yetiştirmektir. Bu, yalnızca akademik başarıyı değil, aynı zamanda ahlaki değerler, eleştirel düşünme, problem çözme ve beceri geliştirme gibi unsurları önceliklendiren bir vizyonu yansıtmaktadır. Model, öğrenciyi zihinsel, duygusal, sosyal, fiziksel ve manevi yönleriyle bir bütün olarak ele almakta; bu da "bütüncül eğitim yaklaşımı" olarak tanımlanmaktadır.

Maarif Modeli, önceki müfredatların bilgi odaklı ve yoğun yapısını eleştiren bir perspektiften hareketle, içeriği yaklaşık yüzde 35 oranında sadeleştirerek beceri temelli bir çerçeveye geçiş yapmaktadır. Bilgiye erişimin kolaylaştığı bir çağda, eğitimin amacının bilgiyi ezberletmek değil, bu bilgiyi günlük hayatta kullanılabilir becerilere dönüştürmek olduğu vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, matematiksel muhakeme, problem çözme, veri analizi gibi beceriler müfredatın temel taşları haline getirilmiş durumda.

Ayrıca, modelin özgünlüğü, Türkiye'nin toplumsal yapısına ve milli-manevi değerlerine vurgu yapmasında yatmaktadır. Bakan Tekin'in konuşmalarında sıkça dile getirdiği gibi, Finlandiya, Singapur veya Güney Kore gibi ülkeler kendi toplumsal dinamiklerine uygun modeller geliştirmişken, Türkiye de "kendine özgü" bir modelle uluslararası standartları yakalamayı ve aynı zamanda kültürel kimliğini korumayı hedeflemektedir.

Ezber dönemi bitiyor

Müfredat, 9 farklı okuryazarlık türünü (bilgi, dijital, finansal, görsel, kültür, vatandaşlık, veri, sürdürülebilirlik ve sanat okuryazarlığı) kapsayan bir beceri çerçevesi sunmaktadır. Bu da öğrencilerin teorik bilgiyi pratik uygulamalara dönüştürmesini amaçlamaktadır.

Matematik ve fen bilimleri gibi alanlarda, süreç bileşenleri ve modellenebilir beceriler ön planda tutularak, ezbercilikten uzak bir öğrenme deneyimi hedeflenmektedir.

Model, Türkçenin zenginliğini ve kültürün nesilden nesile aktarılmasını merkeze almaktadır. Türk dünyasının yetiştirdiği bilim insanlarının müfredatta yer alması, bu değerlerin somut bir yansıması olarak dikkat çekmektedir.

"Erdem-değer-eylem" modeli ile öğrencilerin ahlaklı, merhametli ve topluma katkı sağlayan bireyler olarak yetişmesi amaçlanmaktadır.

Maarif Modeli, değişen dünya koşullarına uyum sağlayabilecek esnek bir yapıya sahip. Bu, müfredatın teknik açıdan gerektiğinde yenilenebilmesini ve sadeleştirilebilmesini sağlamaktadır.

Yeni modelde her öğrencinin bireysel farklılıklarını dikkate alan bir yaklaşım benimsenmiştir. Özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için bireyselleştirilmiş programlar geliştirilmesi de modelin kapsayıcılığını artıran unsurlardan biri olarak öne çıkmaktadır.

Geleneksel "sonuç odaklı" ölçme sisteminden vazgeçilerek, öğrencilerin gelişim sürecini izleyen ve anlık geri bildirimlerle destekleyen bir sistem hayata geçirilmektedir. Bu da öğretmenlerin öğrencilerin eksikliklerini erken fark edip müdahale etmesine olanak tanımaktadır.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulanmaya başlandı. İlk aşamada okul öncesi, ilkokul 1, ortaokul 5 ve lise 9. sınıflarda hayata geçirilen model, ilerleyen yıllarda diğer kademeleri de kapsayacak. Bu kademeli geçiş, sistemin oturması ve öğretmenlerin yeni müfredata adaptasyonu için zaman tanımaktadır.

Uygulama sürecinde öğretmen eğitimi büyük bir rol oynamaktadır. Buna göre her ilde formatör öğretmenler yetiştirilerek, branş bazlı eğitimler düzenlenmesi planlanmaktadır. Eylül 2024'te başlayan mesleki çalışma döneminde öğretmenler, müfredatı tanıma ve uygulama konusunda bilgilendirilmiştir. Ayrıca, ara tatillerde ve devam eden süreçte tüm öğretmenlerin bu eğitimlere katılımı sağlanacak.

Modelin uygulanabilirliğini artırmak için ders kitapları ve dijital içerikler (EBA platformu üzerinden erişilebilir) de beceri temelli yaklaşıma uygun olarak yeniden tasarlandı. Bu materyaller, teorik bilginin günlük hayatla bağlantısını kurmayı ve öğretmenlere rehberlik etmeyi amaçlamaktadır.

Maarif Modeli'nin başarısı, birkaç temel kritere bağlıdır:

Eğitimcilerin Adaptasyonu: Öğretmenlerin yeni müfredatı içselleştirmesi ve süreç odaklı yaklaşıma geçiş yapabilmesi, modelin sahadaki etkisini belirleyecek. Bu noktada, sürekli öğretmen eğitimi ve destek mekanizmaları kritik önem taşımaktadır.

Öğrenci Katılımı: Modelin öğrenci merkezli yapısı, öğrencilerin aktif katılımını gerektirmektedir. Şubat 2025'te başlayan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğrenci Çalıştayları" gibi girişimler, öğrencilerin görüşlerinin alınmasını ve müfredatın sürekli iyileştirilmesini sağlama potansiyeline sahip.

Toplumsal Kabul: Modelin milli değerlere vurgusu, bazı kesimlerde olumlu karşılanırken, muhalefet kesiminde altı dolu olmayan yüzeysel eleştirilerle yaklaşılmaktadır. Ön plana çıkan tepkilerin odağında "maarif" ismi gelmektedir. Diğer yandan milli ve manevi değerlere vurgu, yine aynı çevrelerde ideolojik bir kaygı olarak ortaya çıkmaktadır. Bakan Tekin de eleştirilere yanıt olarak, modelin hem evrensel standartlarla uyumlu olduğunu hem de Türkiye'ye özgü bir kimlik sunduğunu dile getirmektedir.

Öğrencinin yükü azalacak

Potansiyel etkiler açısından, modelin uzun vadede Türkiye'nin eğitimde uluslararası göstergelerdeki yerini iyileştirmesi beklenmektedir. -Ki elde edilen ilk doneler pozitif manada ortaya çıkmaktadır. Öğrencilerin akademik başarısının yanı sıra, eleştirel düşünme, problem çözme ve toplumsal sorumluluk gibi beceriler kazanması, ülkenin insan sermayesini güçlendirecektir. Ayrıca, müfredatın sadeleşmesi, öğrencilerin üzerindeki yükü azaltarak öğrenme motivasyonunu artıracaktır.

Hülasa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın desteği ile Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in öncülüğünde hayata geçirilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Türkiye'nin eğitim sistemine modern, beceri odaklı ve özgün bir soluk getirme potansiyeline sahip. Model hem uluslararası standartlarla uyumu hem de yerel değerlerle bütünleşmeyi hedefleyen dengeli bir yaklaşım sunmaktadır. Eğer her şey planladığı gibi gerçekleştirebilirse bu model, Türkiye'nin gelecek nesillerini sadece bilgiyle değil, erdem ve yetkinlikle donatılmış bireyler olarak yetiştirme yolunda önemli bir adım olacaktır. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli", Türkiye'nin eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapmayı hedefleyen ve öğrencilerin bilgiye dayalı beceriler geliştirmelerini sağlayan yenilikçi bir yaklaşımdır. Bu model, öğrencilerin geçmişleriyle gurur duymalarını, geleceğe umutla bakmalarını ve insana saygı temelinde barış ve adalet gibi evrensel değerleri benimsemelerini sağlamayı amaçlamaktadır.