İran ve Rusya ile uzun dönemli gerçekleştirilmiş olan ve doğal gaza haddinden fazla yüksek meblağlar ödenmesine sebep olan doğal gaz sözleşmelerimizin vadeleri 2020’li yıllarda dolacaktır. Yeniden masaya yatırılacak olan doğal gaz sözleşmelerinin şartlarının pazarlığında Nahçıvan koridoru avantajı Türkiye’nin elini güçlendirecektir.
Öğr. Gör. Dr. Göktuğ ŞAHİN / ORSAM Enerji Çalışmaları Direktörlüğü
“Nahçıvan Türk kapısıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız.”
Mustafa Kemal Atatürk, 13 Aralık 1922
Enerji alanında Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı (TAP) gibi projelerle perçinlenen Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin bir meyvesi daha karışımıza çıkmış bulunmaktadır Türkiye-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz şubat ayında Azerbaycan ziyaretinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilen prensip anlaşmasıyla birlikte Türkiye-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı’nın müjdesi verilmişti. Bu müjdenin imzaları 15 Aralık’ta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda gerçekleşen törenle birlikte Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, BOTAŞ Genel Müdürü Burhan Özcan ve BOTAŞ Yönetim Kurulu üyeleri Abdulvahit Fidan ile Talha Pamukçu, Azerbaycan Büyükelçisi, SOCAR yetkililerinin katılımıyla Türkiye-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı Mütabakat Zaptı sonucunda atıldı.
Sürdürülebilir güvenli enerji
Yetkililer tarafından verilen bilgilere göre Iğdır Doğal Gaz Boru Hattı’nın devamı olarak Iğdır’dan başlayarak Sederek’e kadar devam edecek boru hattı 85 kilometre uzunluğa sahip, günlük 1,5 milyon metreküp ve yıllık 500 milyon metreküp doğal gaz taşıma kapasitesine haiz olacaktır. Ayrıca inşası gerçekleştirilecek boru hattıyla birlikte Azerbaycan gazının Nahçıvan’daki Azerbaycan Türklerine doğrudan iletilmesi söz konusudur. Nahçıvan’ın İran’dan temin ettiği doğal gazın artık güçlü bir ikâmesinin olması ve bu gazın Azerbaycan’dan temin edilebilmesi enerji güvenliği açısından önemli bir adımdır. BOTAŞ ve SOCAR iş birliğiyle gerçekleştirilecek proje ile birlikte Nahçıvan’ın Türkiye üzerinden güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde temin edilecek doğal gaz sayesinde gerektiğinde tüketim ihtiyacının tamamı giderilebilecektir.
Azerbaycan ve Türkiye’nin el ele vererek 42 gün gibi kısa bir süre sonunda elde edilen Karabağ zaferiyle birlikte bölgede yeni bir sayfa açılmıştır. Enerjinin İpek Yolu olarak da nitelendirilen projede bir adım daha ileriye gidilerek Türkiye’nin bölgede siyasi, ekonomik açıdan stratejik ve etkili bir güç olunduğu gerçeği bir kez daha ortaya konmuştur. Bu gelişmeyle birlikte, Türkiye açısından önemli ve stratejik bir koridor mahiyetinde olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti aracılığıyla Türkiye’nin Avrupa, Orta Asya ve Kafkasya bölgeleri için ticari ve lojistik açıdan önemi de artmış bulunmaktadır.
Ayrıca, projenin çok çeşitli açılardan ekonomik etkileri söz konusudur. Özellikle enerji alanında sağlayacağı katma değer yadsınamaz seviyededir. Bunlardan bazılarına değinilecek olunursa; İran ve Rusya ile uzun dönemli gerçekleştirilmiş olan ve doğal gaza haddinden fazla yüksek meblağlar ödenmesine sebep olan doğal gaz sözleşmelerimizin vadeleri 2020’li yıllarda dolacaktır. Yeniden masaya yatırılacak olan doğal gaz sözleşmelerinin şartlarının pazarlığında Nahçıvan koridoru avantajı Türkiye’nin eli güçlendirecektir. Ayrıca bu koridor ile birlikte, Azerbaycan tarafından Nahçıvan’a temin edilen doğal gaz için İran’a ödenen yüzde 15’lik geçiş komisyon bedeli de tekrar masaya yatırılacak olup ortadan kaldırılması durumunda maliyetler üzerinde etkili olacaktır. İlgili gelişmeyle birlikte Türkiye, TANAP Projesi’nin kapasite artırımını gerçekleştirilebilecek ve böylece Azerbaycan’dan daha yüksek miktarda ve daha az maliyetli bir şekilde doğal gaz temin edebilecektir. Diğer taraftan Türkiye ile Türkmenistan’ın daha önce anlaştığı fakat ortaya çıkan çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle durdurulan Türkmen doğal gazının iletiminin de bu gelişmeler ışığında tekrar gündeme gelerek Türkiye ve diğer paydaşlara Azerbaycan üzerinden temin edilmesi sağlanabilecektir. Bahsedilen ve bunların benzeri ortaya çıkacak kazanımlar ile birlikte Türkiye, enerji konusu açısından irdelendiğinde enerji güvenliği, ticaret merkezi olma hedefi, ekonomik açıdan gelişimini hızlandırmak gibi başlıklar açısından çok büyük avantajlar elde edecektir.
Ekonomik ve siyasi kazanımlar
Görüleceği üzere Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliğin sonuçları sadece bölge değil dünya açısından da büyük önem arz etmektedir. En son olarak ortaya konan Türkiye-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı projesi ile birlikte ayağı yere basan ekonomik, siyasi ve politik açıdan çok sayıda kazanım söz konusudur. Her zaman söylediğimiz gibi karar verici kurumlardan tutun son kullanıcıya kadar herkese büyük görevler düşmekte ve üstüne düşen görevleri herkesin layıkıyla yerine getirmesi gerekmektedir. Bundan sonra atılacak adımlar da akıllıca planlandığı ve yere sağlam bastığı sürece taşlar birer birer ülkemiz açısından yerine oturmaya başlayacaktır. Ve böylece Türkiye enerjisine enerji katmaya devam edecektir...
İlk gaz temini
Petrol iletiminin boru hatlarıyla gerçekleştirilmesi 1800’lü yılların ortalarında Amerika Birleşik Devletleri’nde başlamış olup 1930’lu yıllardan itibaren kullanımı yaygınlaşmıştır. On yedinci yüzyılın ortalarında İngiltere’de kullanımına başlanan doğal gazın boru hattı aracılığıyla iletimi ilk kez ABD’de 1800’lü yılların sonlarına doğru yılında gerçekleşirken Avrupa’da ise yirminci yüzyılın başlarında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye açısından ise ilk petrol boru hattı 1967 yılında açılan Batman-Dörtyol Ham Petrol Boru Hattı iken boru hattıyla ilk doğal gaz iletimi 1976 yılında Pınarhisar Çimento Fabrikası’na gerçekleştirilmiştir. Uluslararası düzeyde ise Türkiye’nin ilk kez boru hattıyla doğal gaz temini Rusya’dan Rusya Federasyonu-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı ile 1987 yılında gerçekleşmiştir.
Türkiye destek oldu
Çeşitli resmi kaynaklardan derlenen bilgilere göre Azerbaycan’ın 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte Azerbaycan’a bağlı özerk bir cumhuriyet olarak devam eden, tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan ve önemli bir geçiş noktası olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Türkiye, İran ve Ermenistan arasında bulunmaktadır. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Azerbaycan ile Türkiye’nin kara sınırını oluşturmaktadır. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin 2019 yılına ait Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla düzeyi yaklaşık 1 milyon 670 bin 382 Amerikan doları iken kişi başına gelir düzeyi yaklaşık 3 bin 648 Amerikan dolarıdır. Ayrıca yüzölçümü Azerbaycan’ın yüzde 6,3’ünü oluştururken nüfusu 2018 sayımlarına göre 450 binden fazladır. Ekonomisi sınır ticareti, tarım ve hayvancılık sektörlerine dayalı olmakla birlikte petrol ve doğal gaz kaynağına sahip olmayan ülkeye Azerbaycan tarafından elde edilen enerji ihracatı gelirinin bir bölümü aktarılmaktadır. Ülkenin doğal gaz ihtiyacı İran ile gerçekleştirilen anlaşma doğrultusunda Azerbaycan ve İran arasındaki doğal gaz takası ile karşılanmaktadır. Karabağ sorunu ile birlikte doğal gaz temininde sıkıntı yaşanması sonucunda Türkiye ülkeye elektrik enerjisi sağlayarak destek olmuştur.