Türkiye'nin kentsel dönüşüm haritası ve belediyeler

Burak Kaplan/ Araştırmacı-Yazar
10.03.2025

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (2025 bütçesi 415 milyar TL) çok daha az bütçeye sahip olan Esenler Belediyesi (2025 bütçesi 7 milyar TL), ilçe sınırları içerisinde yaşayan 300 bin vatandaşın güvenli evlere kavuşmasını sağlamıştır. Bu durum istenildiği ve çaba gösterildiği takdirde kentsel dönüşümde hızlı bir mesafe katedildiğinin en bariz örneğidir.


Türkiye'nin kentsel dönüşüm haritası ve belediyeler

Burak Kaplan/ Araştırmacı-Yazar

Kentsel dönüşüm sürecinin başarıya ulaşmasında tüm kurumların koordinasyon ile çalışarak ellerini taşın altına koyması gerekir. Merkezi yönetim, belediyeler, özel sektör temsilcileri ve vatandaş katılımı bu sürecin temel dinamiklerini oluşturmaktadır. Türkiye gibi deprem riski yüksek bir coğrafyada bulunan ülkenin en temel gündemi, kentlerini afetlere karşı dirençli hale getirmek olmalıdır.

Türkiye'nin deprem geçmişi

Türkiye'de 1939-2025 yılları arasında 7 ve üzerinde 16 büyük deprem gerçekleşmiştir. Bu dönemde 6 ve üzerinde olan depremlerin sayısı 230'dan fazladır. 1939 yılında Erzincan'da 7.9 büyüklüğünde gerçekleşen deprem ile Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın farkına varılmıştır. Ayrıca Türkiye'de deprem üretme potansiyeline sahip Doğu Anadolu ve Batı Anadolu Fay Hatları bulunmaktadır. Türkiye'de bu fay hatları üzerinde 45 farklı il ve 110 ilçe yer almaktadır. Bu iller ve ilçelerde yaşayan milyonlarca kişi her an deprem riskiyle karşı karşıyadır. Zira 86 yılda yaşanan 7.0 ve üzeri büyüklüğündeki 16 deprem, Anadolu'da yaklaşık 5 yılda bir yıkıcı depremlerin olduğunu gösteriyor.

Türkiye'de cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan 16 depremde 110 binden fazla kişi yaşamını kaybetmiş ve 250 binden fazla kişi yaralanmıştır. Bu kaybın neredeyse yarısı 6 Şubat depremleri sonucunda yaşanmıştır. Özellikle 6 Şubat depremlerinin Türkiye ekonomisine etkisinin 100 milyar doları aşması beklenmektedir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın geçen yıl yaptığı açıklamaya göre hükümet 70 milyar dolar harcama yapmıştır. Devam eden inşa ve ihya çalışmaları sonucunda ise depremin maliyetinin 100 milyar doları aşması bekleniyor.

Depremden etkilenen 11 ilin yeniden ayağa kaldırılması için inşa faaliyetleri amacıyla büyük bir seferberlik yürütüldüğü depremin ardından geçen iki yıl içerisinde hak sahiplerine teslim edilen konut ve iş yeri sayısından anlaşılmaktadır. Nitekim iki yılda 200 binin üzerinde konut ve işyeri hak sahiplerine teslim edilmiş ve bu sayının 2025 yılı sonunda 500 bine ulaşması bekleniyor. Türkiye, tüm kurum ve kuruluşlarıyla deprem sonrası dönemde bölgenin ihtiyaçlarına ve vatandaşların beklentilerine hızlıca reaksiyon göstermiştir.

Bu reaksiyonu dünya üzerinde gösterebilecek devlet sayısı oldukça sınırlıdır çünkü bu performansın gerçekleşebilmesi için idari, teknik ve mali açıdan yetkinliğe sahip olmak gerekir. Ancak bu yetkinliklerin başarılı sonuçlara ulaşması bir liderin koordinasyonu ve vizyonu ile mümkündür. Nitekim Türkiye bu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi kriz anlarında hızlı ve yerinde kararlar alabilen bir lidere sahip olmasının avantajlarını yaşamıştır.

Ülke genelinde kentsel dönüşüm süreci

Türkiye, hem depremden etkilenen 11 ili yeniden ayağa kaldırmak hem de ülkenin tamamında kentleri afetlere karşı dirençli hale getirmek için yoğun bir mesai harcıyor. Bu kapsamda Türkiye genelinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yoğun kentsel dönüşüm projeleri hayata geçiriliyor. Bunun bir çıktısı olarak 2019 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un talimatıyla Türkiye'nin 81 ili için Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi hazırlanmıştır. Bu talimat, Türkiye'nin tamamını afetlere karşı dirençli hale getirmek için güçlü bir irade ortaya koyulduğunu gösteriyor. Bu iradenin somut bir tezahürü olarak İstanbul'da 2012 yılında başlayan kentsel dönüşüm sürecinde Bakanlık ve özel sektörle beraber 900 binin üzerinde bağımsız birimin dönüşümü tamamlanmış 181 bin bağımsız birimde kentsel dönüşüm çalışmaları devam etmektedir.

İstanbul'un yanı sıra deprem riski fazla olan bölgelerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çalışmalarına büyük bir gayretle devam ediyor. Merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 25 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkiye, kentsel dönüşüm projelerini burada sürdürmeye ve bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel olarak kalkınmasını desteklemeye devam ediyor. Zira 2023 yılında ihale süreci tamamlanan 10 blokta, 360 daire, 407 işyeri ve 985 araçlık iki katlı otoparktan oluşan Gölcük Merkez Kentsel Dönüşüm Projesinde yüzde 65 oranında fiziksel bir ilerleme kaydedildi. Bu proje Türkiye'nin bir taraftan tüm kurumlarıyla 11 ili ihya ve inşa etmek için canla ve başla mücadele ederken diğer taraftan benzer yıkımı 25 yıl önce yaşamış kentin üzerinden de merhametli elini hâlâ çekmediğini göstermesi bakımından oldukça anlamlıdır.

Belediyelerin sorumluluğu

Oldukça zahmetli olan kentsel dönüşüm projeleri, yalnızca finansal kaynak ve teknik kapasite ile yürütülebilecek, "ben yaptım oldu denebilecek" bir süreç değildir. Üstelik bu durum insani açıdan vicdanları rahatsız edebilir. Bu yüzden kentsel dönüşüm projelerinde insanları ikna etmek kentsel dönüşümün neden önemli ve hayati olduğunu anlatmak gerekmektedir. Zira insanlar yaşadıkları konutu bir dört duvar olarak görmemekte, ona duygusal bir anlam yüklemektedir. Konutu sadece fiziksel bir meta olarak değerlendirmemek bu sürecin başlıca yapıtaşını oluşturmaktadır. Çünkü istenilen ve olması beklenen insanların gönül rızalarıyla kentsel dönüşüm projelerine katılmaları ve bu konuda istekli olmalıdır. Vatandaş katılımının artması Türkiye'nin kentsel dönüşüm sürecindeki hedeflerine ve amaçlarına ulaşmasını kolaylaştıracak bir etkendir. Vatandaş katılımının artırılması için finansal kaynaklara ulaşımın kolaylaştırılması, kira desteklerinin artırılması ve taşınma yardımlarının yapılması önemlidir. Bu anlamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı "Yarısı Bizden Kampanyası, Kira Yardımı ve Kiracılara Taşınma Desteği" ile kentsel dönüşüme vatandaşların katılımını teşvik ediyor. Mezkur kampanyayla evlerini yenilemek isteyen vatandaşlara, maliyetlerin yarısını karşılamak üzere uygun faiz oranlarıyla kredi desteği sunuluyor. Yine Bakanlık tarafından İstanbul'da kentsel dönüşüm amacıyla evini boşaltan hak sahiplerine aylık 8.000 TL tutarında kira desteği sağlanmaktadır. Kiracılar için ise bir sefere mahsus olarak 100.000 TL değerinde taşınma yardımı yapılmaktadır.

Bakanlık dışında belediyelerin de kentsel dönüşüm sürecinde özellikle İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde elini taşın altına koymaları gerekiyor. Zira "6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" belediyelere riskli alanların belirlenmesi ve ilanı, imar planı düzenlemeleri, kamulaştırma, yapılaşma denetimi ve uygulama, vatandaşlara rehberlik ve destek, finansal destek ve teşvikler, sosyal hizmet ve yerinde dönüşüm kapsamında sorumluluklar yüklüyor. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" başlıklı 73. maddesinde belediyelerin kentsel dönüşümdeki görev ve sorumlulukları açıkça ifade edilmiştir.

Aynı zamanda belediyelerin kamu idaresindeki yeri kentsel dönüşüm açısından oldukça önemlidir. Zira belediyelerin vatandaşlara hizmet sunan en yakın kamu kurumu olması, onları kentsel dönüşüm sürecinde bir adım daha öne çıkarmaktadır. Belediyeler vatandaşları kentsel dönüşümün gerekliliğine ikna etmede, doğrudan ve yüz yüze iletişim kurma fırsatına sahip. Belediyelerin bu fırsatı değerlendirebilmeleri kentsel dönüşüme ne ölçüde odaklandıklarına bağlıdır. Türkiye'nin yakın dönemde yaşadığı depremler, can ve mal kayıpları düşünüldüğünde belediyelerin en temel gündemi kentleri afetlere karşı dirençli hale getirmek olmalıdır.

Deprem denildiğinde ilk akla gelen İstanbul'da, büyükşehir belediyesinin çalışmalarına bakıldığında seçim döneminde verilen vaatlerin oldukça gerisinde kalındığı göze çarpıyor. Hatırlanacağı üzere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ilk döneminde İstanbul'da çok hızlı hareket edilirse beş yılda deprem sorununun çözülebileceğini ifade ederken ikinci döneminde "İçiniz rahat mı son beş yılda İstanbul'u depreme hazırladınız mı?" sorusuna "Bu mümkün değil." yanıtını vermişti. Buna karşılık İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (2025 bütçesi 415 milyar TL) çok daha az bütçeye sahip olan Esenler Belediyesi (2025 bütçesi 7 milyar TL), ilçe sınırları içerisinde yaşayan 300 bin vatandaşın güvenli evlere kavuşmasını sağlamıştır. Bu durum istenildiği ve çaba gösterildiği takdirde kentsel dönüşümde hızlı bir mesafe katedildiğinin en bariz örneğidir.

[email protected]