Yunan medyası, Hakan Fidan'ın Türkiye Dışişleri Bakanı olarak atanmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelecekte nasıl bir politika izleyeceğinin işareti olarak görmüştür: “Fidan, Türkiye'nin görünmeyen tarafını sembolize etmektedir. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Kafkasya gibi diplomasinin çok zor olduğu alanlarda müzakereciydi. Son olarak Mısır'da daha zorlu bir görevde bulundu ve sonunda kapıyı açmayı başardı." Ayrıca Washington ile yeni bir sayfa açılması, enerji başlığı altında İsrail ile yakınlaşma, Mısır ile ilişkilerin normalleşme sürecine girmesi en fazla Yunanistan'ı tedirgin etmektedir.
Faruk Önalan/ Yazar
Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı olduğu dönemde adından çokça söz ettiren Dr. Hakan Fidan'ın, Dışişleri Bakanı olarak yeni dönemde göreve başlaması şüphesiz dünya kamuoyunda büyük ses getirmiştir.
Fidan Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarlığına getirilirken İsrail, -diplomasi tarihinde benzeri olmayacak bir şekilde sert tepki göstermişti. Yakın zamanda dahi Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen Makor Rishon gazetesinde yayınlanan "Sultan ve Süleymani" başlıklı makalede Fidan, öldürülen İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'ye benzetilerek açıkça hedef alınmıştır. "Şimdi Kasım Süleymani, yerin üç arşın altında yattığına göre, onun ikizi olan Türk İstihbarat Servisi Başkanı Hakan Fidan'ın komplolarına odaklanma zamanı geldi." Bugün geldiğimiz noktada ise Fidan hakkında başta Jerusalem Post olmak üzere Tel-Aviv merkezli birçok gazetede övücü mahiyette makaleler, analizler yer almaktadır. Yeni Türk Dışişleri Bakanı'nın, İsrail-Türkiye iş birliğinde büyük rol oynadığı vurgusu yapılmakta Fidan'ın bu kapsamda kilit rol oynadığı dile getirilmektedir. Nitekim İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in, sosyal medya hesabından paylaştığı tebrik mesajı dikkat çekicidir: "Çağımızın zorluklarıyla yüzleşmek için önümüzde çok şey var. Ülkelerimiz ve bölgemiz yararına ilişkilerimizi birlikte daha da geliştireceğimize eminim."
Washington ile yeni bir sayfa
Yunan medyası, Hakan Fidan'ın Türkiye Dışişleri Bakanı olarak atanmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelecekte nasıl bir politika izleyeceğinin işareti olarak görmüştür. "Fidan, Türkiye'nin görünmeyen tarafını sembolize etmektedir. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Kafkasya gibi diplomasinin çok zor olduğu alanlarda müzakereciydi. Son olarak Mısır'da daha zorlu bir görevde bulundu ve sonunda kapıyı açmayı başardı." Ayrıca Washington ile yeni bir sayfa açılması, enerji başlığı altında İsrail ile yakınlaşma, Mısır ile ilişkilerin normalleşme sürecine girmesi en fazla Yunanistan'ı tedirgin etmektedir. Bunun yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile yaptığı görüşmelerde Türkiye ile iş birliğinin herkesin faydasına olacağının dile getirilmesi Atina yönetimi tarafından dikkatle takip edilmektedir. Akdeniz'de çıkarılan gazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınmasına yönelik çalışmaların Hakan Fidan liderliğindeki Dışişleri Bakanlığı tarafından daha ileri boyuta taşınması sürpriz olmayacaktır. Yunan medya organlarının, "Erdoğan, Fidan ve Kalın üçlüsü Yunanistan için bir tehlike unsuru mu?" sorusu içinde bulundukları haletiruhiyeyi gözler önüne sermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilan ettiği "Türkiye Yüzyılı" vizyonu çerçevesinde Fidan'ın önümüzdeki zaman diliminde stratejik adımlar atması beklenmektedir.
Avrupa basınında Fidan'ın göreve gelmesiyle, Balkanlarda var olan mevcut karışıklığa direkt müdahale edileceğine dair görüşler paylaşılmaktadır. Bosna, Kosova, Karadağ ve diğer birçok bölgede yaşanan hareketlilik ileriye dönük sıkıntıların habercisidir. Bölge halkı ise Avrupa'dan ziyade Ankara'nın müdahil olmasını, arabulucu misyonunu üstlenmesini talep etmektedir. Zaten aksi bir durum söz konusu dahi olmayacaktır zira Fidan istihbaratın başında iken Balkanları ihmal etmemiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın direktifleri doğrultusunda stratejik hamlelere imza atmıştır. Bu noktada öne çıkan konulardan biri de Kosova'yı tanıyan ülkelerin artırılması hedefidir. (Ha keza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin) Kamuoyuna yansıyan Sırp lider Vucic ile yapılan görüşmeler bu kapsamda değerlendirilebilir. Diğer yandan Balkanlardaki FETÖ yapılanmasının çökertilmesi noktasında da ciddi bir hareketlilik yaşanması muhtemeldir.
Stockholm Üniversitesi Türk Araştırmaları Enstitüsü, Hakan Fidan'ın kabineye girişini "'Gölge' Dışişleri Bakanı Işığa Çıktı" başlığı ile verirken geçmiş yıllarda FETÖ ve PKK'ya yönelik yurt dışı operasyonlarını hatırlatma gereği duymuştur. İsveç ise tüm enerjisini üyelik başvurusunun Türkiye tarafından onaylanmasına vermiş, Vilnuas'ta düzenlenecek NATO zirvesine odaklanmış durumdadır.
İlk büyükelçi ataması Cezayir'e
Bloomberg Fidan'ın Arap dünyası ile ilişkilerin daha sağlam zeminde yürümesi için gayret göstereceğini ileri sürmüştür. "MİT başkanı olarak Fidan'ın, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile bu yönde adımlar atmasının ardından, büyük olasılıkla Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile ilişkiler kurma çabalarını hızlandırması bekleniyor." İlk Büyükelçi atamalarından birinin Cezayir'e yapılması (Doç. Dr. Mücahit Küçükyılmaz) gözden kaçırılmaması gereken bir olaydır.
Amerikan Dış Politikasını şekillendiren önemli isimlerden biri olan James Jeffrey, Fidan hakkında Ortadoğu'nun yeni yüzü tanımlamasını yapmış ve onunla çalışmaları gerektiğini belirtmiştir. Jeffrey ayrıca Fidan'ın ABD'nin gözü kapalı dostu olmadığını da vurgulamıştır. Bu noktadan yola çıkıldığında ilk tebrik telefon ve mesajlarının Washington'dan gelmesi dikkat çekicidir.
Eski Arizona Senatörü olarak da görev yapan, tecrübeli siyasetçi ve diplomat hüviyetindeki ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake'in kısa zaman içinde Fidan'ı ziyaret etmesi ve sonrasında ABD'nin 247. Bağımsızlık Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada sarf ettiği sözler, Türkiye'nin güçlü konumunu teyit etmesi bağlamında ayrıca üzerinde durulması gereken bir noktadır. "Türkiye, kuruluşunun yüzüncü yılını kutlarken Amerika Birleşik Devletleri'nin kritik ortağı ve dünya sahnesinde etkili bir güç olmayı sürdürmektedir. Türkiye'nin Ukrayna'nın egemenliğine verdiği destek, oynadığı küresel rolün bir başka örneğidir. Türkiye dışında başka hiçbir ülke, bu ihtilafı Montrö Sözleşmesi'ni uygulamaya koyarak kontrol altına alamazdı ve başka hiçbir ülke fazlasıyla ihtiyaç duyulan gıdanın küresel pazarlara ulaştırılmasını amaçlayan Karadeniz Tahıl Girişimi'nin kolaylaştırılmasını başarılı bir şekilde sağlayamazdı."
Çözüm bekleyen sorunlar
Fidan Dışişleri Bakanı olarak ilk ciddi sınavını 21-22 Haziran 2023 tarihlerinde Londra'da düzenlenen 2023 Ukrayna İyileştirme Konferansı'na iştirak etmek üzere gittiği Birleşik Krallık ziyaretinde vermiştir. Konferansta mevkidaşlarının yoğun ilgisi ile karşılaşmıştır. Bu doğrultuda ilk olarak; Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı James Cleverly, Kanada Uluslararası Kalkınma Bakanı Harjit Sajjan, Hırvatistan Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Gordan Grliç Radman, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ile ayrı ayrı kritik görüşmeler gerçekleştirmiştir. Blinken ile yapılan görüşmede Fidan, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyri noktasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden'ın geçen yıl İspanya'nın başkenti Madrid'de kurduğu Türkiye-ABD Stratejik Mekanizmasını işaret etmiştir. Çözüm bekleyen konuları ele almak ve çalışmaları daha da derinleştirmek amacıyla mekanizmanın işlevsel olması gerekliliği de ön plana çıkmıştır. Yaklaşan NATO zirvesi, İsveç'in katılım süreci, Türkiye'ye yönelik terör tehditleri, savunma, enerji ve ekonomi alanlarındaki iş birliği masadaki en önemli başlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır. "Her konuda aynı fikirde olmayabiliriz ancak NATO ve diğer platformlardaki uzun süreli müttefikliğimiz bizi birlikte çalışmaya devam etmeye zorluyor"
Dışişleri Bakanlığı Fidan için farklı bir mecra değil zira yıllarca Türk Dış Politikasının stratejik aşamalarında alınan kararlardaki rolü belirgindir. 11-12 Temmuz'da Litvanya'nın başkenti Vilnius'taki NATO Zirvesi Türk Dış Politikası açısından da oldukça önemlidir. Dışişleri Bakanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte bir zirveye katılacak olan Fidan sadece Türkiye değil dünya kamuyu tarafından da yakinen takip edilecek, her hareketi mercek altına alınacaktır.
Son olarak başta Doğu Akdeniz olmak üzere, Afrika, Orta Asya, Kafkasya, Orta Doğu, Körfez Ülkeleri, Mağrip Bölgesi ve Uzak Doğu'da daha etkin ve sonuç odaklı bir dış politika anlayışı çabaları yakın dönem hız kazanabilir. Diğer yandan Türkiye, Rusya, İran ve Suriye arasında müzakereler devam ederken meşru güvenlik kaygıları kapsamında terörle mücadele amacıyla sınır ötesi operasyonların devam edeceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.