Pesketaryen beslenme, deniz ürünlerinin sağladığı Omega-3 yağ asitleri gibi besin öğeleriyle birlikte bitki bazlı bir diyetin sağlık faydalarını birleştirirken, et ve diğer hayvansal ürünleri sınırlar veya tamamen dışlar. Bu nedenle, pesketaryen beslenme sıklıkla kalp sağlığını destekleyen bir beslenme tarzı olarak kabul edilir.
Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut/ Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Pesketaryen beslenme, bir kişinin çoğunlukla bitki bazlı yiyeceklerle beslendiği ancak zaman zaman deniz ürünleri (balık ve deniz ürünleri) tükettiği bir beslenme tarzını ifade eder. Bu beslenme biçimi, hem bitkisel gıdaların sağlık faydalarını hem de deniz ürünlerinin sağlayabileceği besin öğelerini bir araya getirmeyi amaçlar. Pesketaryen adı Latincede "Piscis" yani balıktan gelmektedir. Klasik vejetaryenler gibi et tüketmezler ancak balık ve deniz ürünleri yerler. Pesketaryen beslenmede deniz ürünleri tüketilmesi sağlık gerekçeleri nedeniyle tercih edilmektedir. Balık ve deniz ürünlerinde sağlık için çok faydalı vitamin ve mineraller bulunmaktadır. Balık, sağlıklı Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri açısından zengindir, kolayca sindirilebilir ve yüksek kaliteli proteinler sağlar. Keza vitamin ve mineraller açısından da zengindir, kırmızı ete göre önemli ölçüde daha az doymuş yağ asitleri ve iyot içerir.
Pesketaryen beslenme, deniz ürünlerinin sağladığı Omega-3 yağ asitleri gibi besin öğeleriyle birlikte bitki bazlı bir diyetin sağlık faydalarını birleştirirken, et ve diğer hayvansal ürünleri sınırlar veya tamamen dışlar. Bu nedenle, pesketaryen beslenme sıklıkla kalp sağlığını destekleyen bir beslenme tarzı olarak kabul edilir.
Bireylerin herhangi bir özel diyet tarzını benimsemeye karar vermeden önce, beslenme ihtiyaçlarına, tercihlerine ve sağlık hedeflerine uygunluğunu değerlendirmeleri ve bir sağlık profesyoneli veya beslenme uzmanından danışmanlık alması önerilir.
Pesketaryenler, genellikle aşağıdaki besinleri tüketirler:
1. Bitki Bazlı Yiyecekler: Bu beslenme tarzının temeli, meyve, sebze, baklagiller, tahıllar, kuruyemişler ve tohumlar gibi bitki bazlı gıdalardır. Bu gıdalar lif, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar gibi sağlık yararları sunar.
2. Deniz Ürünleri: Düzenli olarak balık ve deniz ürünleri tüketirler. Bu deniz ürünleri, Omega-3 yağ asitleri gibi önemli besin maddeleri kaynağı olabilir. Özellikle somon, sardalye, uskumru ve hamsi gibi yağlı balıklar Omega-3 bakımından zengindir.
3. Süt ve Süt Ürünleri (Opsiyonel): Bazı pesketaryenler süt ve süt ürünlerini de tüketebilirler. Bu, kişisel tercihlere bağlıdır ve bir pesketaryenin süt ve süt ürünleri tüketip tüketmeyeceği değişebilir.
1. Omega-3 Yağ Asitleri Kaynağı: Balık, özellikle yağlı balıklar (örneğin somon, sardalye, uskumru ve ringa balığı), Omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Omega-3 yağ asitleri, kalp sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilir, iltihapları azaltabilir ve beyin fonksiyonunu destekleyebilir.
2. Protein Kaynağı: Balık, yüksek kaliteli protein kaynağıdır. Protein, kasların ve dokuların onarımı ve büyümesi için önemlidir.
3. D Vitamini: Balık, D vitamini açısından zengin bir kaynaktır. D vitamini, kemik sağlığı ve bağışıklık sistemini desteklemek için gereklidir.
4. Mineraller: Balık, mineraller açısından da zengindir. Özellikle iyot, selenyum ve çinko gibi minerallerin kaynağıdır.
5. Kilo Kontrolü: Düşük kalorili bir protein kaynağı olarak balık, kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Ayrıca tokluk hissini artırabilir ve atıştırmaları azaltabilir.
6. Kalp Sağlığı: Omega-3 yağ asitleri, kalp sağlığını olumlu yönde etkileyebilir. Düzenli balık tüketimi, kalp ritmi düzenlemeye, kan basıncını düşürmeye ve kolesterol seviyelerini iyileştirmeye yardımcı olabilir.
7. Beyin Sağlığı: Omega-3 yağ asitleri, özellikle DHA (dokozahekzaenoik asit), beyin sağlığını destekler. DHA, özellikle fetüs ve bebeklerin beyin gelişimi için kritiktir, ancak yaşam boyu beyin fonksiyonunu da olumlu etkileyebilir.
8. Göz Sağlığı: Balık, göz sağlığı için önemli olan lutein ve zeaksantin gibi antioksidanları içerebilir. Bu antioksidanlar, yaşa bağlı makula dejenerasyonunu ve katarakt oluşumunu azaltabilir.
Balıkla beslenmenin mitolojisi çeşitli kültürlerde farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. İşte balıkla beslenme ile ilgili mitolojik hikayelerden bazıları:
Hristiyan mitolojisinde, İsa'nın mucizelerinden biri balıkla ilgilidir. İsa'nın, az sayıda ekmek ve balıkla binlerce kişiyi beslemeyi başardığı anlatılır. Bu hikaye, bereketi ve paylaşmayı sembolize eder. Hindu mitolojisinde, Lord Vishnu'nun Matsya Avatarı (balık avatarı) olarak bilinen bir hikaye vardır. Bu mitolojik hikayeye göre, Matsya, büyük bir tufandan kaçan insanlığı ve hayvanları kurtarmak için bir balık olarak dünyayı dolaşır.
Antik Yunan mitolojisinde, Triton deniz tanrısı Poseidon'un oğludur ve genellikle bir balık kuyruğuna sahip olarak tasvir edilir. Triton, denizlerin ve deniz varlıklarının koruyucusu olarak kabul edilir. Bu mitolojik hikaye, denizlerin gizemini ve gücünü vurgular. Japon mitolojisinde, Ryūjin deniz tanrısı olarak kabul edilir ve denizlerin koruyucusu olarak bilinir. Ryūjin deniz ejderhası formlarıyla ilişkilendirilir. Yoruba mitolojisinde, Yemaya deniz tanrıçasıdır ve denizle ilişkilendirilir. Aynı zamanda aile, doğurganlık ve koruma tanrıçasıdır. Yemaya'nın sembolü genellikle bir balıktır.
Yunus Peygamberin hikayesinde de bir balığın önemli bir figür olduğunu görürüz: "Şüphesiz Yunus da peygamberlerdendi. Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı" (Saffat, 141.) Ne var ki bindiği gemi korkunç bir fırtınaya tutulur. Gemidekilerin fırtınadan kurtulma umuduyla denize attığı Hz. Yunus'u büyük bir balık (balina) yutar. Yunus'un balığın karnındaki samimi tövbesi ve duası kabul olunur. Böylece balığın karnından karaya çıkarılır. Perperişan halde, bir bitkinin gölgesinde hayata tutunur. Ancak yaşadığı bu zorluklar karşılıksız kalmaz: Kavmi, Yunus'un uyarılarına kulak verdiği için maddi-manevi felaketlerden kurtulur.
Türklerin tarih boyunca balığa olan ilgisi, coğrafik faktörler ve göçebe yaşam tarzı gibi çeşitli etmenlere dayanır. Balıkçılık, Türk mutfağının temel bir öğesi olarak önemini korurken, aynı zamanda Türk kültüründe de belirgin bir rol oynamıştır.
Türkler, Orta Asya'dan başlayarak çeşitli bölgelere göç etmişlerdir. Göçebe yaşam tarzları nedeniyle, göl, nehir ve denizlerdeki balıklar onlar için önemli bir gıda kaynağı olmuştur. Türk tarihinde, Orta Asya'da balıkçılık önemli bir rol oynamıştır. Orta Asya'daki göller ve nehirlerde yaşayan balıklar, Türklerin yiyecek ihtiyaçlarını karşılamıştır. Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları döneminde, iç bölgelerde yaşayan Türkler için deniz balıkları daha önemli hale gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş toprakları, Akdeniz, Ege ve Karadeniz gibi denizlere sahip olması, balıkçılığı teşvik etmiştir. Özellikle İstanbul, balıkçılıkla ünlü bir şehir haline gelmiştir ve hala meşhur balık pazarlarına sahiptir. İslam'ın Türkler arasında yayılmasıyla birlikte, helal balık tüketimi önemli hale gelmiştir. İslam'a göre, belirli kurallara uygun olarak yakalanan ve hazırlanan balıklar yenilir. Günümüz Türkiye'sinde balık hala önemli bir besin kaynağıdır ve Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçasıdır. Özellikle sahil bölgelerinde deniz ürünleri, insanların günlük diyetinin önemli bir parçasını oluşturur.
Balık Tacos: Balık taco, genellikle ızgara veya kızartılmış balık dilimleri ile hazırlanan bir Meksika yemeğidir. Taze otlar (örneğin marullar, kişniş ve yeşil soğan) ile servis edilen balık taco, tortilla ekmeği içinde sunulur.
Çılbır: Çılbır, Türk mutfağında popüler bir yemektir. Genellikle haşlanmış veya buharda pişirilmiş bir balık (örneğin levrek) üzerine yoğurt ve taze nane yaprağı eklenerek yapılır.
Balık Çorbası: Çeşitli balık türleri ve taze otlarla hazırlanan lezzetli bir çorbadır. Bu çorba, farklı kültürlerde farklı şekillerde pişirilir ve otların taze tatlarıyla dengelenir.
Balık Sosları: Balık yemekleri, taze otların dahil edildiği soslarla zenginleştirilebilir. Örneğin, limonlu taze fesleğen sosu, ızgara levrek üzerine dökülebilir.
Balık ve Otlarla Doldurulmuş Patates: Balık ve taze otlarla doldurulmuş patates, sağlıklı bir yan yemek veya ana yemek olarak servis edilebilir. Bu tarifte, balık dilimleri ve taze otlar (örneğin maydanoz veya taze soğan) patates içine yerleştirilir.
Balık ve otların bir araya getirilmesi, yemeklere lezzet ve besin değeri katmanın harika bir yoludur. Ayrıca, bu kombinasyon sağlıklı beslenme için önemli olan protein ve vitamin kaynaklarını birleştirir. Tariflerinizi kişisel tercihlerinize ve damak zevkinize göre uyarlayabilirsiniz.
Balık demişken birazda geleneksel tamamlayıcı tıpta balıkla tedaviye değinelim. Ichthyotherapy, balıkların cilt bakımı veya rahatlama amacıyla kullanıldığı bir uygulamadır. Genellikle özel türlerdeki "dokuma balıkları" veya "tedavi balıkları" kullanılarak gerçekleştirilir. Bu tür balıklar, ölü cilt hücrelerini veya ölü deriyi yemek için insan cildine dokunurlar. İşte ichthyotherapy hakkında bilmeniz gereken bazı önemli noktalar:
Tedavi Balıkları: Ichthyotherapy için kullanılan en yaygın türler, Garra rufa veya Cyprinion macrostomum gibi tatlısu balıklarıdır. Bu balıkların ağızları, ölü cilt hücrelerini çıkarmak için insan cildine nüfuz etmeye yardımcı olacak şekilde özel olarak uyarlanmıştır.
Tedavi Yöntemi: Ichthyotherapy uygulamalarında kişiler, özel olarak tasarlanmış bir tanka ayaklarını veya ellerini sokarlar. Balıklar, bu bölgelerde bulunan ölü cilt hücrelerini temizlemeye başlarlar. Bu sırada kişiler, balıkların dokunuşunun hafifçe tırmaladığını veya karıncalanma hissi yarattığını bildirebilirler.
Cilt Bakımı ve Rahatlama: Ichthyotherapy, özellikle cilt bakımı veya rahatlama amaçları için kullanılır. Tedavi, ölü deri hücrelerini temizlemeye ve cildin daha parlak ve pürüzsüz görünmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda bazı kişiler için stresi azaltmaya yardımcı olabilir.
Sağlık ve Hijyen: Ichthyotherapy'nin sağlık ve hijyen açısından uygun bir şekilde uygulandığından emin olunmalıdır. Balıkların kullanılacağı tankların düzenli olarak temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi önemlidir.
Kontrendikasyonlar: Bazı insanlar için ichthyotherapy önerilmez. Özellikle açık yaraları, kesikleri, enfeksiyonları veya bulaşıcı cilt hastalıklarını olan kişiler için bu uygulama önerilmez. Ayrıca, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin de dikkatli olması gerekebilir.
Ichthyotherapy, birçok kişi için ilginç ve rahatlatıcı bir deneyim olabilir. Ancak bu tür bir tedaviyi düşünüyorsanız, uzman bir sağlık profesyonelinin önerilerini dinleyin ve gittiğiniz yerde tedavinin hijyen kurallarına uygun şekilde uygulandığından emin olun.
Balığın sağlığa faydaları vardır, ancak tüketimde dikkatli olunmalıdır. Özellikle aşırı tüketim veya ağır metal kirliliği riski nedeniyle balık seçimine dikkat edilmelidir. Yüksek civa içeriği olabilen köpek balığı, kılıç balığı ve ton balığı tüketiminde dikkatli olunması gereken balıklardandır.
Süt ürünleri ve özellikle yoğurt, çabuk bozulabilen ürünler oldukları için balığın taze olmadığı durumlarda zehirlenmelerin önünü açabilmektedir. Balık taze, yoğurt taze olduğu sürece hiçbir sorun yaşanmaz.
Ayrıca, balık tüketimi kişinin beslenme alışkanlıklarına ve özel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir. Bu nedenle bir doktora veya beslenme uzmanına danışmak önemlidir.