Mesleki eğitim, eğitim hakkı ve sosyal uyum
Levent Yazıcı / İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü
Küresel bir nitelik arz eden COVID-19 salgını sürecinde okulların kapanmasından kaynaklanan öğrenme kayıpları, bireylerin ve milletlerin ekonomik refahı üzerinde kalıcı etkiler meydana getirecek. Bu süreçte yaşananları mercek altına alan eğitim bilimciler mesleki becerisi az olanların üretkenliğinin beklentilerin altında, ekonomik ve sosyal faaliyetlere katılımının da düşük olacağını öngörüyorlar. Aslında geleceğe ilişkin bu öngörüler küresel ortak faydayı esas alan, adil, eşit ve kapsayıcı eğitim için hep beraber iş birliği içinde hareket ederek karşılıklı öğrenmelerin artırılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Dünya dijital öğrenime hazır mı
COVID-19 salgını, çoğu eğitim sisteminin dijital öğrenme fırsatları dünyasına hazır olmadığı bir noktada meydana geldi. Salgın, eğitimi yeniden tasarlama ve öğrenme süreçleri bakımından önceden uygulanması zor ya da imkânsız kabul edilen bir dizi çözümün gündeme alınmasını sağladı. Hâliyle bilinen ve uygulana gelen kimi pratikler eleştirel bir perspektif doğrultusunda masaya yatırıldı. Türkiye’de ise 2023 Eğitim Vizyonu doğrultusunda eğiten, öğreten ve üreten mesleki eğitimin hayati bir rol üstlendiğini herkes çok daha iyi fark etti. Mesleki eğitim kurumlarımızın maskeden temizlik malzemelerine, siperlikli yüz maskesinden tuluma hatta AR-GE temelli çalışmalara kadar uzanan ürün çeşitliliği paradigma değişiminin de bir göstergesiydi.
Eğitim ortamlarımızın altyapısı
Türkiye, on yıldır sadece okullara daha fazla öğrenci kaydetmekle kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerin öğrenme neticelerini de arttırmakta iyi bir gelişme kaydetti. Salgınla beraber ülkemizin uzun zamandır eğitim ortamlarının altyapısını güçlendirmek için attığı adımlar daha iyi fark edildi. Mesela Türkiye’deki okul yöneticilerinin ve öğretmenlerimizin bilgi, öğretim materyali ve uzaktan öğrenmenin yayılmasını kolaylaştırabilecek bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanma durumlarının OECD ortalamasının üzerinde olduğunu görülmektedir.
Salgın öncesinde yapılan araştırmalarda Türkiye’de öğretmenlerin yüzde 74’ü örgün eğitimde bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanırken, bu oran OECD ülkelerinde yüzde 56 şeklinde gerçekleşmiştir. Uzaktan eğitim sürecinde çocuklarımızın öğrenme kayıplarının azaltılmasında Fatih Projesinin dolayısıyla Eğitim Bilişim Ağı’nın çok büyük katkısı söz konusu… Dolayısıyla eğitim süreçlerini bütünlüklü bir şekilde değerlendirirken mesleki eğitimin temas ettiği alanlara ve bunlarla birlikte gelişen sosyal uyum çalışmalarına daha çok eğilmek gerekiyor. Bu bağlamda Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Sosyal ve Ekonomik Uyum Projesini gündeme taşımak gerekmektedir. Yıllardır dünyanın her yerinde olanca hızıyla süren göçmenlerle de ilişkili olan proje, Millî Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğümüz tarafından yürütülüyor ve Avrupa Birliği tarafından destekleniyor. İstanbul, eşitlik ve kapsayıcılığa dolayısıyla istihdam edilebilirlik programları için beceriler edinmeye katkı sunan projenin uygulandığı sekiz şehrimizden birisi. 2017 yılının Kasım ayında yani tam 43 ay önce başlayan projenin iki boyutu var. Bunlardan ilki, ülkesini alelacele terk etmek zorunda kalmış Suriyeli gençlerin eğitimini ve uyumunu kolaylaştırmaktır. Diğeri ise ülkemiz gençlerinin mesleki eğitim niteliklerini geliştirerek ekonomik ve sosyal bütünleşmeyi sağlamaktır.
Projenin hedef kitlesi ise ortaöğretim yani lisedeki 9-12. sınıflar, yaş bakımından da 14-17 yaşları arasındaki öğrencilerden oluşuyor. Projenin özel amacı ise, geçici koruma altındaki Suriyeli gençlerle ihtiyaç sahibi gençlerimizin kapsayıcı ve kaliteli mesleki teknik eğitime erişimlerini artırmaktır.
Özenle hazırlanan proje öğrencilerin ve okulların yaratıcılığını ortaya çıkarabilecek ve değişim için kapasite oluşturabilecek nitelikte. Bu çerçevede mesleki teknik eğitim kurumlarındaki atölyelerde gerekli araçların temini, kurulumu ve uygun şekilde kullanılması, öğrencilerin bu imkânlara erişimi üzerinde hassasiyetle duruluyor. Ayrıca değişen dünyada mesleki eğitimin gençlerin kariyer gelişimini nasıl etkilediğine ilişkin bilgilendirme yapılarak mesleki eğitim süreçleri hakkında farkındalık oluşturulmaya çalışılıyor. Projeye dâhil olan okullarımızdaki tüm atölye ve donanım yenileme işlemleri 2021 yılı sonunda tamamlanmış olacak.
Mesleki ve teknik eğitim kurumlarımız, sosyal ve ekonomik hayata tam katılım için gerekli olan temel bilgi ve becerileri kazandırıyor. Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Sosyal ve Ekonomik Uyum Projesi, mesleki eğitime erişim, katılım ve sosyal uyum konusunda karşılaştırılabilir veriler ve göstergeler sunuyor.
Salgının uzun süreli etkilerinin azaltılmasına da katkı sunan proje İstanbul’da Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Başakşehir, Esenyurt, Gaziosmanpaşa, Pendik ve Sultangazi olmak üzere sekiz ilçemizde toplam 13 okulumuzda uygulanıyor. Proje, moda tasarım, tekstil, elektrik, elektronik, çocuk gelişimi ve eğitimi; tesisat, inşaat, motorlu araçlar, metal, makine ve bilişim teknolojileri; mobilya ve iç mekân tasarımı; tesisat teknolojisi ve iklimlendirme; güzellik ve saç bakım hizmetleri alanlarını kapsıyor. Bu alanlarda toplam 77 atölye yenilendi, 5 atölyenin tadilat çalışmaları devam ediyor. Doğrudan destek verilen öğrenci sayımız ise 246.
Eğitim fırsatları
Öğrencilerimizin zorluklarla karşılaştıklarında bununla baş edebileceklerine inanmalarına katkı sunan proje onların hayatını ve öğrenme yolculuklarını zenginleştiriyor. Dahası, mesleki eğitim bağlamında, hem öğrenci katılımını destekleyen etkinlikleri hem de öğrencilere istihdam odaklı bir perspektif kazandırmayı içeriyor. Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Sosyal ve Ekonomik Uyum Projesi, Millî Eğitim Bakanlığımızın 2023 Eğitim Vizyonunun sanat, spor ve kültür vurgusunu doğrulayan bir anlayışla öğrencilerin bütünlüklü gelişimine katkı sunmaktadır. Öğrencilerimizin sosyal medya ve dijital platformların öğrenim ve paylaşım imkânlarından yararlandıklarını da eklemeliyim. Kuşkusuz tüm bu parametrelere rehberlik etme sürecinde okul yöneticilerimizin ve öğretmenlerimizin rolü çok önemlidir.
Günümüzde öğrencilerle akranları arasında açık ve akıcı bir etkileşim artık her zamankinden çok daha önemli hâle gelmiştir. Öğrencilerin çeşitli öğrenme fırsatlarına erişebildiği proje bu açıdan da çok değerli... Öğrencilerimiz okul ortamında ortak sosyal faaliyetler gerçekleştirerek kaynaşmakta ve yeteneklerini geliştirmektedir. Proje kapsamındaki okullarımızda öğrencilerimizin bir arada eğlenerek öğrendikleri, ortak çalışma becerilerini geliştirdikleri sosyal uyum etkinlikleri yürütülmektedir. Aslında sadece bu etkinliklerin meydana getirdiği etkileşim bile salgının doğrudan ekonomik etkisinin ötesindeki kayıplarının azaltılması açısından değerlidir. Zira eğitim süreçleri salt işlemsel bir deneyim değil, ilişkisel bir olgudur.
Hayat boyu öğrenme süreçleri
Göçmenlik ve eğitim ilişkisinde değişimi merkeze alan, yenilikçi, duyarlı ve insan odaklı bir bakış açısı geliştirilmelidir. Aynı zamanda eşit ve sürdürülebilir kalkınma için okullaşma oranı artan, erişimi kolay, dayanıklı eğitim sistemleri oluşturmak gerekiyor. Millî Eğitim Bakanlığımız gerek temel eğitim ve ortaöğretimde, gerekse mesleki eğitim ve hayat boyu öğrenme süreçlerinde eğitime erişim ve sosyal uyum konusunda gerekli adımları atıyor. İstanbul’da okul öncesinde 4 bin 237, ilkokullarda 64 bin 454, ortaokullarda 53 bin 187 ve liselerde 18 bin 139 olmak üzere toplamda 140 bin 017 yabancı öğrenci 2 bin 567 okulumuzda eğitim görmektedir. Okul çağındaki çocuk ve gençlerin eğitime erişimi her geçen yıl artmaktadır. Mesela 5 yıl önce yüzde 38 olan okullaşma oranı yaklaşık iki kat artarak bu eğitim öğretim yılında yüzde 67’ye ulaşmıştır. Yabancı öğrencilerin okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 97, ortaokullarda yüzde 81’dir.
Koruma kapsamındakiler
Geçici koruma kapsamındaki öğrencilerin eğitime erişimlerini sağlamak amacıyla son üç yılda ilimizde toplam 53 bin 115 öğrenciye ücretsiz taşıma hizmeti verilmiştir. Hâli hazırda 5 bin 049 öğrenciye ücretsiz taşıma hizmeti verilerek eğitime erişimleri sağlanmaktadır. Yabancı uyruklu öğrencilerimizin yoğun olarak yaşadığı ilçelerimizde okullarımızın yükünü hafifletmek için 6’sı tamamlanmış, 2’sinin inşaatı yarılanmış ve 9’u planlama aşamasında olan okul yapım çalışmaları devam etmektedir.
Hem yabancı uyruklu çocukların eğitime erişimlerinin sağlanması hem de yabancı uyruklu yetişkinlerin sosyal uyumlarının desteklenmesi konusunda çalışmalarımız artarak devam edecektir. Ülkemize büyük göç hareketine tanık olduğumuz dikkate alınırsa eğitime erişim konusunda uluslararası koordinasyonu güçlendirmenin yanında dayanışma ve iletişim mekanizmalarını geliştirmenin ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır.Bu bağlamda hepimiz eğitim hakkının, tüm insan haklarının gerçekleştirilmesi üzerinde doğrudan etkisi olan kolaylaştırıcı bir hak olduğunun farkına varmalıyız. Okullarımızın güvenli bir şekilde yüz yüze eğitime geçmesiyle beraber Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Sosyal ve Ekonomik Uyum Projesinden imkânların daha da artacağını ümit ediyorum.
@memleventyazici