Kara Kıta'da yeni arayışlar: Sahel Devletleri İttifakı Konfederasyonu

Recep Yiğit/ Yazar
10.07.2024

Uzun yıllardır Batı ülkelerinin sömürüsüne maruz kalan bölge ülkelerinin konfederasyon hamlesinin başarılı olması durumunda, ECOWAS içinde başka alt-bölgesel ittifakların oluşması ve yeni konfederasyonların kurulması muhtemeldir. Buradaki en önemli husus, Afrika ülkelerinin bölgesel sorunlarına yönelik yine bölgesel çözümler bulma arzusudur.


Kara Kıta'da yeni arayışlar: Sahel Devletleri İttifakı Konfederasyonu

Recep Yiğit/ Yazar

Sahel kuşağı, Afrika kıtasının batısından doğusuna uzanan ve Sahra Çölü'nün güneyinde yer alan geniş bir bölgeyi kapsamaktadır. Sahip olduğu stratejik konumu, güvenlik ve ekonomik dinamiklerinden dolayı küresel ölçekte de büyük bir öneme sahip olan bu bölge, Kuzeyde Sahra Çölü'ne, güneyde ise tropikal bölgelere komşu olmasından dolayı hem ticaret yolları hem de kültürel etkileşimler açısından önemli bir kavşak noktası haline gelmiştir. Ancak bölge, son yıllarda artan terör faaliyetleri ve silahlı çatışmalarla gündeme gelmektedir. El Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin faaliyet gösterdiği geniş bir alan haline gelen Sahel kuşağı, sahne olduğu etnik ve dini çatışmalar, silahlı grupların varlığı ve zayıf devlet yapılarıyla istikrarsızlık ve şiddet olaylarının merkez bölgesini oluşturmaktadır.

Bölgede yaşanan bu istikrarsız durum, doğal kaynakların etkin kullanımına da etki ederek bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmasını da oldukça kısıtlamaktadır. Bu durum neticesinde ise önemli gıda krizi gibi sorunlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca, bölgedeki yetersiz altyapı ve yatırım eksikliği, ekonomik büyümeyi sınırlayan diğer faktörler arasında yer almaktadır. Tüm bu faktörlerin bölgedeki terör örgütlerine katılımları tetiklediği görülmektedir. Bölge, 2022 yılında dünya genelindeki terörist ölümlerinin yüzde 43'ünü oluşturmuştur. Fransa'nın Barkhane Operasyonu ve Takuba Gücü'yle G5 Sahel Ortak Gücü gibi askeri müdahalelerle bölgedeki terör tehditleri kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Mali, Burkina Faso ve Nijer'de askeri darbelerin varlığı güvenlik ortamını daha da karmaşık hale getirmiş, zayıf bir siyasi ortam yaratmış, Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) gibi yapılarla bölgesel iş birliğini azaltmıştır.

Yükselen Batı karşıtlığı

Geçtiğimiz günlerde Burkina Faso, Mali ve Nijer, ECOWAS ile uzun süredir devam eden bağlarını kopartarak Sahel Devletleri İttifakı Konfederasyonu'nu (AES) kurduklarını ilan etti. Askeri rejimlerin kontrolündeki bu devletlerin bölgesel ittifak planını, bölgedeki eski sömürge devleti olan Fransa'dan yüz çevirerek Rusya ile bağlarını güçlendirmelerinin ardından gerçekleştirmesi dikkat çeken bir husustur. Nitekim bölgede yükselen Batı karşıtlığı ve Fransa'nın Nijer'den çıkartılmasının ardından gelen bu hamle, kıta ülkelerinin kendi kaderini tayin etme yönündeki taleplerinin bir işareti olarak değerlendirilmektedir.

AES'nin ortaya çıkışında bazı faktörlerin bir araya gelmesi önemli rol oynamaktadır. Nitekim Batı Afrika boyunca uzanan geniş, yarı kurak bir bölge olan Sahel Kuşağı, uzun zamandır istikrarsızlık, yoksulluk ve şiddet içeren aşırıcılıkla boğuşmaktadır. El Kaide ve Büyük Sahra İslam Devleti (ISGS) gibi militan grupların yükselişi bu zorlukları daha da arttırarak bölgesel güvenlik ve kalkınma için önemli bir tehdit oluşturmuştur. Bu ortamda Burkina Faso, Mali ve Nijer'de son dönemde yaşanan askeri darbelerin, ECOWAS'ın bölgenin güvenlik kaygılarını etkili bir şekilde ele almadaki yetersizliğine dair artan memnuniyetsizliği yansıttığını söylememiz mümkündür. Ortak beklentilerin karşılanmaması ve sömürgecilik karşıtlığından hareketle daha fazla bölgesel özerklik arzusu, AES'nin oluşumuna yönelik zemini hazırlamıştır.

Kurulan bu yeni konfederasyon ile birlikte üç ülke, terör grupları ve sınır ötesi suçlarla mücadele etmek için daha sağlam ve koordineli bir güvenlik aygıtı kurmayı; ortak askeri operasyonları, istihbarat paylaşımını ve sınır güvenliği iş birliğini amaçlamaktadır. Öte yandan bölgede artan terörün ana sebeplerinden birisinin sosyo-ekonomik sebepler olduğunu belirten üye ülkeler, bölgesel ekonomik entegrasyon çalışmalarıyla birlikte, üye ülkeler arasında serbest ticareti kolaylaştırarak bölgesel ekonomik kalkınmayı teşvik etmeyi hedeflemektirler. Kurulan ittifak üzerinde olası imkanlar ve tehditler yahut ittifakın başarılı olup olmayacağı üzerinde konuşmadan önce dikkat edilmesi gereken önemli husus, Afrika ülkelerinin bölgesel sorunlarına yönelik yine bölgesel çözümler bulma arzusudur.

Uzun yıllardır Batı ülkeleriyle Amerika Birleşik Devletleri'nin sömürüsüne maruz kalan bölge ülkelerinin konfederasyon hamlesinin başarılı olması durumunda ECOWAS içinde başka alt-bölgesel ittifakların oluşması ve yeni konfederasyonların kurulması muhtemeldir. Bu doğrultuda önümüzdeki dönem yeni kurulan konfederasyon için oldukça kritik olacaktır. Nitekim yeni kurulan ittifak bir yandan yeni yapılanmanın zorluklarıyla mücadele etmek, diğer yandan ise ortak güvenlik tehditlerine karşı koyma ve ekonomik iş birliğini geliştirme hususunda somut ilerleme kaydetmek zorundadır. Gerçekleştirilen bu girişim başarılı olduğu takdirde, yalnızca Sahel Kuşağı'nın güvenliğini sağlamayacaktır. Aynı zamanda Afrika'daki bölgesel entegrasyonun daha geniş dinamiklerini de yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir. Olası bir başarısızlık durumunda ise Batı Afrika ülkelerinde daha büyük parçalanmalara ve güvenlik problemlerinin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir.

Dış aktörlerin rolü

Uzun vadede görünen o ki Sahel Devletleri İttifakı Konfederasyonu'nun (AES) başarılı bir şekilde gelişmesi için, destek ve kaynaklar sağlayabilecek bölgesel ve uluslararası kuruluşlar gibi dış aktörlere ihtiyaç vardır. Sürdürülebilir bölgesel kalkınmayı sağlamak adına AES, stratejik hedefleri ve uygulanabilir planları ana hatlarıyla belirleyen net bir uzun vadeli vizyon ortaya koymalıdır. Kurulan ittifakın gelecekteki pozisyonu, üye devletlerin karşılaşılacak olan zorlukların üstesinden gelmek ve ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmak için gösterecekleri kolektif bağlılık ve iradeye göre şekillenecektir. AES'nin Sahel için yeni bir barış, istikrar ve refah dönemi başlatma potansiyeli mevcut olsa da bu bölgesel ittifakın belirledikleri hedeflere ne ölçüde ulaşabileceğini zaman gösterecektir.

[email protected]