İpek Yolu kervanları bilimin de taşıyıcısıydı

Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak / Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
4.09.2021

Hive'ye uzak diyarlardan gelen kervanlar sadece ticarete konu işler yapmaz kültür ve medeniyet değerlerini de taşırlardı. Hive'deki büyük matematik ve fen bilginlerinin eserlerinin kopyalarını başka diyardaki bilginlere götürürlerdi.


İpek Yolu kervanları bilimin de taşıyıcısıydı

Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak / Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Hive, Karakum çölünün ortasında 2 bin 500 yıl önce kurulmuş kadim bir medeniyet merkezidir. Aral Gölü'nün güneyinde Amuderya (Ceyhun) nehri yakınlarında İpek Yolu'nun kavşak noktalarından birindedir. Bu kent tarihteki birçok Türk devletinin göz bebeği olmuştur. Oğuz Türklerinin doğu şehirlerinden birisi olarak 712 yılından itibaren İslam ile tanıştı. Gazneliler, Selçuklular ve Şeybânîler gibi büyük devletlerin gözde kentlerinden biri olan Hive 1220'de Cengizhan tarafından yerle bir edilmesine rağmen adeta küllerinden yeniden doğdu. 1598'den itibaren Hive Hanlığı'nın başkenti olan kent Orta Asya'nın kalbinde harika mimari yapılarıyla kadim tarihi güzelliklerini korumaktadır.

Muhteşem şehir masallarda anlatılan bir siluete sahiptir. Gecesi başka gündüzü başka güzelliktedir. Kışın turkuaz renkli kubbeler üzerinde bir gelinlik gibi saran karlar şehre bambaşka bir renk katar. Yazın aldığı güneş ışınları sebebiyle altın gibi parlayan surların yüksekliği ortalama altı metredir. Çöl ortasında bir altın gerdanlık gibi duran surların uzunluğu ise yaklaşık 10 kilometredir. Şehre girmek için dört ana kapı mevcuttur: Ana Kapı, Taş Kapı, Bahçe Kapı ve Buhara Kapısı. Kapıların aldıkları isimler neredeyse İstanbul'daki surların kapı adları gibidir. Edirne Kapı, Top Kapı, Mevlana Kapı gibi aynı medeniyetin mensuplarının mekanı adlandırırken benzer duygu ve düşüncelere sahip olduğunun kanıtıdır. Bu adlandırmalar taraftan da İstanbul ile Hive'nin ezelden beri kardeş şehirler olduğunu düşündürür.

52 metrelik minare

Ana Kapı'dan şehre girdiğinizde bir rüyada gibi hissedersiniz kendinizi. Çünkü girer girmez Cuma Camii'nin 52 metre yüksekliğindeki muhteşem minaresiyle ve olağanüstü bir mimari manzara ile karşılaşırsınız. Cuma Camii 215 ahşap sütunu olan muhteşem seramiklerle süslenmiş bir eserdir.

Köhne Ark yani Eski Saray olağanüstü bir mimariye sahiptir. Özellikle terasına çıktığınızda tüm Hive gözünüzün önündedir. Hangi yöne baksanız muhteşem bir ambiyans ve güzellik ile karşılaşırsınız. Hive'nin sırlarını keşfetmek isteyenler için bu gibi teras ve minareler her zaman cazibe merkezi olmuştur. Kadim şehirlerin çağdaş turizm kaşifleri Hive'ye vardıklarında mimarinin gizemlerini çözmek için burada günlerce ve aylarca kalsalar da yine şehrin büyüsünden kurtulamazlar.

Medeniyet yarışı

Hive tarih boyunca Buhara ilim ve medeniyet yarışında olmuştur. Hive Hanı Muhammed Emin Han yüksekliği 70 metre olan Buhara'daki Kalan Minaresi'nden daha yüksek bir minare inşa etmeye girişir ancak 29 metre yüksekliğe erişince bütçe yetersizliği sebebiyle proje tamamlanamaz.

Muhammed Emin Han kendi adına Hive'de muhteşem bir medrese yaptırmıştır. Medresenin kule şeklindeki bacalarındaki muhteşem çiniler lacivert ve mavi renklerde badem ve güvercin kanadı motiflerle olağanüstü güzelliklerini semaya doğru sergilerler. Yüzyıllarca süren bir medeniyet birikiminin ürünü olan saray, medrese ve camileriyle ünlü Hive'yi gezerken bir zaman tünelinde seyahat ettiğinizi düşünürsünüz.

Harezm bölgesinin merkezi olan Hive, İpek Yolu üzerinde gidip gelen kervanların önemli noktalarından biri olduğundan her türlü ticaret açısından uğrak bir yerdi. Ortaçağ boyunca İslam devletlerine asker kaynağı olan genç erkek asker adaylarının toplandığı bir merkez idi. Buradan, Bağdat, Şam ve Kahire'ye her yıl yüzlerce genç (ğulam) asker adayı olarak sevk edilirdi. Nizamülmülk bu gençlerin askerlik açısından ne kadar önemli olduğuna ünlü eseri Siyasetnâme'de değinir. Onlar uzun boylu, fiziken güçlü ve yakışıklı, okçulukta mahir ve at binmede rakipsizdirler. Hive'ye uzak diyarlardan gelen kervanlar sadece ticarete konu işler yapmaz kültür ve medeniyet değerlerini de taşırlardı. Hive'deki büyük matematik ve fen bilginlerinin eserlerinin kopyalarını başka diyardaki bilginlere götürürlerdi.

XVII-XIX. yüzyıllarda ve XX. yüzyıl başlarında Harezm'de yazılan tarihi eserler de Orta Asya hanlıklarının Rusya ile olan ticari ilişkileri hakkında birçok bilgi vermektedir. Özellikle Hive ve Buhara kervanlarının Mangışlak'a ticareti, bu kervanların yollardaki maceralı hareketi, Buhara kervanlarının Hive askerleri tarafından engellenmesi zaman zaman yağmalanması, Rus kervanlarının Orta Asya şehirlerine gelişi gibi konular ele alınmaktadır. Kungrad hanedanının iktidara gelmesinden sonraki dönemde var olan ticari ilişkiler de ayrıntılı olarak işlenmektedir.

Harezm'deki yüksek tarım kültürü, eski zamanlarda yapay sulama temelinde oluşturulmuş ve Mısır, Mezopotamya ve Doğu'nun diğer ülkelerinde olduğu gibi gelişmiştir. Bu yüksek kültür, Harezm'de bilim ve medeniyet değerlerinin yaşamasını ve gelişmesini etkilemiştir.

Harezm en eski kültür merkezlerinden biridir. Bilim adamlarının, şairlerin ve mutasavvıfların bilimin gelişimine büyük katkı sağladıkları bu topraklarda, hanların saltanatı sırasında ulusal bir tarihçilik anlayışı ortaya çıktı. Bu bağlamda yazılan eserler çoğunlukla Hive hanlarının tarihini içermektedir. Bununla birlikte bölge halkının yaşamı, kültürü, hanlığın ekonomik ve siyasi durumu hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Bu eserler incelendiğinde Harezm'de birçok bilim adamı, tarihçi, şair, ressam ve müzisyenin yetiştiği görülmektedir. Orta Asya'nın büyük kültür merkezlerinden biri olan Harezm'de Muhammed Musa el-Harezmî, Ebu Abdullah el-Harezmî, Ebû Reyhan Muhammed el-Birûnî gibi alimler yetişmiş ve eserleriyle insanlığı bir güneş gibi aydınlatmıştır.

Matematiğin temeli atıldı

Birûnî, selefi Muhammed ibn Musa el-Harezmî gibi Özbek bilimini kuran en büyük bilim adamlarından biridir. Harezmî'nin eserleriyle Doğu'da, Türk ve İslam dünyasında ve daha sonra Avrupa'da matematik biliminin temellerini attığı fikri genel kabul görmektedir. Bu bağlamda, Birûnî'nin sonraki yüzyıllardaki güçlü etkisi de Doğu'da bilimin gelişimini etkilemiştir.

Harezm birçok şair ve yazarın doğum yeridir. Harezm tarihçileri arasında Ebulgazi, Şir Muhammed Mûnis, Muhammed Rıza Agâhî, Muhammed Yusuf Beyânî'nin eserleri ve adları öne çıkmıştır.

Hive'nin tarihçileri

XVII. yüzyılın Harezm tarihçiliği esas olarak Hive hanı ve tarihçi Ebulgazi ile başlar.

Özbek dilinde tarihi eser yazma geleneği, Orta Asya hanlıklarından Hive hanlığında yaygın olarak sürdürülmüştür. Ünlü Özbek şair ve tarihçileri Şir Muhammad Mûnis ve Muhammed Rıza Agâhî, Ebulgazi'nin 19. yüzyılda başlattığı eseri devam ettirmiştir. Bu büyük bilginler ve tarihçiler, Harezm tarihini yazmanın yanı sıra bu alanda da belli bir ekol oluşturmuşlardır. 19. ve 20. yüzyılın başlarında yaşamış ünlü bir tarihçi ve şair olan Muhammed Yusuf Beyânî bu çalışmayı sürdürmüştür. Bu tarihçilik okulunun temsilcileri sadece Harezm tarihi üzerine eserler yazmamış, aynı zamanda diğer Doğu dillerinden birçok tarihi eseri Özbekçeye çevirmiştir.

Hive bugün aynı vasıfları taşıyan insanlarıyla değer ve geleneklere sahip Özbekistan'ın mümtaz bir şehridir. Kadim mimarisiyle açık bir müzedir. Güneş ışınları değdiğinde kırmızılaşan toprak renkli tuğlalardan inşa edilen surlarla çevrili şehir çölün ortasında bir cennet köşesi gibi olanca asaletiyle ayaktadır. Şehirde yaşayan insanlar içinde yaşadıkları mekanların değerlerinin farkında olarak binlerce yıllık geleneklerini yaşatmaya büyük çaba harcayan cennet ehli gibidir.

Harezm'deki tarihi eserler incelendiğinde 3 bin yıla yakın medeniyet izine şahit olunmaktadır. Cami ve medrese yapılarında bile milattan önceki medeniyetlere ait motifler ve bezemeler görülebilir. Bu durum Hive'nin dış kültür ve medeniyetlerle sıkı ilişkisini kanıtladığı gibi bilim, sanat ve medeniyet açısından binlerce yıldır evrensel değerlere açık bir yaklaşıma sahip olduğunu da gösterir.

Derin medeniyet değerleri olan geçmişte ve bugün bir kültür ve sanat merkezi olan Hive, 2020 yılında "Türk Dünyası Kültür Başkenti" olarak seçilmiştir. Pandeminin etkisiyle geçen yıl yapılamayan programlar bu yıl yeniden başladı. Bu yıl Hive'ye yapılacak turizm programları ayrı bir önem taşımaktadır. Hive'yi görmenin tam zamanıdır.

[email protected]