İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ifadelerinden anlaşılan, bundan sonra sınır ötesi operasyonların üst düzey örgüt mensuplarına yönelik olarak yapılacağıdır. Çünkü, artık PKK'nın elinde Türkiye'ye karşı kullanabileceği kozu kalmadı. Örgütün şu an içinde bulunduğu durum zaten kapsamlı bir operasyona karşı koyabilmenin çok gerisinde.
Dr. Hasan Bardakçı / Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gara operasyonu sonrası 13 silahsız vatandaşımızın şehit edilmesi ve yaşanan acı ile beraber yeni bir sürecin başlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü, Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarında, rehin alınan silahsız vatandaşlarımız açısından bir tehlike oluşmaması için çok temkinli davranıldığını ve o vatandaşlara zarar gelmemesi için her yola başvurulduğunu biliyoruz. Yaşanan sonuç haklı bir öfkeyi beraberinde getiriyor. Bu nedenle Gara'da 13 vatandaşımızın şehit edilmesinin yeni bir sürece gebe olduğunu görmek zor değil. Kandil, Sincar ve belki de daha da geniş kapsamlı bir dizi operasyonunun planlanmasını gerektirecek yeni bir süreç...
'Bin parçaya böleceğiz'
Nitekim İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "6 yıl önce PKK tarafından kaçırılan Kuzey Irak'ta alıkonulan 13 evladımız, alçakça, kalleşçe Şehit edildi. Bunun üzerine hâlâ PKK'yı aklamaya çalışan pislikler var.
PKK ile aynı açıklamaları yapmaktan utanmayan aynı yalanlara sahip çıkan haysiyetsizler var. Evlatlarımıza ve ailelerine çektirdiklerinin hesabı soruldu, sorulacak.
Murat Karayılan'ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu Millet ve Şehitlerimiz yüzümüze tükürsün" sözleri, böyle bir sürece girilebileceğini gösteriyor.
Özellikle Suriye savaşının uzun sürmesi, Irak'ta içeride devam eden zayıf yönetim ve PKK'nın bunun bilinciyle baskınlığını artırması, Türkiye'yi Irak sınırları içinde, PKK terör örgütünün ortadan kaldırılmasına yönelik çok kapsamlı bir operasyona götürdüğünü söylemek mümkün. Peki daha ne kadar sürecek bu operasyonlar, bir sonu olmayacak mı?
Örgütün beli büküldü
Bir sonu olacak. Özellikle son beş yılda Türkiye'nin benimsediği, savunmadan çıkma, sınır ötesinde operasyon gerçekleştirme stratejisi, örgütün belini öylesine bükmüş ki silahsız rehineleri bir koz olarak kullanmaya çalışıyorlar artık. Silahlı ve silahsız hava savunma araçlarının sahada aktif kullanılması ve yeni teknolojiler, örgütleri yeni haince planlar kurmaya yönlendiriyor. Dahası örgütlerin böyle zamanlarda silah ve mühimmat konusunda yetersiz kaldıklarında ilk başvurdukları yöntem de ne yazık ki, silahsız ve savunmasız insanlar oluyor. Orada şehit olan 13 vatandaşımız silahsız, masum insanlardı. Rehine öldürmek, en alçakça eylemlerden bir tanesidir ve bugün Türkiye'nin giriştiği kararlı terörle mücadelede tartışmasız haklılığını bir kez daha ortaya koyan bir durumdur.
Üst düzey mensuplar hedef
İç İşleri Bakanı'nın ifadelerinden anlaşılan, bundan sonra sınır ötesi operasyonların üst düzey örgüt mensuplarına yönelik olarak yapılacağıdır. Çünkü, artık PKK'nın elinde Türkiye'ye karşı kullanabileceği kozu kalmadı. Örgütün şu an içinde bulunduğu durum zaten kapsamlı bir operasyona karşı koyabilmenin çok gerisinde.
Bugün Türk toplumuna önemli bir görev düşmektedir. Türk, Kürt, Arap, Çerkes, Müslüman, Hıristiyan... Herkesin böyle bir kalleşliğe en içten tepkiyi vermesi, kararlı duruş içinde olması, yapılabilecek en doğru eylem olacaktır. Özellikle Kürt vatandaşlarımızın böyle bir tepkiyi vermesi meseleyi, kenetlenme açısından çok daha ileri bir seviyeye taşıyacaktır. Bu "bir olma" adına en önemli adımlardan biridir ve terör örgütünün içerisindeki çözünmeyi de hızlandıracaktır. Son olarak "Gara" bu toplumda derin izler bırakacak ve unutulmayacak bir acı olarak zihinlere kazındı. Örgütün sonunu hazırlayan bir operasyon olarak tarihe geçmesi de çok güçlü bir ihtimal.