Trump, Ukrayna'nın savunulmasında ne kadar belirleyici?

Mehmet Yahya Çiçekli/ Yazar
19.02.2025

Yurdunu savunmak ve düşmana teslim olmamak için milli kimlik mefhumu ile pekişmiş iradesi olan, savaşın yorgunluğuna rağmen 3 yılın ardından pes etmemiş bir Ukrayna için ABD'nin askeri desteğini çekmesi savunma kabiliyetlerini akamete bırakacak bir durum değil, ancak sonuç alıcı bir karşı taarruz ihtimalinin zayıflaması -hatta çok zayıflaması- anlamına geliyor.


Trump, Ukrayna'nın savunulmasında ne kadar belirleyici?

Mehmet Yahya Çiçekli/ Yazar

24 Şubat 2025 itibarıyla 2. Ukrayna Savaşı, 36 kanlı ayın ardından dördüncü yılına girmiş oluyor. Yeniden seçilen ABD Başkanı Donald Trump, ABD tarihinde daha önce yalnızca bir kere görülmüş olan makamı bıraktıktan sonra yeniden seçilen bir başkan olarak gerek adaylık sürecinde, gerekse seçilmesinin ardından mucizevi çözümleri de içeren büyük vaatlerde bulundu. Bunlar arasında Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek de önemli bir yer tutuyor. Son haftalarda yaşanan bazı gelişmeler, Trump'ın Ukrayna'da Ukrayna'ya rağmen bir barışı dayatacağı beklentisini oluşturdu. Ancak henüz süreç yeni başladı ve erken bir çıkarım yanıltıcı olabilir.

2. Ukrayna Savaşı'nı bitirmek istemesi Trump için gayet doğal bir arzu. Öyle veya böyle, savaşın içinde ve dışında yer alan tüm tarafların savaşı bir şekilde bitirmek istediği söylenebilir. Savaşın tarafları ve onların destekçileri savaşı kendi beklentileri doğrultusunda zaferle sonuçlandırarak bitirmek isterler, üçüncü taraflar da savaşın kendi menfaatleri doğrultusunda bitmesini tercih ederler. Ancak savaş biterken tüm tarafların tatmin olması nasıl mümkün olabilir? Bu noktada; savaşı sürdürme iradesi, pazarlık gücü ile iç ve dış baskılar denkleme dâhil olmaktadır.

Trump vakası

Trump'ın nevi özüne mahsus kişiliği siyasi söylemlerinde önemli bir yer tutuyor. Trump'a özgü olmamakla birlikte, hele ki bir siyasetçi için, söylemler olgulara çelik zincirlerle bağlı değil. Başkanlık koltuğunda olmadığı sırada Ukrayna'da gelişen durumu ne kadar iyi bildiği veya anladığı apayrı bir tartışma konusu. Henüz Trump'ın yeni yönetimi yerine tam oturmamışken dünya çapındaki en çetrefilli birkaç meseleden birini hatta birkaçını çabucak çözüme götürme iddiası ancak bir temenni veya hayal olabilir.

Bir konuyu tam anlamadan alelacele bir sonuca ulaşmaya çalışmak yanılgı ihtimalini çok güçlendirir. Karar alıcıları doğru yönlendirmek için maiyetindeki uzmanların, danışmanların ve bürokrasinin doğru ve yerinde bilgi sunması, karar alıcıların da bu kaynağı iyi tahlil etmesi gerekir. Trump ile danışmanları ve ABD Dışişleri Bakanlığı arasındaki irtibat bu metnin konusu değil. Peki Trump, fiili duruma ve hakikatlere meydan okuyarak "tek taraflı" bir girişim ve pazarlığı Ukrayna'ya dayatmaya kalkışırsa ne olabilir? Ukrayna'nın haklılığı ve toprak bütünlüğü Birlemiş Milletlerin Genel Kurul kararları ile tescil edilmiş durumda. Öyle ki, Rusya'nın askeri müttefikleri bile ekseriyetle Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü destekliyor ve işgale destek vermiyor. Uluslararası hukuk ve camiayı göz ardı ederek ABD'nin Ukrayna ve Rusya'ya dönük siyasetini zıt yönde değiştirmesi çok da rasyonel değil. Bununla birlikte, "ABD'nin askeri desteğini çekmesi Ukrayna için ne anlama gelebilir?" sorusu üzerinde düşünmeye değer.

Savaşın başlamadan tayin edilen kaderi

Ukrayna yönetiminin, mevcut savaşta eleştirilebilecek tüm yönlerine rağmen çatışma içinde savunma konularında genel olarak basiretli, uzun vadeli, tedbirli ve rasyonel bir yönetim sergilemediğini iddia etmek için elde pek emare yok. Bilakis, askeralma yaşının (25 yaş) düşürülmemesi ve topyekûn seferberlik ilan etmemesi, savaşı daha sürdürülebilir bir bakış açısıyla ele aldıklarına işaret ediyor. Bu savaşta Ukrayna'ya verilen teknik, istihbarat ve teçhizat destekleri Ukrayna'nın savunması için çok önemli katkı sağladı. Aslında savaşın pek kısa bir süre içinde bitirilememesi, konuya vakıf uzmanlar için savaşın uzayıp gideceğini baştan ortaya koymuştu. Rusya'nın savaşı bir oldu-bittiye getirememesi ise Birinci Ukrayna Savaşı (2014) ile Şubat 2022 arasındaki hazırlıkların, Ukrayna'ya sağlanan destek ve kaynakların bir sonucuydu. Böylece, Rusya'nın tahayyüllerinin aksine Ukrayna'yı devirememesini ve savaşın uzayıp gitmesini tayin eden şartlar aslında savaş başlamadan önce olgunlaşmıştı.

Dış desteğin Ukrayna için önemi

2. Ukrayna Savaşı boyunca Ukrayna'ya sağlanan dış destek Ukrayna'nın devam eden savunma gayretleri içinde çok önemli bir yer tuttu. Teçhizatla sınırlı olmayan bu destekler Ukrayna için bir güç çarpanı oldu. Rusya'nın kayıpları da bu şartlar altında çok daha ağırlaştı. Dış destekler olmasaydı Ukrayna'nın savaşı sürdürmesi çok daha güç olurdu ve her halükarda çok daha fazla insan kaybı gerçekleşirdi. Hakeza Rusya'nın daha geniş bir alanı işgal etmesi de mümkün olacağı gibi Ukrayna'yı yıldırma şansı da bu doğrultuda daha fazla olurdu. Buna mukabil Ukrayna savunmasının tek bir devletin sağladığı desteğe bağlıymış gibi değerlendirilmesi de mübalağa içeriyor. Ukrayna'ya bedelini tahsil ederek ve etmeyerek teçhizat desteği sağlayan tek aktör ABD değil, hatta bazı Avrupa devletleri kendi elindeki teçhizatı vermenin ötesinde farklı ülkelerden ücreti mukabilinde silah temin edip bunların Ukrayna'ya sevkini sağladı. Bugün için tek bir destekçi, örneğin ABD, Ukrayna'ya sağladığı askeri yardımları azaltsa veya durdursa bu durum Ukrayna'nın askeri kabiliyetleri üzerinde mutlaka bir etki doğuracaktır. Ancak bu etki savaşın seyrinde mutlak belirleyici olabilir mi?

Ukrayna'nın askeri anlamda en çok ihtiyaç duyduğu, en önem verdiği kaynaklar uzun zamandır savunma değil. Aksine, Ukrayna, karşı taarruzlara ve hatta sonuç alıcı bir nihai taarruza yönelik kapasite oluşturmak istiyor. Ukrayna halkı ve yöneticileri, teslim olmak şöyle dursun, Rusya'yı askeri yöntemlerle vatanlarından çıkarabileceklerini düşünüyor. Bu bağlamda, bugün için dış askeri yardımların geleceğe dönük en önemli boyutunu da Ukrayna açısından bu oluşturuyor. Ukrayna'nın diğer ülkelerden talep ettiği güncel askeri yardımların muhteviyatı dikkate alındığında da bu durum açık. Yurdunu savunmak ve düşmana teslim olmamak için milli kimlik mefhumu ile pekişmiş iradesi olan, savaşın yorgunluğuna rağmen 3 yılın ardından pes etmemiş bir Ukrayna için ABD'nin askeri desteğini çekmesi savunma kabiliyetlerini akamete bırakacak bir durum değil, ancak sonuç alıcı bir karşı taarruz ihtimalinin zayıflaması -hatta çok zayıflaması- anlamına geliyor.

Savaşa ara vermek, savaşı bitirmekten daha mümkün

ABD'nin Ukrayna'yı, Ukrayna'nın kabul edemeyeceği şartlarda bir ateşkes ve barışa zorlaması o kadar kolay değil. Bunun için askeri yardımların kesilmesi de yeterli değil. Ancak ateşkes ve barışın aynı uzaklıkta olduğu söylenemez. Trump'ın kişiliği dikkate alındığında, savaşı bitirmek veya durdurmak isteyebileceği kadar, Rusya'ya taviz veren bir figür olmayı kabul edilemez bulacağı da öngörülebilir.

Savaşı nihai bir barışa götürmek için tarafların razı olacağı bir uzlaşı bulunması zor olsa da imkânsız değil. Ancak ortak bir çizginin kabullenilmesi daha zor. Karşı taarruz kabiliyetlerini kemale erdirme umudunu kaybeden veya zamana yayan bir Ukrayna için ateşkes çok daha makul bir seçenek. Bu durum, Ukrayna'nın ateşkes konusundaki söylemlerine de yansımış durumda. Rusya ise Gürcistan ve Birinci Ukrayna Savaşı (2014) örneklerindeki gibi ateşkesi lehine değerlendirme tecrübesine sahip olduğundan zaten ateşkesi kabul etmeye hazır. Trump'ın bir ateşkesten daha fazlasını Ukrayna'ya dayatma şansı yok denebilir. Eğer barışa temel olabilecek makul bir uzlaşı sağlanamazsa, mevcut şartlar bir ateşkes yapılmasının ve ardından "donmuş çatışma" durumunun meydana gelmesinin, Ukrayna'da barıştan çok daha yakın bir seçenek olduğunu gösteriyor.