PKK kamburu olmasaydı…

Doç. Dr. Hasan Bardakçı/ Harran Üniversitesi
28.01.2025

PKK'sız bir Türkiye, yalnızca bir hayal değil, doğru politikalar ve samimi çabalarla ulaşılabilecek bir hedef olarak karşımızda durmaktadır. Barış ve istikrar, Türkiye'nin geleceğini aydınlatacak en önemli unsurlardır ve bu unsurları inşa etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur.


PKK kamburu olmasaydı…

Doç. Dr. Hasan Bardakçı/ Harran Üniversitesi

PKK'nın olmadığı bir Türkiye senaryosu, yalnızca güvenlik boyutuyla değil, Türkiye'nin bütünsel kalkınması açısından devasa fırsatlar barındırmaktadır. Bu senaryo, ekonomiden sosyal barışa, diplomatik ilişkilerden ulusal birlik ve bütünlüğe kadar her alanda ülkenin potansiyelini ortaya çıkaracak bir dönüm noktası olabilir. PKK, yalnızca silahlı saldırılarla değil, Türkiye'nin kaynaklarını ve enerjisini tüketen bir kriz yaratarak uzun vadeli ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunlara neden olmuştur. PKK tehdidinin tamamen ortadan kalktığı bir senaryoda, Türkiye'nin karşılaşacağı olumlu etkiler ve fırsatların kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekmektedir.

Savunma bütçesi

Terörle mücadeleye harcanan ekonomik kaynaklar, Türkiye'nin büyümesi ve refahı için büyük bir yük oluşturmuştur. Her yıl savunma bütçesinin önemli bir kısmı, terörle mücadeleye ayrılmaktadır. Bu harcamalar, uzun vadede Türkiye'nin kalkınma hedeflerini engelleyen önemli faktörlerden biri haline gelmiştir. PKK'nın yokluğu, bu kaynakların daha verimli alanlara yönlendirilmesini sağlayabilir. Eğitim, sağlık, altyapı ve teknoloji gibi stratejik alanlara yapılacak yatırımlar, yalnızca Türkiye'nin refah seviyesini artırmakla kalmaz, aynı zamanda küresel rekabet gücünü de yükseltir. Örneğin, Türkiye'nin doğu bölgelerinde altyapı eksiklikleri, terör tehdidi nedeniyle giderilememiştir. Yollar, köprüler, barajlar ve enerji santralleri gibi yatırımların eksikliği, bölgenin ekonomik kalkınmasını geciktirmiştir. Terörsüz bir ortamda bu yatırımlar hızla hayata geçirilebilir ve bölge halkının refahı artırılabilir.

Tarımsal üretim kapasitesi

PKK'nın yokluğunda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kalkınması, Türkiye ekonomisinin genel büyümesine büyük katkı sağlayabilir. Güneydoğu Anadolu, tarım, hayvancılık ve enerji üretimi açısından oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak, bölgedeki güvenlik sorunları, bu potansiyelin değerlendirilmesini engellemiştir. PKK'nın olmadığı bir ortamda, bölgeye yapılacak yatırımlar hem işsizlik oranlarını düşürecek hem de bölgenin ekonomik dinamizmini artıracaktır. Örneğin, tarım sektörü, bölgenin en büyük gelir kaynağı olabilecek potansiyele sahiptir. Modern sulama sistemleri ve tarımsal mekanizasyon projeleriyle, bölgedeki tarımsal üretim kapasitesi katlanarak artırılabilir. Aynı şekilde hayvancılık sektörü, Türkiye'nin gıda güvenliğini artıracak ve bölgesel ekonomik kalkınmayı destekleyecek şekilde geliştirilebilir.

Türkiye'nin turizm sektörü, PKK'nın yokluğunda adeta yeniden doğabilir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, tarihi ve kültürel açıdan dünya çapında bir öneme sahiptir. Ancak, terör tehdidi nedeniyle bu bölgeler yıllardır turizm gelirlerinden mahrum kalmıştır. Oysa ki bu bölgeler, hem yerli hem de yabancı turistler için benzersiz bir cazibe merkezi olma potansiyeline sahiptir. Mardin'in taş sokakları, Diyarbakır'ın tarihi surları, Şanlıurfa'daki Göbeklitepe gibi alanlar, PKK tehdidinin olmadığı bir senaryoda dünya çapında tanınan turistik destinasyonlar haline gelebilir. Bu durum, yalnızca bölgesel ekonomiyi canlandırmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye'nin toplam turizm gelirlerini katlayarak artırır. Ayrıca, turizm sektörünün gelişmesi, bölge halkına yeni iş imkanları sunarak sosyal refahı artırır.

Toplumsal barış, PKK'nın olmadığı bir Türkiye'de sağlanacak en büyük kazanımlardan biridir. PKK'nın varlığı, yıllardır Türkiye'nin toplumsal bütünlüğünü tehdit etmiş, özellikle Kürt vatandaşların sosyal ve ekonomik hayata katılımını olumsuz etkilemiştir. PKK tehdidi, Kürt vatandaşlarımızın örgütün baskısı altında kalmasına ve taleplerini özgürce dile getirememesine yol açmıştır. Oysa ki PKK'nın olmadığı bir Türkiye'de, Kürt vatandaşlarımızın toplumsal hayata daha aktif bir şekilde katılması mümkün olacaktır. Bu durum, Türkiye'nin toplumsal uyumunu güçlendirecek ve bölgesel farklılıkları azaltacaktır. Aynı zamanda, Kürt vatandaşlarımızın taleplerine demokratik yollarla yanıt verilmesi, Türkiye'nin iç barışını sağlamlaştıracak önemli bir adımdır.

PKK'nın ortadan kalkması, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde de olumlu etkiler yaratacaktır. PKK, yıllardır Türkiye ile Batılı ülkeler arasında bir gerilim konusu olmuştur. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD, PKK'ya verilen dolaylı ya da doğrudan desteklerle Türkiye'nin tepkisini çekmiştir. PKK'nın yokluğu, bu ülkelerle daha yapıcı bir diplomatik ilişki kurulmasını sağlayabilir. Ayrıca, Türkiye'nin sınır komşularıyla daha güçlü iş birliği mekanizmaları geliştirmesine olanak tanır. Suriye, Irak ve İran gibi ülkelerle ekonomik, siyasi ve güvenlik alanlarında iş birliğinin artırılması, bölgesel istikrarı destekleyecek ve Türkiye'nin bölgesel liderliğini güçlendirecektir.

Genç nüfusun verimleri

Türkiye'nin genç nüfusu, PKK tehdidinin sona ermesiyle çok daha verimli bir şekilde değerlendirilebilir. Bugün gençlerimiz, terör örgütlerinin hedefi haline gelmekte ya da terörle mücadelede hayatlarını kaybetmektedir. PKK'nın yokluğu, gençlerin eğitim, bilim, teknoloji ve sanat gibi alanlara yönlendirilmesini sağlayabilir. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası arenada rekabet gücünü artıracak ve ülkemizi inovasyon, teknoloji ve bilim gibi stratejik alanlarda öncü bir konuma taşıyacaktır. Aynı zamanda, gençlerin ekonomik ve sosyal hayata daha aktif katılımı, Türkiye'nin insan kaynağı potansiyelini daha verimli hale getirecek ve beyin göçünün önüne geçecektir.

Uluslararası itibar

PKK'nın yokluğu, Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları karnesine de olumlu katkılar sağlayacaktır. Terör tehdidi, yıllardır Türkiye'nin demokratik süreçlerinde zorluklar yaratmış ve güvenlik kaygıları, özgürlüklerin sınırlandırılmasına neden olmuştur. PKK'nın ortadan kalkması, Türkiye'nin daha özgür, daha katılımcı ve daha demokratik bir yönetim yapısına geçişini hızlandırabilir. Ayrıca, Türkiye'nin insan hakları konusundaki algısı da uluslararası arenada olumlu bir şekilde değişecektir. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası itibarı açısından son derece önemlidir.

Son olarak, PKK'nın yokluğu, Türkiye için yalnızca güvenlik açısından değil, ekonomik, toplumsal ve uluslararası alanlarda da büyük fırsatlar anlamına gelir. Bu senaryo, Türkiye'nin potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmesini sağlayacak bir dönüm noktasıdır. Ancak, bu hedefe ulaşmak için yalnızca terörle mücadelede değil, aynı zamanda toplumsal diyalog, ekonomik kalkınma ve kültürel uyum konularında da güçlü adımlar atılmalıdır. PKK'sız bir Türkiye, yalnızca bir hayal değil, doğru politikalar ve samimi çabalarla ulaşılabilecek bir hedef olarak karşımızda durmaktadır. Barış ve istikrar, Türkiye'nin geleceğini aydınlatacak en önemli unsurlardır ve bu unsurları inşa etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur. PKK'sız bir Türkiye, yalnızca bir ülkenin değil, milyonlarca insanın barış, refah ve umut dolu bir geleceğe ulaşmasını sağlayacak bir vizyondur.