Tatbiki kolay, vaadi büyük: Light maneviyat

Rabia Yavuz/Uzman Klinik Psikolog
13.03.2025

Modern dünyanın en belirgin paradokslarından biri, sekülerleşmenin artmasına rağmen manevi arayışın azalmaması, aksine yeni biçimler altında güçlenmesidir. Çığlık terapisi, aile dizilimi, atalardan enerji transferi... Dinin dogmatikliğinden şikayet edenlere terapinin sekülerliği yetişiyor. Üstelik de dinin vaad edebileceğinden daha büyük mucizelerle.


Tatbiki kolay, vaadi büyük: Light maneviyat

Rabia Yavuz/Uzman Klinik Psikolog

Belgrad Ormanı'nda ölmek üzere bulunan Ece Gürel isimli kadının başından geçenler gündeme bazı sorular da bıraktı. "Kadıköy skolastik zihniyetin merkezi oldu" mottosu ile etrafa yayılan bir algı var. Sekülerleşme sonrası dini bağlamdan koparılan manevi arayışlarda sorularına yanıt arayan insanları anlatmak için kurulan bu cümle, bir mekana değil sekülerleşmeyle beraber ortaya çıkan bir boşluğa işaret etmekte. Aslında bu modern toplumlarda sıkça görülen bir durum. Sekülerleşmeyle beraber manevi arayışların daha genel olarak da anlam arayışının tek ve temel adresi din olmaktan çıktı. Çünkü sekülerleşme, dinin toplumsal, kültürel ve bireysel yaşam üzerindeki belirleyici otoritesinin zayıflaması veya yok olması sürecidir. Ancak, sekülerleşme dinin tamamen yok olması anlamına gelmez; aksine, dinin bazı işlevlerinin, seküler çerçevede yeniden yorumlanmasına ihtiyaç duyulur. Yenilenmiş işlevler ise manevi ya da dini referanslardan arındırılarak inşa edilir. Günümüzde dinin bireyi dönüştüren ve olgunlaştıran işlevini üstlenmeye niyetli bir yaklaşım var gibi görünüyor. Pop Psikoloji, Uzakdoğu felsefeleri, Batılı seküler dünya için daha pratik bir biçimde yeniden üretilip pazarlanıyor.

Hepimiz iç dünyamızı dengede tutmak için bir arayış içindeyiz. Bu ihtiyaç Mevlâna'nın deyişiyle kendi içindeki hazineyi keşfedebilmektir. İçimize bakmak ve oradan bir hazineyle dönmek istiyoruz. Bu arayışta olan kişiler, manevi gelişim ya da meditasyon adı altında bazı uygulamalar ve bu uygulamalara dair reklamlarla da karşılaşıyor. Yeni çağ terapileri, insanlara diyet ürünler gibi "light" maneviyat sunan yöntemler aslında. Reiki, teta healing, aura okumak, çakraları açmak ya da atalardan enerji transferi gibi şifa uygulamaları bunlardan bazıları. Ancak bazı yol ve uygulamalar ilk başta büyük bir amaca hizmet ediyor gibi görünse de sonucun tam tersi olabileceğine dair çalışmalar da var.

Hem aile hem de cemaat gibi geleneksel toplumsal bağların giderek zayıfladığı modern toplumda, varoluşsal boşlukla başa çıkmak, tekleşen modern bireyler için daha da ağır duyumsanabiliyor. Geleneksel inançların sunduğu aidiyet ve anlam duygusu halen insan için temel ihtiyaçlarına karşılık gelmekte. Viktor Frankl'in İnsanın Anlam Arayışı kitabında belirttiği gibi, insan anlam ihtiyacı duyan bir varlık ve bu ihtiyaç tatmin edilmediğinde boşluğu dolduracak alternatifler aranıyor.

"Kontrol sende"

Sekülerleşen bireyler geleneksel dinî yapıları, fazla kuralcı, cezalandırıcı veya otoriter bulabiliyor. Manevi arayışlara giren seküler bireyler için bu noktada new age akımları daha esnek, bireysel ve özgürlükçü bir yapılanma sunma vaadi nedeniyle cazip hale gelebiliyor. new age akımları, özellikle fal, enerji çalışmaları ve astroloji gibi öğeleri kullanarak bireyin kendi hayatına doğrudan etki edebileceği, hatta kontrol edebileceği fikrini aşılar. Bu noktada, new age pratiklerinin yükselişi, bilimin yetersiz kaldığı alanlarda bir tür "tampon" görevi görmektedir. İnsanlar, determinist bir evrende tamamen yalnız oldukları fikrine direnerek, evrenin kendileriyle konuştuğuna, belirli taşların enerjilerini değiştirdiğine veya gezegen hareketlerinin kaderlerini belirlediğine inanmayı tercih edebilirler. Postmodern düşünceyle bu akımlar birleştiğinde ise "kendi gerçeğini yaratma" fikri, modern dünyanın kopan bağlardan mahrum kalmış bireylerine kontrol hissini geri vermeyi vaat eder. Dinî inançlar genellikle kader ve ilahi bir plan anlayışı sunarken, New Age akımları "sen istersen olur" diyerek bireye daha doğrudan bir güç hissi verir.

Alain de Botton, Ateistler İçin Din adlı kitabında, dinin insan hayatındaki pratik rollerine vurgu yapar. Ona göre din yalnızca metafizik açıklamalar sunan bir sistem değil, aynı zamanda bireylere anlam, topluluk duygusu ve etik çerçeve sağlayan bir yapıydı. Seküler dünya, dinin bu rollerini yeterince dolduramadığı için insanlar alternatif yollar aramakta. Geleneksel dinî inançları terk eden bireyler, yine de aidiyet, anlam, kutsallık gibi duygusal ihtiyaçlara gereksinim duymakta. Ancak modern toplum, bu ihtiyacı tatmin etmek yerine yalnızca bireysel başarı, tüketim ve rasyonaliteye vurgu yapmaktadır.

Tarikat işlevi görüyorlar

Biz insanlar sosyal canlılarız. Bu nedenle bir gruba ait olmak isteriz. Geleneksel dinî yapılar dışında bir aidiyet arayan bireyler için adres new age pratikleri olabiliyor. Yoga grupları, tarot okuyucuları, enerji şifacıları etrafında gelişen küçük cemaatler, modern dünyada bir tür tarikat işlevi görebiliyor. İnsanın manevi arayışlarını bir tüketim malzemesine hızlıca dönüştürebilen kapitalizm sayesinde new age akımları kişisel gelişim, mutluluk ve iç huzur vaat eden bir manevi tüketim ekonomisi haline gelmiş durumda. Kişisel gelişim kitapları, spiritüel koçluk, kristal taşlar ve enerji dengeleme, meditasyon ritüelleri, manevi ihtiyacı ticari bir ürün haline getirdi bile.

Öncelikle ciddi bir endüstriyle karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyiz. Hemen her gün söz konusu uygulamalar yeni bir ürünle telefon ve bilgisayarlarımızdan hayatlarımıza giriyor. Meselenin endüstri boyutu kritik bir öneme sahip zira meditasyon uygulamaları insanların farkındalık arayışını sermayeye dönüştürüyor. Örneğin çok kullanılan uygulamalardan biri olan Headspace'in yıllık gelirinin 50 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor ve şirketin piyasa değeri 250 milyon dolar. Psikolojik materyalizmin tehlikelerine dikkat çeken uzmanlar, hemen iyi hissetmek amacıyla önerilen ve her gün bir çığ gibi büyüyen bu enstrümanlara dikkat edilmesi yönünde uyarılarda bulunuyor. Özellikle Budist farkındalık uygulamaları değiştirilip sulandırılıyor ve Batı dünyasına uyacak bir şekilde insanların gündemine zerk ediliyor. Bu durum da Budist öğreti ve uygulamalarının ruhani bağlamından koparılması demek.

Manevi pratikler bağlamından âdeta sökülerek metalaştırılıyor, pazarlanabilir, kolay tatbik edilebilir bir "kullanma kılavuzu"na indirgeniyor. Bu tefekkür disiplinlerinin sosyal ve tarihsel bağlamından koparılması, farkındalık uygulamalarının anlamını ve işlevini kökten değiştirip erozyona uğratıyor. Mevlana ya da Yunus Emre gibi İslam coğrafyasında yetişmiş, Müslüman alim ve şairlerin cümleleri bağlamından koparılarak sadece bazı müdahalelere gerekçe ya da sos olarak kullanılıyor ve sonuna gelecek bir "terapi" ekolü kisvesiyle neredeyse kutsallaştırılıyor. Çığlık terapisi, aile dizilimi, atalardan enerji transferi... Dinin dogmatikliğinden şikayet edenlere terapinin sekülerliği yetişiyor. Üstelik de dinin vaad edebileceğinden daha büyük mucizelerle. Görünüşe göre mucizevi çözümler dini kaynaklardan değil seküler new age akımlarından yayılmakta.

Sekülerleşme, insanların dünyayı rasyonel bir bakış açısıyla kavramalarını sağladı. İnsanın tüm hayatını kapsayan bu yaklaşımda ise dini inançlar, bilimsel ve felsefi açıklamalarla yer değiştirdi. Ancak bu süreç, insanların anlam arayışını ve varoluşsal sorulara yanıt bulma ihtiyacını ortadan kaldırmadı, kaldıramayacak. Devlet sekülerleşse bile insanlar, dini ritüellerin sağladığı topluluk duygusu, teselli ve yön bulma ihtiyacını derinden hissetmeye devam edecek. Modern dünyanın en belirgin paradokslarından biri, sekülerleşmenin artmasına rağmen manevi arayışın azalmaması, aksine yeni biçimler altında güçlenmesidir. Geleneksel dinî yapıların yerini, bireysel anlam arayışına hitap eden new age akımları, enerji ritüelleri, astroloji ve spiritüel öğretiler almakta. Bu değişim ise yeni sorulara ve yanıtlara gebe. Sağlıklı yanıtlar ise modern dünyanın hız peşinde koşan sistemine uygun kolay çözümlerden değil bilinçli tercih, emek ve tevazudan doğacak gibi geliyor bana. Aksi halde Jung'un dediği gibi "Bilinçli olmayan ne varsa kader olarak deneyimlenecektir". İsimler ve formlar değişse de.