Bugün Ortadoğu'da yaşanan çatışmalar, iç savaş sonrası Suriye'nin durumu, Irak'taki güvenlik zafiyetleri ve İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları, bölgedeki istikrarsızlığın boyutlarını gözler önüne sermektedir. Türkiye; Irak, Suriye ve İran Kürtleri için, demokratik zeminde işleyen toplumsal bütünleşmesi bakımından “rol model” olma hüviyetindedir.
Zeki Korkutata/ AK Parti Bingöl Milletvekili
AK Parti, halkın teveccühüyle 2002'den bu yana Türkiye'yi güçlü, büyük ve müreffeh bir ülke haline getirmek için pek çok alanda tarihi projeleri hayata geçirmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, enerji, sağlık, bölgesel kalkınma, uluslararası ulaşım altyapısı, savunma sanayii ve eğitim gibi birçok alanda köklü reformlar gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda kronikleşmiş sosyal meselelere de neşter vurarak reformcu kimliğiyle yeni açılımlara da imza atmıştır. Etnik kimlik ve mezhep ayrımcılıkları bu dönemde önemli oranda gerilemiştir.
AK Parti hükümetleri, halka hizmeti temel referans alarak toplumsal sorunların çözümünde muhafazakâr demokrat bir bakış açısıyla hareket etmiş, sivil siyaseti güçlendirmiştir.
Terörsüz Türkiye ve Kardeşlik Projesi
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteklediği "Terörsüz Türkiye ve Kardeşlik Projesi", geniş bir kesim tarafından sahiplenilmiş ve destek görmüştür. Bu proje, terör örgütlerinin silahlarını gömdüğü yeni bir dönemi işaret ederken, siyasal, kültürel ve sosyal alanda kardeşlik hukukunun güçlendirilmesini de hedeflemektedir. Aynı zamanda kaostan beslenen "emperyal güçlerin Türkiye'de sahnelemeye çalıştığı oyunun üstündeki perdenin kaldırılması" için de "içerideki cepheyi tahkim etmeye" yönelik önemli bir adımdır. Bu çerçevede İmralı'nın silah bırakma ve PKK terör örgütünün kendini feshetmesi çağrısı, Türkiye'nin terörle etkin mücadele, demokratikleşme ve bütünleşme yolunda attığı kararlı adımların bir yansımasıdır. Selahattin Demirtaş ve diğer sözcülerin de güçlü bir destekle sürece katkı sağlamaları demokratik siyaset zemininin de güçlendiğini göstermektedir. Önemli olan bu silah bırakma ve fesih sürecinin provokasyonlara kurban gitmesini önleyerek dirayetli bir şekilde yürütmek olmalıdır.
Bu dönemde geçmişte yaşanan çözüm sürecinden önemli dersler çıkarılmıştır. Türkiye, askeri başarıları ve terörle mücadeledeki kararlılığıyla, terörün bir çözüm yolu olamayacağını hem içeride hem de dışarıda net bir şekilde ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra, kardeşlik hukukunun güçlü temeller üzerine inşa edilmesi, demokrasimizin ve sivil siyasetin sağlamlaşmasına katkı sağlayacaktır.
Teröre başvurmayan ve terörü desteklemeyen tüm kesimler, demokratik zeminde siyaset yapma, taleplerini dile getirme ve halkın desteğini aldıkları takdirde anayasal düzen içinde bu talepleri hayata geçirme hakkına sahiptir. Terörden arındırılmış bir Türkiye'de, demokratik siyaset güçlenecek, toplumsal barış tesis edilecek ve ekonomik kalkınma geniş bir coğrafyaya yayılacaktır.
Demokratik reformlar ve hukukun güçlendirilmesi
Cumhur İttifakı'nın temel dinamiklerinden biri olan "Kardeşlik Hukuku", toplumsal sorunların kalıcı çözümünü sağlayacak mekanizmaların hayata geçirilmesini hedeflemektedir. Elbette, kronikleşmiş sorunların bir günde çözülmesi beklenemez. Ancak bu yönde güçlü bir irade ortaya koymak ve kararlılıkla adım atmak büyük önem taşımaktadır.
Tarihi kardeşlik hukukunun yeniden inşası, Türkiye'de sivil siyasetin genişlemesine, kültürel zenginliklerin görünürlüğüne ve yerel yönetimlerin vatandaşa hizmet odaklı projeler geliştirmesine olanak sağlayacaktır. Kaynakların, tüm vatandaşların kalkınması ve refahı için adil bir şekilde kullanılması da bu sürecin temel hedeflerinden biridir.
İktidar ortakları, 40 yıldır Türkiye'nin huzurunu ve kalkınmasını tehdit eden terör belasından tamamen kurtulmak için güçlü bir irade ortaya koymaktadır. Buna karşın muhalefet, ülkenin temel sorunlarına yönelik somut çözüm önerileri sunmak yerine, siyasi tartışmalara ve aday belirleme süreçlerine odaklanmaktadır.
AK Parti, toplumun her kesiminin kendi kültürü, dili ve geleneği ile özgürce yaşayabileceği bir Türkiye inşa etmek için sorumluluk almaktan dün olduğu gibi bugün de çekinmeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır. Kürt meselesi ve demokratikleşme adımlarında Türkiye'nin birliğini pekiştiren politikalarla önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Mevcut iktidar, hem Kürt vatandaşların taleplerine cevap vermek hem de demokratikleşme sürecini hızlandırmak adına kurulduğu ilk günden bu yana çeşitli reformlar yapmıştır. Bu çalışmalar, Kürt vatandaşların sosyal, kültürel ve ekonomik haklarının genişletilmesi ile demokratikleşmenin derinleştirilmesini amaçlamış bugüne kadar yapılan ayrışmayı kökünden bitirmeyi hedeflemiştir.
AK Parti hükümetleri döneminde çıkarılan demokratikleşme paketleri, Kürt vatandaşların haklarına yönelik pek çok düzenlemeyi içermiştir. Bu paketler, dil ve ifade özgürlüğünün genişletilmesi, anadilde eğitim olanaklarının geliştirilmesi ve yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması gibi önemli reformları kapsamıştır.
AK Parti'nin Kürt meselesini çözme yönünde attığı en önemli adımlardan biri de "çözüm süreci"dir. 2013 yılında başlatılan süreç, terörle mücadelede silah yerine barışçıl yolların aranmasını ve demokratik hakların genişletilmesini hedeflemiştir. Bu süreç, Türkiye'deki Kürt sorununu diyalog yoluyla çözme çabası olarak ulusal ve uluslararası alanda takdir toplasa da çeşitli zorluklar, FETÖ ve terör örgütü PKK'nın provokasyonları nedeniyle sonuçsuz kalmıştır.
Kardeşlik hukukunun inşası
Terörsüz bir Türkiye ve kardeşlik hukukunun inşası, yalnızca siyasi aktörlerin değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, kanaat önderleri ve toplumun tüm kesimlerinin katkısını gerektirmektedir.
Atılan bu adımlar, Malazgirt ve Çanakkale ruhuna dayanan kardeşlik bağlarının yeniden inşasına ve Türkiye'nin barış, huzur ve adalet içinde yaşayan güçlü bir devlet olmasına hizmet etmektedir. Malazgirt'te kurulan ittifak, Çanakkale'de destansı bir direnişle taçlanmış ve Anadolu'nun ebedi olarak Türkün de Kürdün de yurdu olmasını sağlamıştır.
Türkiye, bölgesinde barış, huzur ve refahı sağlamak için hem diplomatik hem de güvenlik alanlarında aktif rol oynamaktadır. "Terörsüz Türkiye" politikası, ülkemizi bölgenin istikrar, barış ve ekonomik kalkınma merkezi haline getirecektir.
Bugün Ortadoğu'da yaşanan çatışmalar, iç savaş sonrası Suriye'nin durumu, Irak'taki güvenlik zafiyetleri ve İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları, bölgedeki istikrarsızlığın boyutlarını gözler önüne sermektedir. Türkiye, yalnızca kendi sınırları içinde değil, bölgedeki tüm mazlum milletler için de güven ve istikrarın teminatı bir ülke olma yolunda kararlı adımlarla ilerlemektedir. Bu açıdan Türkiye; Irak, Suriye ve İran Kürtleri için demokratik zeminde işleyen toplumsal bütünleşmesi bakımından "rol model" olma hüviyetindedir.
Türkiye Yüzyılı: Terörsüz ve güçlü bir gelecek
Türkiye, "Türkiye Yüzyılı" hedefleri doğrultusunda, terör sorununu kökten çözerek yeni bir demokratikleşme, sivilleşme ve kalkınma hamlesinin temelini oluşturacaktır.
Doğrudan ve dolaylı olarak yol açtığı kayıplarla 40 yıllık terör belasından kurtulmuş bir Türkiye'de;
*Demokratik siyaset zemini güçlenecek,
*Toplumsal barış tesis edilecek,
*Ekonomik kalkınma hızlanacak buna bağlı olarak toplumsal refah yükselecek,
*Bölge ülkeleriyle iş birlikleri daha da derinleşecektir.
Bu süreçte, AK Parti ve Cumhur İttifakı toplumun her kesimiyle iş birliği içinde hareket etmeye devam ederek Türkiye'nin, barış, demokrasi ve adaletin hüküm sürdüğü, kardeşlik hukukunun en güçlü şekilde tesis edildiği bir geleceğe emin adımlarla ilerlemesine öncülük edecektir.
Sonuç olarak Cumhuriyetin kurucu kodlarına uygun olarak tüm toplumsal kesimleri kucaklayacak ve güven içerisinde yaşamını sağlayacak adımlar atılmaktadır. Türkiye'de yaşayan tüm birey ve toplumsal grupların kendini bu devletin bir parçası olarak gördüğü, hukuki zeminde işleyen, eşitliğe dayalı ve anayasal güvence altına alınmış düzenlemelerle, ülkemizin 40 yıldır süren terör ve şiddet ortamının sona erdirileceği bir gelecek hedeflenmektedir. Bu sürecin kazananı, hep birlikte tüm Türkiye olacaktır.