Irak'ta Sudani dönemi: Kriz ve istikrar beklentileri

Feyzullah Tuna Aygün / ORSAM Irak Çalışmaları Uzmanı
29.10.2022

Sudani'nin dengeli politika arayışlarına rağmen parlamento dinamiklerinin etkisine fazlasıyla açık olacağı çıkarımı yapılabilir. Kabine programında seçim yasasının üç ay içerisinde tadil edilmesi ile bir yıl içerisinde erken seçime gidilmesi maddesinin yer alması, 2021'in ardından istikrara kavuşamamış olan Irak'ın yeniden seçim atmosferine girmesi demektir.


Irak'ta Sudani dönemi: Kriz ve istikrar beklentileri

Feyzullah Tuna Aygün / ORSAM Irak Çalışmaları Uzmanı

Iraklı Şiiler arasında 2003 yılından itibaren etkisi artan ayrışma, ülkenin başat aktörü olmaları nedeniyle siyasi krizleri beraberinde getirmiştir. Hatta bu ayrışma nedeniyle 2018 yılında yapılan parlamento seçimlerinin ardından uzlaşı adayı olarak hükümeti kuran Adil Abdulmehdi'nin istifasının sonrasında yaşanan krizlerin devamı 2021 seçimlerinin ardından da devam etmiştir. Bu durumun temelinde ise Mukteda Sadr önderliğindeki Sadr Hareketi'nin hükümetin şekli konusunda diğer Şii bloklar ile yaşadığı ayrışma yer almıştır. Zira Sadr Hareketi, içerisinde bütün kimlik gruplarının bir şekilde temsil edildiği ve bütün kimlik gruplarından bazı aktörlerin muhalefette bırakılacağı 'ulusal çoğunluk hükümetini' tercih ederken diğer Şii bloklar, parlamentoya girmeye hak kazanan bütün siyasal oluşumların hükümet içerisinde temsil edileceği ulusal birlik hükümeti modelini tercih etmiştir.

10 Ekim 2021 tarihinde yapılan parlamento seçimlerinin ardından 73 sandalye ile Sadr Hareketi en büyük siyasi oluşum olmasına rağmen ittifak yaptığı Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Sünnilerden oluşan Egemenlik Bloku ile cumhurbaşkanı seçebilecek 220 milletvekiline ulaşamamıştır. Bunun üzerine Sadr, zaman zaman hareketinin diğer bloklara hükümeti kurması için süre tanıyarak muhalefete çekileceğini açıklamasına rağmen diğer bloklar da hükümeti kurmaya yetecek sayıya ulaşamamıştır. Bu çıkmaz üzerine ise Sadr, bütün dinamikleri değiştirmek amacıyla parlamento siyasetinden çekilmiş ve milletvekillerini istifa ettirmiştir. İstifa eden milletvekillerinin yerlerine seçilen yedek üyeler Sadr'ın karşısında pozisyon alan Şii Koordinasyon Çerçevesi'ni daha avantajlı bir duruma getirmiştir. Ancak, parlamento siyasetinden çekilen Sadr, siyaset üzerindeki baskısını arttırmak amacıyla sokak hareketlerine yönelmiş ve siyaseti bu şekilde kontrol etmek istemiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Sudani

Sadr Hareketi'nin parlamento siyasetinden çekilmesinin ardından içerisinde yer aldığı iki önemli sokak olayı olmuştur. Bunlardan ilki olan 29 Ağustos 2021 Yeşil Bölge baskını, ikincisi ise 1 Ekim 2019 tarihinde başlayan ve hükümetin istifasına neden olan 'Ekim Devriminin' üçüncü yıl dönümü olayları olmuştur. Ancak bu sokak olaylarına rağmen Sadr, diğer sokağa çıkan gruplar üzerinde amaçladığı tahakkümü kuramamıştır. Bu doğrultuda Irak Parlamentosu'ndaki Şii Koordinasyon Çerçevesi tek başına yeter sayıya sahip olmamasına rağmen diğer blokların da desteği ile 13 Ekim 2022 tarihinde parlamento cumhurbaşkanlığı seçim oturumu gündemi ile 329 üyenin 277'sinin katılımıyla toplanmıştır. 2003 sonrasında Irak siyasetinde teamül olan cumhurbaşkanının Kürdistan Yurtseverler Birliği'nden (KYB) seçilmesi KDP tarafından kendi adayı ile bozulmak istense de Rebar Ahmed adaylıktan çekilmiş ve onun yerine KDP Abdul Latif Reşid'i desteklemiştir. Böylece iki KYB'li isim olan Reşid ve Berham Salih seçimlerde yarışmıştır. İlk turda iki adayın da nitelikli çoğunluğa ulaşamaması nedeniyle seçimlerin ikinci turu icra edilmiş ve Salih'in 99 oyuna karşılık Reşid 162 oy alarak Irak'ın yeni cumhurbaşkanı olmuştur.

Reşid, yemin ederek göreve başlamasının ardından Şii Koordinasyon Çerçevesi'nin başbakan adayı olan ve daha önce Meysan Valiliği, Sanayi Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı yapan Fırateyn Akımı Başkanı ve Bağdat Milletvekili Muhammed Şiya el-Sudani görevlendirilmiştir. Bu aşamada Sudani'nin kurması beklenen hükümet içerisinde neredeyse parlamentoda yer alan bütün siyasal oluşumların temsil edilmesi ve görev dağılımında etnik ve mezhepsel temsilin gözlendiği muhasasa (kota) sistemi korunmuştur. Kurulan kabinenin başkanının isminin ötesinde ülkedeki birçok sorunun temelinde yer alan kimlik siyasetinin bu şekilde devam ettirilmesinin ülkede farklı eksenlerde birçok yeni kriz dinamiğini beraberinde getirdiği söylenebilir. Zira Bağdat'taki siyasi sorunlar ülkede diğer yerel sorunları da ön plana çıkartabilmektedir. Ancak bununla sınırlı kalmayacak şekilde Bağdat'taki sorunlar, hükümeti ve devlet mekanizmalarını tamamen işlevsiz bir şekle de büründürebilmektedir.

Yeni kriz dinamikleri

27 Ekim 2022 tarihinde Irak Parlamentosu tarafından Sudani kabinesi güvenoyu almıştır. Sudani'nin parlamentoya sunduğu 21 bakan adayının da güven alması ise parlamentonun mevcut siyasal krizi bitirmeye yönelik desteği olarak değerlendirilebilir. Zira üzerinde açık uzlaşı olmayan bakan adaylarının güvenoyu alamaması ile eksik kalması beklenen bakanlıkların güvenoyu oturumunun ilerleyen süreçte yapılması beklenmiştir. Buna rağmen kabinenin göreve başlaması ile seçimlerin üzerinden geçen bir yıldan uzun süreden sonra hükümet krizi çözülmüştür.

Seçimlerin ardından başlayan siyasi krizin Sudani kabinesi ile çözülmesine rağmen kısa vadeli istikrar konusunda da çekinceler devam etmektedir. Sudani kabinesinin önündeki en büyük engellerden birisinin kabine içerisinde yer alan bakanların farklı siyasal oluşumlar ile ilişkili olmasından kaynaklanacağı söylenebilir. Zira önceki hükümetlerde de benzer durumların yaşanması 'muhalefet eylemlerinin' hükümet içerisinde yaşanmasına neden olmakta ve hükümetin yıpranmasına yol açmaktadır. Diğer yandan Sudani'nin önceki iki kabine olan Mustafa el-Kazımi ve Adil Abdul Mehdi ile benzeşir şekilde parlamento grubunun olmaması hükümeti zayıf bir konuma itilebilir. Bu anlamda siyasi kararların parlamento ile desteklenmesi konusunda Sudani'nin farklı tarafları motive ederek destek almaya çalışması, hükümet kararlarındaki istikrarı engellemesi gibi siyasi tarafların çıkarları doğrultusunda önemli konuları gündemden düşürmesi beklenebilir. Diğer yandan Sudani hükümeti kurmakla görevlendirildiğinde 'dengeli bir politika izleyeceğini' deklare etmesine rağmen kendisini destekleyen siyasi oluşumların intikamcı politikaları nedeniyle zor durumda kalabilir. Haşdi Şaabi bünyesinde yer alan Ketaib Hizbullah'ın Şii Koordinasyon Çerçevesi içerisinde yer alan siyasi kanadı olan Hukuk Hareketi'nin, Mustafa Kazımi'ye ilişkin yurtdışı çıkış yasağı talep etmesi bu konuya bir örnektir. Dolayısıyla Sudani'nin dengeli politika arayışlarına rağmen parlamento dinamiklerinin etkisine fazlasıyla açık olacağı çıkarımı yapılabilir.

Buna ek olarak Sudani'nin kabine programında seçim yasasının üç ay içerisinde tadil edilmesi ile bir yıl içerisinde erken seçime gidilmesi maddesinin yer alması, 2021'in ardından istikrara kavuşamamış olan Irak'ın yeniden seçim atmosferine girmesine yol açacaktır. Ayrıca Kazımi kabinesinin geçici sıfatı ile aldığı kararların ve atamaların gözden geçirileceği açıklanmıştır. Bu durumun Sudani hükümetine yönelik baskının artmasına neden olacağı söylenebilir. Ayrıca siyasal oluşumların, kendilerini avantajlı pozisyona getirecek yasal değişiklikler için yaşayacağı ayrışmalar, Sudani kabinesini doğrudan etkileyecektir.

Bunun ötesinde parlamentonun ve hükümetin dışında kalan Sadr Hareketi'nin sonraki aşamada sahip olacağı pozisyon hükümetin geleceği açısından önemli olacaktır. Sokak eylemleri ile siyaseti yönlendirme çabasındaki hareketin, Ekim göstericileri gibi gruplarla kurabileceği ad hoc ittifaklar ve sokaktaki hareketliliği kullanarak hükümeti sıkıştırmayı hatta toplumsal meşruiyetini zedelemeyi amaçlaması beklenebilir. Hatta hem Sadr Hareketi'nin hem de Sudani'ye yönelik muhalif tutuma sahip grupların devlette sahip olduğu pozisyonlar itibariyle kurumsal mekanizmaların işlerliğine zarar vermek suretiyle de Sudani'yi sıkıştırmak isteyeceği söylenebilir.

Bağdat'taki yeni gerilimlerin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde de (IKBY) etkilerinin olması beklenebilir. Zira Reşid'in cumhurbaşkanı seçildiği oturumda KDP'nin, her ne kadar kendi adayından vazgeçmiş olsa da KYB'nin resmi adayının seçilmesini engellemesi yeni bir bölgesel krizin de ön emaresi olabilir. 2023 yılında IKBY'de parlamento seçimlerinin yapılmasının beklenmesiyle beraber KDP ve KYB arasındaki gerilimlerin derinleşmesi beklenebilir.

Sudani hükümetini tehdit eden bütün bu dinamiklere rağmen Irak'ın önceki başbakanlarından ayrışır bir şekilde ikinci bir ülke vatandaşlığına sahip olmadığı bilinmektedir. Bununla birlikte daha önce hakkında hiç yolsuzluk soruşturması açılmamış olması Sudani'yi toplum nezdinde desteklenen bir aktör haline getirebilir. Bu aşamada Sudani'nin programındaki yolsuzluğu önleme, kamu hizmetlerini iyileştirme, seçim yasasının düzeltilmesi ile erken seçimler gibi vaatlerinin toplumsal desteği alabileceği öngörülebilir. Bu nedenle Sudani'nin, hükümetini destekleyen blokların ötesinde Ekim göstericileri ve Sadr Hareketi'nin desteğini almaya yöneleceği düşünülebilir. Dolayısıyla parlamento siyaseti dışında Sudani kabinesinin güçlü yanı ve aynı zamanda yumuşak karnının toplumsal yaklaşım olacağı söylenebilir.

@ftunaaygun