İsrail güçleri Gazze'de Hamas ile, Lübnan'da ise Hizbullah ile savaşırken Suriye, Yemen ve Irak'ta İran destekli güçlerle ağırlıklı olarak hava saldırılarından oluşan düşük yoğunluklu bir çatışma sürdürüyor. Öte yandan İsrail, istihbarat operasyonlarıyla İran'da belirlediği hedeflere de müdahale ediyor. Peki, İsrail birbirinden ayrık çok cepheli çatışmayı nasıl yönetiyor?
Dr. Necdet Özçelik/ Kapadokya Üniversitesi
İsrail'in Gazze'in ardından Lübnan'a düzenlediği yaygın saldırılar ile birlikte Suriye, Irak, Yemen ve İran'da yürüttüğü düşük yoğunluğu çatışma angajmanları akıllara çok cepheli çatışma yönetimi kavramını getirdi. Tıpkı 1967 ve 1973 yıllarında İsrail'in işgalci ve yayılmacı savaşlarında olduğu gibi günümüzde de İsrail devleti aynı motivasyonla çok cepheli bir çatışma örneği sunmaktadır. Günümüz İsrail saldırganlığı ile 1967 ve 1973 İsrail saldırganlığı arasındaki fark İsrail devletinin 1967 ve 1973 yıllarında konvansiyonel seviyede çoklu Arap devletlerine karşı çok cepheli çatışma süreci yönetmesi, günümüzde ise konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan yöntemlerin kombinasyonuyla hem devlet seviyesindeki aktörlere hem de devlet-dışı aktörlere karşı eş zamanlı ve yoğunluğu değişen ölçekte saldırlar gerçekleştiriyor olmasıdır. Hatta 1967 ve 1973 savaşlarına Arap-İsrail savaşları adı konulurken günümüz çatışma dinamiğindeki İsrail'in yeri sabitken karşısındaki hasımlarını tanımlayan kapsayıcı bir ifade de bulunmaktadır. İsrail'in saldırganlığı Arap ve Farsları bir arada tehdit ederken, tehdit kapsamına Türk kimliğinin de dahil edildiği zaman zaman ifade edilmemektedir. Henüz tanımlanamayan İsrail'in çok cephede yeni saldırganlığının bundan sonra Arap-İsrail savaşı tanımının da ötesinde yeni bir ifade ile kavramlaştırılmasın gerektiği söylenebilir.
İsrail güçleri Gazze'de Hamas ile, Lübnan'da ise Hizbullah ile savaşırken Suriye, Yemen ve Irak'ta İran destekli güçlerle ağırlıklı olarak hava saldırılarından oluşan düşük yoğunluklu bir çatışma sürdürmektedir. Öte yandan İsrail, istihbarat operasyonlarıyla İran'da belirlediği hedeflere de müdahale etmektedir. Peki, İsrail birbirinden ayrık çok cepheli çatışmayı nasıl yönetiyor?
Askeri angajmanların sıklet merkezi
Çok cepheli bir savaş veya çatışma, birden fazla yerde veya aynı anda birden fazla rakibe karşı yürütülen çatışma durum olarak ifade edilebilir. Bir devletin askeri güçlerini etki veya ilgi alanındaki çatışmalara dâhil etmesiyle birlikte birden fazla cephede karşı karşıya kalınan karmaşık çatışma durumu bir ikileme neden olur. Bir devletin askeri güçlerini coğrafi olarak birbirinden ayrı birden fazla cephedeki operasyonlara tahsis etmesi gerektiğinde genellikle bir kapasite sorunu ortaya çıkar. Çok cepheli çatışma ikilemi olarak da adlandırılan bu sorunun kaynağı harekât alanlarının coğrafi olarak birbirinden ayrık olması ve askeri teçhizat ile personelin aynı anda birden fazla yerde bulunamayacağı gerçeğiyle açıklanır. Dolayısıyla bir devletin askeri gücünü farklı cephelere bölmek zorunda kaldığı ve gücünün tamamını bir araya getiremediği çok cepheli çatışma ikilemi o devletin askeri ve siyasi karar alıcılarını çatışma cephelerini önceliklendirmek zorunda bırakır. Karar alıcıların geliştirmek durumunda kaldığı çok cepheli çatışma yönetimi stratejisi birden fazla çatışma dinamiğini aynı anda farklı çatışma yoğunluğuyla yönetme esasına dayanır. Buna göre çatışma cepheleri öncelik sırasına yerleştirilir. Siyasi, ekonomik ve askeri konjonktürel faktörler doğrultusunda çatışma cephelerinden birisi merkez cephe olarak belirlenerek askeri kapasite bu öncelikli cepheye odaklanır. Diğer çatışma cephelerindeki askeri angajmanlar ise bu cephelerdeki çatışmanın doğasına uygun şekilde özgün askeri yöntemlerle devam ettirilir. Tayin edilen merkezi çatışma cephesi aynı zamanda askeri angajmanların sıklet merkezini oluşturur ve bu cephedeki askeri/siyasi hedeflere ulaşmak için kapasite kullanılır, diğer çatışma cephelerinde ise düşük yoğunluklu angajmanlar devam ettirilerek çatışma hali sürdürülür. Böylelikle hem merkezi çatışma hem askeri kapasite ekonomik olarak kullanılmış olur. Bununla birlikte öncelikli çatışma cephesi ile tali çatışma cepheleri arasında bir merkez-çevre ilişkisi de kurulmuş olur. Siyasi, ekonomik ve askeri konjonktürel faktörlerin değişmesiyle veya öncelikli cephedeki askeri-siyasi hedeflere ulaşılmasıyla birlikte çevre çatışma cephelerinden birisi öncelikli cephe haline getirilerek merkeze alınır. Bir önceki merkezi çatışma cephesi diğer çevre çatışma cepheleriyle birlikte ardıl çatışma önceliği içindeki yerini alır. Çok cepheli çatışmayı yönetmeyi hedefleyen devlet askeri/siyasi inisiyatifi sürekli olarak elinde tutmaya gayret eder ve genellikle saldırgan bir tutum sergiler. Saldırgan aktör merkezi çatışma cephesindeki çatışma yoğunluğunu sonuç alacak şekilde orta ve yüksek seviyede tutmaya gayret ederken, çevre çatışma cephelerindeki çatışma yoğunluğunu oyalayıcı bir şekilde düşük seviyede ve sürdürülebilir bir şekilde tutmaya özen gösterir.
Saldırgan aktörün bu stratejisinin dayandığı temellerden birisi de çok cepheli çatışma dinamiklerinde saldırgan aktör karşısında yer alan hasımlar arasında işbirliği ve koordinasyon eksikliğidir. Her bir hasım içinde yer aldığı çatışma cephesinin saldırgan aktörün stratejisinde merkezi konuma yerleşmesine kadar kendinin emniyette olduğunu düşünür veya saldırgan aktörün düşük yoğunluklu angajman parametreleri seviyesinde mukabelede bulunur. Bu da saldırgan aktörün çok cepheli çatışma ikilemini sorunsuz bir şekilde yönetmesi için mükemmel koşullar sağlar.
Oyalayıcı düşük yoğunluklu çatışmalar
İsrail devleti çok cepheli çatışma yönetimini uzunca yıllar denemiş bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Geçmiş savaş/çatışma örneklerinde olduğu gibi hasımları arasındaki işbirliği ve koordinasyon eksikliğini istismar ederek 2023 yılından bu yana aktif bir şekilde çok cepheli çatışma stratejisi izlemektedir. İsrail bilindiği gibi Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen, Irak ve İran olmak üzere altı farklı cephede farklı aktörlerle çatışma halindedir. Son bir yıldır Gazze İsrail'in öncelikli merkez cephesiyken, yaygın yıkımın ardından Gazze İsrail stratejinde merkez cepheden çevre cepheye kaydı. Hizbullah Lideri Hasan Nasrullah'ın öldürülmesiyle birlikte Gazze'nin merkezi cephe rolünü de Lübnan aldı. Gazze merkez cephedeyken Hizbullah'ın ve onun destekçisi İran'ın İsrail'e karşı proaktif bir angajman geliştirememesi İsrail'in bu aktörleri düşük yoğunluklu angajman yöntemleriyle oyalaması ve ABD ile birlikte kolektif bir saldırı gerçekleştirebileceğine dair ortaya koyduğu algı yönetimiyle açıklanabilir. Hatta, İsrail'in Ekim ayının ilk günü İran'ın füze saldırısına karşı koymada uluslar arası koalisyondan aldığı destek İsrail'in kolektif savunmada algıdan çok realiteye sahip olduğunu gösterdi.
Şimdilerde ise Suriye, Irak, Yemen ve İran cephelerindeki İsrail muarızı aktörler kolektif bir reaksiyon ortaya koyacak durumda görünmüyor. Tıpkı kuzuların sessizliğinde olduğu gibi sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. İsrail merkeze aldığı cephelere kara, hava ve deniz kuvvetlerinin insan teknolojik kapasitesini kullanarak yıkıma uğratırken çevre cephelerde ise yerel insan kaynağı ve hava kuvvetleri kapasitesini senkronize ederek etki üretebiliyor. Merkeze alınan çatışma cephesindeki İsrail ordusunun kara unsuru ile askeri sanayi ürünlerini görmek mümkünken çevre cephelerde ise mahallinden istihdam edilmiş operatif kişileri ve askeri sanayi ürünlerinin operasyonel eşgüdümü dikkat çekiyor. İran Cumhurbaşkanı Reisi, Hamas Siyasi Büro Şefi Haniye, Hizbullah Lideri Nasrallah ile Suriye'de Devrim Muhafızları komutanlarının öldürülmeleri İsrail'in çevre cephelerdeki oyalayıcı düşük yoğunluklu çatışma uygulamaları olarak gösterilebilir.
İsrail çok cepheli çatışma stratejisini, filmlerdeki seri katil karakterlerine benzer şekilde, kalabalık bir sokakta gündelik yaşamını yürüten sıradan insanların duyarsızlığını ve birbirinden habersizliğini istismar ederek soğukkanlılıkla yönetmektedir. Kendi güçlerini bir taraftan merkez cepheye odaklarken çevre cephelerdeki düşük yoğunluklu çatışma uygulamalarına ittifak edebileceği aktörleri de dâhil edebilmektedir. Dolayısıyla İsrail bu saldırgan stratejinin maliyetine kendini savunma bahanesiyle ABD, İngiltere ve Ürdün gibi ülkeleri de ortak etmekte, böylelikle askeri kaynaklarını tüketme riskini de azaltmaktadır. İsrail'in çok cepheli çatışma stratejisine karşı hasımlarının alacağı en etkili tedbir İsrail'in cephe önceliğini bozacak senkronize ve kolektif tutum olabilir.
@necdet4059