Türkiye, ABD ve Avrupa ürünlerine kıyasla maliyet etkin çözümler sunarken, Suriye, Libya, Karabağ ve Ukrayna'daki saha deneyimiyle sistemlerinin güvenilirliğini kanıtlamıştır. Bayraktar TB2'nin Ukrayna'daki başarısı, ANKA'nın Afrika'daki operasyonları ve Atmaca'nın deniz hedeflerindeki hassasiyeti, Türk ürünlerinin küresel talebini artırmıştır. Avrupa'nın Türkiye ile savunma iş birliğini güçlendirme isteği, NATO'nun Türkiye'yi kritik bir ortak olarak görmesi ve Afrika ülkelerinin Türk sistemlerine ilgisi, Türkiye'nin stratejik etkisini artırmaktadır.
Faruk Önalan/ Yazar
Türk Savunma Sanayisi, yerli ve milli ürünleriyle küresel savunma liginde ilk 10 ülke arasında sağlam bir yer edinerek teknolojik bağımsızlığını güçlendirmiş, stratejik caydırıcılığını artırmış ve dünya çapında rekabet eden bir sektör haline gelmiştir. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası başlayan yerlileşme hareketi, 2000'li yıllarda ivme kazanmış; 2004 öncesinde savunma ihtiyaçlarının yüzde 80'ini ithal eden Türkiye, 2024 itibarıyla yüzde 80'i bulmuştur. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) liderliğinde ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, BAYKAR, STM, HAVELSAN ve MKE gibi firmaların yenilikçi çözümleri, özel sektörün artan katkısı ve yıllık 3 milyar dolarlık Ar-Ge yatırımlarıyla, 2025'te yerlilik oranının yüzde 82'ye ulaşması hedeflenmektedir. 2024'te 7,1 milyar dolarlık rekor ihracatla 180'den fazla ülkeye 300'e yakın ürün ihraç eden sektör, 2025'te ihracatı 7,3 milyar dolara, ciroyu ise 18,2 milyar dolara yükseltmeyi planlamaktadır. Bayraktar TB2'nin 31 ülkeye satışı, ASELSAN'ın ASELFLIR-500 elektro-optik sisteminin 16 ülkede kullanımı, Atmaca ve SOM-J füzelerinin uluslararası başarıları, Türkiye'yi maliyet etkin, saha testinden geçmiş ve esnek üretim kabiliyetine sahip bir savunma devi olarak konumlandırmıştır. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin övgüyle bahsettiği altyapısı ve inovasyon kapasitesiyle Türkiye, Avrupa, Asya, Afrika ve Güney Amerika pazarlarında büyüyen bir etkiye sahiptir. 2025 yılı, KAAN, Çelik Kubbe, Altay, Hürjet ve Kızılelma gibi stratejik projelerin teslimat ve testleriyle Türkiye'nin dünya savunma sanayisinde teknoloji öncüsü olma vizyonunu pekiştireceği bir yıl olacaktır. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk milli jet eğitim uçağı HÜRJET, 1,2 mach hıza ulaşarak süpersonik jet eğitimi alanında bir eşiği daha geride bıraktı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA, test takviminde yer alan bir Aerodinamik Sistem Tanımlama Testi'ni daha başarıyla geçti. 2025 yılında 10'dan fazla KIZILELMA üretimi planlanmaktadır.
İnsansız sistemler, akıllı mühimmatlar
Türk Savunma Sanayisi, 1100'den fazla projeyle 100 milyar doları aşan bir hacme ulaşmıştır, 100 bine yakın istihdam sağlamakta ve bu sayıyı 110 bine çıkarmayı hedeflemektedir. Bayraktar TB2'nin Ukrayna-Rusya savaşında oyunu değiştiren rolü, ANKA'nın Afrika'daki operasyonları ve Atmaca füzesinin deniz hedeflerindeki hassasiyeti, Türk sistemlerinin güvenilirliğini küresel çapta kanıtlamıştır. Avrupa Birliği'nin savunma iş birliğini artırma isteği, NATO'nun Türkiye'yi kritik bir ortak olarak görmesi, Afrika ve Körfez ülkelerinin Türk ürünlerine ilgisi, Türkiye'nin stratejik önemini güçlendirmektedir. 2025 hedefleri arasında yerlilik oranını yüzde 82'ye çıkarmak, ihracatı 7,3 milyar dolara, ciroyu 18,2 milyar dolara yükseltmek, 110 bin kişilik istihdam sağlamak ve 200'den fazla projeyi tamamlamak yer almaktadır. Bu hedefler, Türkiye'nin yalnızca ulusal güvenliği değil, aynı zamanda yüksek katma değerli ürünlerle küresel pazarda lider bir aktör olma vizyonunu yansıtmaktadır. İnsansız sistemler, akıllı mühimmatlar, hava savunma sistemleri ve uzay teknolojileri, Türkiye'nin rekabet avantajı sağladığı alanlar arasında öne plandadır.
Türk Savunma Sanayisi, hava, kara, deniz, uzay ve siber alanlarda geniş bir yelpazede yerli ve milli ürünler geliştirmiştir. TUSAŞ tarafından geliştirilen 5. nesil savaş uçağı KAAN, radar gizliliği, süper seyir yeteneği ve yapay zekâ destekli sistemleriyle P1 ve P2 prototiplerinin test uçuşlarını gerçekleştirecek, F-35 ve Su-57 gibi platformlarla rekabet ederek Türkiye'yi elit bir gruba taşıyacaktır. Hürjet, jet eğitim ve yakın destek uçağı olarak silahlı versiyon test uçuşlarına başlamış, ihracat potansiyeliyle Afrika, Asya ve Güney Amerika pazarlarında ilgi görmektedir. Hürkuş-2, turboprop eğitim uçağı olarak hafif taarruz kabiliyetiyle 2025'te Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecek, maliyet etkinliği ve operasyonel esneklik sunacaktır. Bayraktar Kızılelma, Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı, SOM-J seyir füzesiyle su üstü hedeflere karşı başarılı testler gerçekleştirmiş, motor çalıştırma ve manevra testlerini tamamlayarak envantere girecek ve TCG Anadolu'dan kalkış kabiliyetiyle deniz gücünü artıracaktır. Bayraktar TB2, 31 ülkeye ihraç edilerek küresel bir marka haline gelmiş, TB3 ise kısa pistli gemilerden kalkabilen ilk SİHA olarak TCG Anadolu'ya entegre edilecektir. AKINCI, Hassas Güdüm Kiti ile tam isabet testleri yaparak yüksek irtifa ve uzun menzilli operasyon kabiliyetini kanıtlamıştır. ANKA III, gövde içi mühimmat atışını başarıyla gerçekleştirerek, kol uçuşu testleriyle envantere katkı sağlayacaktır. T925 Genel Maksat Helikopteri, Deniz Kuvvetleri ve Orman Genel Müdürlüğü için yerli motor ve aviyonik sistemleriyle yakın zamanda teslimata başlayacaktır. Hava-SOJ elektronik harp uçağı, düşman radarlarını etkisiz hale getirme kabiliyetiyle bu yıl içinde geçici kabulleri gerçekleşecek.
Modern savaş alanında fark yaratacak
BMC'nin geliştirdiği Altay tankı, yerli motor, aktif koruma sistemleri ve gelişmiş zırh teknolojisiyle seri üretim teslimatlarına (2025 yılında 3 adet, 2026 yılında 11 adet, 2027 yılında 41 adet, 2028 yılında 30 adet, ilerleyen yıllarda ise 165 adet) başlayarak TSK'nın zırhlı gücünü modernize edecektir. Dünyada kendi sınıfındaki en yüksek balistik, mayın ve el yapımı patlayıcı (EYP) korumasını, yüksek arazi kabiliyeti ile birlikte optimum şekilde sunan, Otokar'ın ARMA II 8x8 tekerlekli zırhlı aracı, büyük ilgi görmektedir. Cumhurbaşkanlığı korumada aktif görev alan Nurol Makina'nın YÖRÜK 4x4 hafif zırhlı aracı, yüksek hareket kabiliyetiyle öne çıkmaktadır. FNSS'nin ALPAR ağır sınıf paletli insansız zırhlı aracı, otonom sistemleriyle modern savaş alanlarında fark oluşturmaktadır. ASELSAN ZMA-X İnsansız ve Otonom Zırhlı Muharebe Aracı, muharebe sahasında oyun değiştirici gücü ile dikkat çekicidir.
TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi, TB3 SİHA'larla donatılacak, denizde hava gücü projeksiyonunu artıracaktır. MİLGEM İstif Sınıfı Fırkateynler (İzmir, İzmit, İçel), yerli CENK-S radarı, ADVENT savaş yönetim sistemi ve Atmaca füzeleriyle donanmaya teslim süreci hızlanmıştır. TCG İstanbul ise 2024 yılında göreve başlamıştır. MİLGEM İstif (İ) Sınıfı Fırkateyn Projesinin 6,7 ve 8'inci gemileri; Anadolu, Sedef ve Sefine tersanelerinin her birinde eş zamanlı olarak başlatıldı. YLCT C-159 Yeni Tip Çıkarma Gemisi, lojistik ve amfibi operasyonlar için şubat ayında denize indirilmiştir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde Ay, Gür ve Preveze sınıfı olmak üzere 3 sınıftan toplam 12 denizaltı, yerli Advent-Müren Savaş Yönetim Sistemi entegrasyonuyla Mavi Vatan'ın güvenliğine destek olmaktadır.
Elektronik taarruz sistemi
Füze ve mühimmat sistemlerinde, SİPER uzun menzilli hava savunma füzesi, 100+ km menziliyle 2024'te envantere girmiş, Çelik Kubbe'nin temel unsuru olarak yaygınlaşacaktır. HİSAR O+, orta irtifa tehditlerine karşı etkili olup 2025'te seri üretimini artıracaktır. GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN hava-hava füzeleri, F-16'lara entegre edilmiş, KAAN ve Hürjet'e uyumluluk testleri yapılacaktır. SOM-J seyir füzesi, F-35 uyumlu, su üstü ve kara hedeflerine karşı hassas vuruş kabiliyetiyle ihracat potansiyeline sahiptir. Atmaca seyir füzesi, 280+ km menziliyle en uzun menzilli testlerini tamamlamıştır. BORA (KHAN) balistik füzesi, 80-280 km menzilde stratejik hedefleri vurmaktadır. ÇAKIR çok amaçlı seyir füzesi, esnek güdüm sistemleriyle öne çıkmaktadır. ANKA III yerli ve millî üretimi TOLUN mühimmatı ile 20 bin feet irtifada 180 knot hızla atış gerçekleştirmiştir. Elektronik sistemlerde, ASELSAN'ın MURAD AESA radarı, AKINCI ve Kızılelma'ya entegre edilerek hava-hava ve hava-yer angajmanlarda üstünlük sağlamaktadır. ASELFLIR-500 elektro-optik sisteminde 3-5 mikrometre Yüksek Çözünürlüklü Kızılötesi Kamera 16 ülkeye ihraç edilmiş, üretim kapasitesi artırılacaktır. MERTER taşınabilir elektronik taarruz sistemi Türk Silahlı Kuvvetlerinin dijital savaş gücüne stratejik katkı sunmaktadır. Duvar Arkası Radar (DAR), enkaz kurtarma ve taktik operasyonlar için aktif kullanılmaktadır. Uzay sistemlerinde, KILIÇSAT Küp Uydu, gemilerin konum ve rota bilgilerini sağlamaktadır. KAŞİF yerli küresel konumlama sistemi, hassas hedefleme sunmaktadır. CTech'in SCOFUS haberleşme teknolojisi, 2025'te GOVSATCOM Konferansı'nda ilgi görmüştür. İnsansız sistemlerde, STM'nin KARGU vurucu İHA'sı ihracat başarısı yakalamış, TOGAN gözcü İHA Afrika'da ilk ihracatını yapmış, ALPAGU kamikaze İHA yurt dışında müşteri bulmuştur. TÜBİTAK BİLGEM tarafından kritik bileşenleri yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ve gerçek radar sistemlerine karşı gerçekleştirilen tüm testleri başarıyla tamamlayan radar sinyal algılayıcı taktik elektronik destek podu F-16 EDPOD, Hava Kuvvetlerine önemli avantaj getirecektir. Yerli motor TEI-PD170, millî elektro-optik kamera ASELSAN AF500 ve ASPİLSAN tarafından geliştirilen milli ısıtıcılı batarya ile birlikte stratejik sınıf İHA AKSUNGUR 40 bin feet ile en yüksek irtifasına ulaşmıştır.
Çelik Kubbe, Türk Savunma Sanayisi'nin en stratejik projelerinden biri olarak öne çıkmaktadır. ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK SAGE ve MKE iş birliğiyle geliştirilen bu katmanlı hava savunma sistemi, uçaklar, seyir füzeleri, balistik füzeler, İHA'lar ve mini/mikro İHA sürüleri gibi çoklu tehditlere karşı kapsamlı koruma sağlamayı amaçlamaktadır. İsrail'in Demir Kubbe ve ABD'nin Patriot sistemlerine rakip olan Çelik Kubbe, yapay zekâ destekli ağ yapısıyla tehditleri gerçek zamanlı tespit, takip ve imha etme kabiliyetine sahiptir. 2025'te entegrasyon ve test süreçleri hızlanacak, saha konuşlandırması yaygınlaşacaktır. Sistem, SİPER uzun menzilli füzesiyle yüksek irtifa tehditlerini, HİSAR A+ ve O+ ile kısa ve orta irtifa tehditlerini, GÖKDEMİR ile esnek hava-hava savunmasını, GÖKER 35 mm uçaksavarıyla yakın mesafe tehditleri, GÖKBERK lazer sistemiyle düşük maliyetli imhayı ve ALKA yönlendirilmiş enerji sistemiyle mini/mikro İHA sürülerini hedef almaktadır. SUNGU kısa menzilli savunma sistemi, mobil platformlarla taktik birimlere koruma sağlamaktadır. KAŞİF küresel konumlama sistemi ve MURAD AESA radarıyla entegre çalışan Çelik Kubbe, modüler yapısıyla farklı coğrafi ve taktik ihtiyaçlara uyarlanabilir, ihracatta cazip hale gelmektedir. Test başarıları, Türkiye'yi hava savunmasında lider ülkeler arasına taşıyacak ve NATO ile iş birliğinde stratejik avantaj sağlayacaktır.
Türkiye, ABD ve Avrupa ürünlerine kıyasla maliyet etkin çözümler sunarken, Suriye, Libya, Karabağ ve Ukrayna'daki saha deneyimiyle sistemlerinin güvenilirliğini kanıtlamıştır. Bayraktar TB2'nin Ukrayna'daki başarısı, ANKA'nın Afrika'daki operasyonları ve Atmaca'nın deniz hedeflerindeki hassasiyeti, Türk ürünlerinin küresel talebini artırmıştır. Avrupa'nın Türkiye ile savunma iş birliğini güçlendirme isteği, NATO'nun Türkiye'yi kritik bir ortak olarak görmesi ve Afrika ülkelerinin Türk sistemlerine ilgisi, Türkiye'nin stratejik etkisini artırmaktadır. Türkiye, Çelik Kubbe, KAAN ve Kızılelma gibi projelerle yalnızca bir savunma ürünleri ihracatçısı değil, teknoloji geliştiren bir lider olarak konumlanacaktır. Rekabet avantajları arasında maliyet etkinlik, saha testinden geçmiş sistemler, esnek üretim ve müşteri ihtiyaçlarına özel çözümler bulunmaktadır.
Türk Savunma Sanayisi, 2025'te yerlilik oranını yüzde 82'ye çıkararak, 7,3 milyar dolarlık ihracatla ve 200'den fazla projeyi tamamlayarak dünya liginde üst sıralara tırmanmaktadır. KAAN, Çelik Kubbe, Altay, Hürjet, Kızılelma, TCG Anadolu ve Atmaca gibi yerli ve milli ürünler, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlığını ve stratejik caydırıcılığını güçlendirecektir; uzay, yapay zekâ ve otonom sistemlere yapılan yatırımlar, sektörü gelecekte liderliğe taşıyacaktır. Çelik Kubbe, katmanlı hava savunma kabiliyetiyle Türkiye'yi Patriot ve S-400 gibi sistemlere alternatif bir güç haline getirecektir. Küresel birtakım zorluklara rağmen, Türkiye'nin saha deneyimi, maliyet etkin üretimi ve yenilikçi yaklaşımı, onu küresel savunma sanayisinde vazgeçilmez bir aktör yapmaktadır. 2025, Türk Savunma Sanayii'nin ulusal güvenliği güçlendirmenin ötesinde, küresel savunma mimarisini şekillendiren bir teknoloji lideri olduğunu kanıtlayacağı bir yıl olacaktır.