Günümüzde ABD'de neredeyse üç kişiden birinin Evanjelist olduğu göz önüne alındığında buradaki en büyük, en güçlü ve en etkili Hristiyan grup olduğu anlaşılacaktır. Bu akım başkanlık düzeyinde dahi ABD'de oldukça etkin olduğu gibi iç ve dış politikayı etkileyebilmesiyle dikkat çekmektedir. ABD'nin desteğiyle 19. ve 20. yüzyılda küresel çapta ağırlığını hissettiren Evanjelizm, özellikle 1970'lerden itibaren ABD ve onun üzerinden küresel çapta belirleyici teo-politik bir aktöre dönüşmüştür.
Doç.Dr. Eldar Hasanoğlu/ Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
ABD'de seçimler yaklaştıkça adayların propagandaları da yoğunlaşmakta, dindarların oylarını kazanmak için adaylar dini metinlere bol bol referansta bulunmakta ve toplumun dini hamaset duygularına hitap etmekteler. Bu bağlamda, ABD'deki en etkili dini cemaat olarak bilinen Evanjelist akımın tutumunun, daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de hayli belirleyici olacağı öngörülmektedir. Bu durum, Ortadoğu'ya yönelik özel vizyonu olması dolayısıyla dikkatleri Evanjelizm'e çekmektedir.
Evanjelizm günümüzde Hristiyanlıktaki üç yaygın mezhepten biri olan Protestanlığın şemsiyesi altında yer almaktadır ve yaklaşık üç asırlık tarihe sahiptir. Evanjelizm ismi Yunanca müjde, hoş haber anlamında "evangelium" sözcüğünden türemiştir. Aslında -Hristiyan kutsal metinleri- İncil kelimesi bu sözcüğün Arapça telaffuz şeklidir. Protestanlık 16. yüzyılın başlarında Katolik Papa kurumuna başkaldırdığında yaptığı "Sadece Kutsal Kitap/Sola Scripture" vurgusu bu akımın ismine dönüşmüştür. Dolayısıyla Evanjelist sözcüğü en yalın şekliyle İncilci ve İncil davasını güden, mezhebi manada ise kurtuluş için Kutsal Kitap'ı esas alan kişi anlamına gelmektedir. Bu kelime Hristiyan kutsal metinlerinde İncil'i duyuranlar anlamında geçmekte olup Matta, Markos, Luka ve Yuhanna da birer evanjelist sayılırlar. Benzer şekilde, Mesih İsa'nın son vaazında İncillerde anlatılanları tüm dünya halklarına duyurma öğüdünü ilke edinmesi ve Mesih'in mesajını tüm dünyaya duyurma faaliyetini üstlenmesi, söz konusu akım için bu ismin seçilmesinin sebebini açıklamaktadır. Dinler Tarihi literatüründe misyonerlik diye ifade edilen Hristiyanlığı yayma faaliyetleri, günümüzde misyonerlik ifadesinin çağrıştırdığı negatifliklerden uzak durmak gayesiyle, bir bakıma Evanjelizm üzerinden kavramsallaştırılmaktadır. Evanjelizm diğer din mensuplarına yönelik misyoner faaliyetlerinin dışında diğer Hristiyan mezhep mensuplarına ikna faaliyetlerini sürdürmekte, bu bağlamda diğer din mensuplarını Hristiyanlığa çekmeye, diğer Hıristiyanları ise Evanjelist yapmaya çalışmaktadır
Hristiyan Siyonizmi
Yahudi taraftarlığı ve İslam karşıtlığı Evanjelistlerin alameti farikası sayılmaktadır. Diğer dinlere karşı dışlayıcı olmakla birlikte, Evanjelistler için Yahudiliğin konumu ayrıdır. Evanjelizm başta mistisizm olmak üzere Yahudi dini doktrinleri bir hayli benimsemiş, Yahudi ve Hristiyan teolojisinin benzer yönlerini kendi bünyesinde harmanlayarak yeni bir teolojik örgü geliştirmiştir. Bu dini inancın yanı sıra ideolojik, politik, ekonomik vs. pek çok açıdan Evanjelistler ile Yahudiler nev-i şahsına münhasır tek çatı altında bir araya gelrmişlerdir. İsrail'e ve Yahudilere desteğine binaen Evanjelizm Hristiyan Siyonizmi olarak da şöhret bulmuştur.
Evanjelizm'in dini doktrinleri arasında yer alan bazı hususlar Ortadoğu'yu yakından ilgilendirmektedir. Bunlar, eskatolojik messianik bir kehanete dayanan Mesih İsa'nın yeryüzüne tekrar gelişi (Parousia) inancı ile Evanjelizm'e özgü kıyamet senaryosu olan ahir zaman (Milenyum) inancıdır. İnsanlık hazırda ahir zamandan önceki kilise çağındadır ve Mesih İsa'nın tekrar yeryüzüne gelip Deccal'i öldürmesiyle bin yıl sürecek (Milenyum) yeni bir çağ başlayacaktır. Ahir zaman olarak ifade edilebilecek Milenyum çağına geçiş süreciyle ilgili Evanjelizm yedi aşamalı olaylar vizyonuna sahiptir. Bu vizyona göre Yahudiler Filistin'e geri dönecek, Büyük İsrail Devleti kurulacak, misyoner faaliyetlerle dünyanın dört bir tarafına İncil mesajı duyurulacak, kaos ve şiddet olayları yaşanacak, Mesih İsa dünyaya tekrar gelecek, Armagedon savaşı gerçekleşecek, kıyametin kopmasıyla birlikte Tanrı'nın krallığı kurulacak olup sadece İncil'e ve Mesih İsa'ya iman edenler cennete yükselip ebedi hayata kavuşacaklardır. Bu çerçevede, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Yahudilerin aliya/yükseliş adı verilen Filistin'e göç dalgaları ve İsrail devletinin kurulmasının, Evanjelizm'deki yedi aşamalı vizyonun ilk aşamaları ile aynı olması dikkat çeken bir detaydır.
ABD ve Evanjelizm
Evanjelizm küresel çapta yaptığı etkin icraatlarıyla Protestan akımlar arasında en fazla öne çıkandır. Baskınlığı dolayısıyla hatta bu mezhep ile özdeşleştirilmektedir. Günümüzde bu akımın müntesiplerinin sayısı yüz milyonlarla ölçülmektedir. Ortaya çıktığı kıta Avrupa'sındaki Lüterci ve Kalvinist geleneklerden beslenmekle birlikte özellikle 1730'larda İngiltere'de Anglikan ve Püritenliğin etkisi altında yoğrularak şekillenmiş, akabinde Amerika'ya geçip orada dini canlanma ile birlikte yaygınlaşmış ve devlet mekanizmasına nüfuz ederek küresel çapta faaliyet imkânına kavuşmuştur. Kuzeybatı Avrupa, Kuzey Amerika ülkeleri ve İngiltere gibi Protestan dünyasında Evanjelizm nüfuzlu olmakla birlikte, en temel ağırlık merkezi ABD'dedir. 18. yüzyılda ABD'de Büyük Uyanış diye nitelenen dini canlanma sırasında Evanjelizm dini inançla ulusal kimliği maharetli bir şekilde harmanlamayı başarmış, böylece toplum fertlerinin tüm aidiyetlerinin ötesinde bir Evanjelist Amerikalı kimliği inşa edebilmiştir. Basit tabirle Evanjelist Amerikalı kimliği açısından Amerika kutsal toprak, Amerikalılar ise seçilmiş halktır ve Amerika için iyi olan dinen de iyidir. Kimlik algısında Amerikan ulusu vurgusu nedeniyle Evanjelist şemsiyenin altında çeşitli Protestan akımlarla birlikte inanç olarak Protestan olmayan, örneğin Katolik mezhebinden olanlara da rastlanması olağandır. Kutsal metinleri yorumlamada ve dini yaşantıyı düzenlemede meydana gelen farklılıklar nedeniyle alt gruplara ve cemaatlere ayrılsa da Evanjelizm bu teolojik farklılıkları tolere edecek kadar kapsayıcı olup sosyolojik ve politik aidiyet bakımından ana gövde özelliğini taşımaktadır. Bu açıdan, Evanjelizm'in ABD'de farklı dini örgütlenme ve organizasyonları kendi çatısı altında birleştiren bir üst kimlik konumuna yerleştiği söylenebilir.
Evanjelistlerin sekülerizme ve modern yaşama karşı köktendinci duruşları, nitekim bir dönem ABD'ye yapılan yoğun göçün oluşturduğu demografik değişim dolayısıyla bu akım bir ara Amerika toplumunda geri plana düşmüştür. Ancak kendilerini Neo-Evanjelist diye niteleyen kanaat önderlerinin modern yaşam tarzının gereksinimleriyle barışık tutumu benimsemesi ve köktendinci tutumu törpüleyici açıklamaları ve göçmenlerde Amerikan kimliği bilincini oluşturmaya yönelik yoğun faaliyetleri neticesinde sosyolojik üstünlüğü ele geçirmeyi ve halk dini olmayı başarmıştır. Evanjelizm'de bireysel dindarlığın öneminin vurgulanması, Amerika'da öne çıkan bireysel yaşam tarzıyla bütünlük arz etmektedir. Günümüzde ABD'de neredeyse üç kişiden birinin Evanjelist olduğu göz önüne alındığında buradaki en büyük, en güçlü ve en etkili Hristiyan grup olduğu anlaşılacaktır. Bu akım başkanlık düzeyinde dahi ABD'de oldukça etkin olduğu gibi iç ve dış politikayı etkileyebilmesiyle dikkat çekmektedir. ABD'nin desteğiyle 19. ve 20. yüzyılda küresel çapta ağırlığını hissettiren Evanjelizm, özellikle 1970'lerden itibaren ABD ve onun üzerinden küresel çapta belirleyici teo-politik aktöre dönüşmüştür.
Evanjelizm ve Ortadoğu
Evanjelizm'in dini doktrinleri bağlamında sunduğu gelecek vizyonu esasen Ortadoğu ekseninde şekillenmektedir. Bu vizyon Mesihçi eskatolojik mahiyetli olup savaş ve şiddetin, kaosun vazgeçilmez sayıldığı bir bölge hayal etmektedir. Özellikle Siyonist mahiyeti dolayısıyla İsrail'e sınırsız ve koşulsuz desteği ve ahir zamanda Ortadoğu'yu içeren Armagedon savaşına inanmaları bu akımın bölgeye yönelik ilgi, vizyon ve planlarını ortaya koymaktadır. Evanjelistlerin ABD siyasetindeki gücü dikkate alındığında, bu vizyon bir tasarım ve plan olarak da değerlendirilebilir ve ilerleyen bir tarihte Ortadoğu'nun başına gelecekler hakkında ipucu olarak öngörülebilir.
Evanjelistlerin Ortadoğu/Filistin vizyonu Hristiyan kutsal metinlerinden Vahiy kitabında anlatılanlar ekseninde şekillenmiştir. Bu kitapta geçen kehanetlerin gerçekleşeceğine inanan Evanjelistler açısından bu olaylar Mesih'in yeryüzüne tekrar gelişinden önce ve sonra olmak üzere iki döneme ayrılır. Birinci dönemde yaşanacak olaylar aslında Mesih'in gelişi için zemin hazırlayacaktır. Bu doğrultuda Ortadoğu'da büyük bir şiddet ortaya çıkacak, savaşlar yüzünden oluk oluk kan akacak, gökten yere ateş ve kükürt yağacak, bölgeyi eşi benzeri görünmemiş bir kaos saracaktır. Söz konusu savaş kıyamet senaryosuna eşdeğerdir ve iyilerle kötüler arasında gerçekleşecek olan, Armagedon diye isimlendirilen nihai savaştır. Mesih İsa'nın yeryüzüne tekrar gelmesiyle (Parousia) ikinci dönem başlayacaktır. Mesih İsa Deccal'i öldürecek, savaş iyilerin zaferi ile bitecek, altın çağ başlayacak, yeryüzünde bin yıl (Milenyum) sürecek olan Tanrının Krallığı kurulacaktır.
Evanjelistlere göre bu kehanetin gerçekleşmesi için Yahudilere önemli vazifeler düşmektedir. Söz konusu birinci dönemde beklenen kaosun yaşanması İsrail devletinin kurulması, Kudüs'te Üçüncü Mabedin inşa edilmesi, bölgede Yahudilerin taraf olduğu savaşın gerçekleşmesiyle eşleştirilmiştir. Bu anlamda, Yahudilerin Filistin'e gelip burada devlet kurmaları ve Mescid-i Aksa'nın sınırları içerisinde bir yerde Üçüncü Mabedi inşa etmeleri Evanjelizm için vazgeçilmez derecede önemlidir. Binaenaleyh, yaklaşık 150 senedir Filistin topraklarında yaşanmakta olan şiddet ve istikrarsızlıkta Yahudi dini doktrinleri kadar Evanjelizm'in dini vizyonunun da belirleyici olduğu, belki de Evanjelistler'in İsrail'e verdikleri desteğin onu kendi idealleri için bir maşa olarak kullanma amacını taşıdığı söylenebilir.