ABD güçlerinin Suriye'nin kuzey-doğusundan çekilme ihtimali yüksekken, Ürdün sınırına yakın Tadif bölgesinde kalmaya devam edeceği değerlendirilmektedir. Hal böyleyken İsrail'in yayılmacı stratejisi doğrultusunda Suriye'de yapacağı herhangi bir girişim, Suriye Devleti'ne entegre olmuş bir PKK/PYD'yi doğal bir işbirlikçi haline getirilebilir. Dolayısıyla PKK/PYD'nin Suriye'de Truva Atı olmasının önü şimdiden alınmalıdır.
Dr. Necdet Özçelik/ Akademisyen, Yazar
Suriye Devleti'nin PKK/PYD terör örgütüyle yaptığı anlaşma gerek Suriye yerelinde gerekse bölgesel ölçekte yeni bir jeopolitik manzara sunuyor. Suriye'de iç savaş sonrası inşa edilmeye çalışılan yeni bölgesel düzen çerçevesinde bu anlaşmanın istikrara mı yoksa ötelenmiş daha derin çatışmalara mı neden olacağı henüz belirsizliğini korurken genel kanaatin temkinli iyimserlik olduğu söylenebilir. Öyle ki Suriye İç Savaşı'na gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak dâhil olan devlet-dışı aktörler ile devlet seviyesindeki aktörlerin uzun süren savaşın yıpratıcılığından kaynaklı program/stratejilerinde birtakım değişikliklere gittiği söylenebilir. Oysa aktörlerin neredeyse tamamı başlangıçtaki motivasyonlarını ya olduğu gibi devam ettirdi ya da hedeflerine ince ayar yaptı. Hatta oyun dışı kalan aktörler dahi bu motivasyonları çeşitli platformlarda dile getirdi. Suriye Devleti ile PKK/PYD arasında imzalanan anlaşma da konjonktürel koşulların bir sonucu olarak görülebilir. Aktörlerin beklentilerinde ve hedeflerinde büyük bir değişiklik olduğunu söylemek salt iyimserlikten öteye geçmez.
Anlaşma çerçevesi
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile PKK/PYD terör örgütü lideri Ferhad Abdi Şahin arasında imzalanan sekiz maddelik anlaşma metni siyasi ve sosyal bir sözleşme çerçevesinde terör örgütünün Suriye Devletine entegrasyonu içeren bir prensipler manzumesi önermektedir. Bu bağlamda arzu edilen siyasi, sosyal ve zaman hedefleri ortaya konulmuştur. Anlaşma maddeleri şu şekildedir:
1- Tüm Suriyelilerin, dinî ve kültürel geçmişlerinden bağımsız olarak, yeteneklerine dayalı olarak siyasi süreçte ve devlet kurumlarında temsil edilme ve katılım hakkı güvence altına alınacaktır.
2- Kürt toplumu, Suriye devletinin asli bir parçasıdır ve devlet, onların vatandaşlık hakkını ve tüm anayasal haklarını güvence altına alacaktır.
3- Suriye genelinde ateşkes sağlanacaktır.
4- Kuzeydoğu Suriye'deki tüm sivil ve askeri kurumlar, devlet yönetimi altına alınacak, buna sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da dâhil olacaktır.
5- Tüm Suriyeli mültecilerin, köylerine ve ülkelerine geri dönüşü sağlanacak ve devlet tarafından güvenlikleri temin edilecektir.
6- Suriye Devleti, terörizmle ve ülke güvenliği ile birliğini tehdit eden tüm tehditlere karşı mücadelede desteklenecektir.
7- Bölünme çağrılarına, nefret söylemine ve Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasında fitne çıkarma girişimlerine karşı çıkılacaktır.
8- İcra komiteleri, anlaşmanın bu yıl sonuna kadar uygulanmasını sağlamak için çalışacak ve çaba gösterecektir.
Anlaşmanın yorum odakları
Şam hükümeti ile PKK/PYD arasında yapılan anlaşma hakkındaki yorumlar farklı eksende yoğunlaşıyor. Bunlardan birincisi PKK/PYD'nin mevcut statüsünü yasallaştırdığı yönünde. Bu yorumun odağında örgüt çevresindeki radikal kitle ile örgütün varoluşsal tehdidinden kaygılanan örgüt karşıtı çevre yer alıyor. PKK/PYD terör örgütünün askeri kanat lideri Ferhad Abdi Şahin'in anlaşma henüz gündemde değilken yaptığı açıklamalar, örgütün sözcüsün anlaşma sonrası yaptığı açıklamalar ve örgüt ile yakın ilişkisi olan çevrelerin süregelen yorumlarına bakıldığında anlaşma bir statüko meselesi olarak servis edilmektedir. Bu bağlamda anlaşma örgütün siyasi ve sosyolojik çevresinde bir zafer olarak yorumlanırken örgütün karşıtı çevrede de içinde özerklik nosyonunun bulunduğu endişe verici bir gelişme olarak yorumlanmaktadır. Bu bağlamda anlaşmanın 6'ncı maddesinde yer alan ve PKK/PYD'nin ülkenin bütünlüğüne yönelik tüm tehditlere karşı Suriye Devleti'ni destekleyeceği hükmü örgüte, örgütün Suriye içinde özerk bir kurum olarak varlığını sürdüreceği endişesini doğurmaktadır.
Anlaşmanın olumlu olarak yorumlandığı taraf ise Suriye'de kapsayıcı ve birleştirici bir ulus devlet inşasına inanan çevrelerden oluşuyor. Anlaşmanın 4'ncü maddesinde yer alan PKK/PYD'nin Suriye devletine kurumsal entegrasyonu ile 7'nci maddesinde yer alan sosyal konsolidasyon vurgusu anlaşmayı olumlayan temel argümanlar olarak görülmektedir. Türkiye'nin de anlaşmayı bu bakımdan olumlu değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Türkiye görüldüğü kadarıyla örgüt içinde dönüşüm ve entegrasyonu reddeden radikallerin Suriye'yi terk etmesiyle başlayan bir süreçte örgütün silahlı doğasından çıkarak tamamen sivil siyaset yapan bir varlığa dönüşeceğini ümit etmektedir. Bunun için de bir süreç yönetimi gerekliliğine inanmaktadır. Tıpkı İdlib'te Heyet Tahrir Şam'ın dönüşüm sürecinde olduğu gibi PKK/PYD'nin Suriye genelinde dönüşmesi için bir strateji izleneceği söylenebilir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye'de devam edecek varlığıyla yönetilecek süreçte Suriye hükümetinin sürecin yüklenicisi olacağı planlanmış gibi görünmektedir.
Konjonktürel kış uykusu
Her şeyden önce PKK/PYD'nin ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusundan çekilme ihtimaline karşı yeni gerçekliğe adaptasyon sağladığı söylenebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus PKK/PYD'nin yabancı bir himaye olmadan hayatta kalmasının mümkün olmadığıdır. Örgütün yeni gerçekliğe adapte olmak için Suriye Yönetimine entegre olması kendisinin de bu kırılganlığının farkında olduğunun göstergesidir. Ancak, PKK/PYD'nin Suriye'deki kazanımlarının uzunca bir süre örgüt hafızasında canlılığını koruyacağını unutmamak gerekir. Örgütün ayrılıkçı fikrinin konjontürel bir kış uykusuna yattığını söyleyebiliriz. Bu bakımından asıl dikkat edilmesi gereken husus, örgütün potansiyel başka bir uluslararası himayeci bulduğunda tekrar ayrılıkçı kodlarına dönme ihtimalidir. Bu bağlamda Ferhad Abdi Şahin'in daha önce yaptığı "Tüm Suriyelilerin iyiliği için merkezî olmayan bir Suriye inşa edeceğiz" ifadeleri örgütün düşünce setini hatırlatması bakımında hafızalardan çıkartılmamalıdır.
PKK/PYD sözcüsü Şam ile yaptıkları anlaşmanın ardından PKK/PYD'nin Şam'a entegrasyonu sürecinde ABD'nin hem arabulucu hem de taraf olduğunu ifade etti. Konuyla ilgili ABD yetkililerinden temenni içerikli açıklamaların dışında henüz net bir açıklama gelmedi. Ancak, örgüt sözcüsünün açıklaması da malumun ilamından başka bir anlama gelmiyor. Hem arabulucu hem de taraf olmak oldukça tuhaf bir durum. Bu da ABD'nin örgütün Şam'a entegrasyon sürecini nasıl manipüle edeceğinin bir işareti olarak yorumlanmalıdır. Entegrasyon PKK/PYD için görünür bir statükodan ziyade gizlenmiş ayrıcalık/fırsat olarak da yorumlanabilir. Zira örgüt henüz kendi içindeki radikal kadroları tasfiye etmemiş ve yapısal/ideolojik dönüşüm süreci geçirmemişken kendisini olduğu haliyle entegrasyon sürecinin içinde bulmuştur. ABD güçlerinin Suriye'nin kuzey-doğusundan çekilme ihtimali yüksekken, Ürdün sınırına yakın Tadif bölgesinde kalmaya devam edeceği değerlendirilmektedir. Hal böyleyken İsrail'in yayılmacı stratejisi doğrultusunda Suriye'de yapacağı herhangi bir girişim, Suriye Devleti'ne entegre olmuş bir PKK/PYD'yi doğal bir işbirlikçi haline getirilebilir. Dolayısıyla PKK/PYD'nin Suriye'de Truva Atı olmasının önü şimdiden alınmalıdır.
Anlaşma görüldüğü kadarıyla hiçbir tarafa mutlak bir zafer ya da yenilgi sunmuyor, riskler ve fırsatlar sunuyor. Anlaşmanın çatışmanın yoğunluğunu düşüreceği veya çatışmaya bir müddet ara vereceği, yeni çatışma koşullarının olgunlaşmasına kadar göreceli bir istikrar sağlayacağı söylenebilir. Böylesine bir durumdan faydalanarak PKK/PYD ile birlikte birçok aktörün radikal kimliğinden ayrıştırılması için iyi bir fırsat ortamı yakalanabilir, bu da çok iyi bir süreç yönetimi gerektirmektedir. Türkiye açısından bakıldığında anlaşma Terörsüz Türkiye Projesi'nin kolaylaştırıcısı bir araç olarak görülürken Suriye açısından anlaşmanın Suriye'nin üniter yapısına hizmet edeceği beklentisinden öte tam olarak ne anlam taşıdığını söylemek pek de mümkün görünmemektedir. Zira PKK/PYD'nin Türkiye'deki algısıyla Suriye'deki algısı arasında fark henüz tam olarak ortaya konulmuştur değildir.
@necdet4059