Bergson, vitalizm ve estetik

Murat Güzel
22.06.2024

Felsefe dergisi Özne'nin 39. sayısının ana konusu Henri Bergson. Dergide, Bergson'un felsefi sistemi, ana kavramları, Bergsoncu düşüncenin diğer filozoflarla ilişkisi, Gilles Deleuze'ün Bergson okuması ve Bergson'un estetik ve sanat hakkındaki görüşleri konu ediliyor.


Bergson, vitalizm ve estetik

Murat Güzel

Sadece yirminci yüzyıl Türk düşüncesinde değil, edebiyatı ve sanatında da etkileri olduğunu gördüğümüz Batılı düşünürlerin arasında yer alan bir isim Fransız filozof Henri Bergson. Çoğu kez pozitivist ve Darwinist yaklaşımları eleştirmek için yirminci yüzyıl Türk düşüncesi içinde kendisine sık sık atıf yapılan Henri Bergson, gündeme getirdiği zaman kavrayışıyla muhafazakâr tarih anlayışlarını yönlendirmekle kalmamış, aynı zamanda başta Ahmet Hamdi Tanpınar olmak üzere birçok edibimizi de etkilemiştir.

Jean-Paul Sartre, Maurice Merleau-Ponty, Gaston Bachelard, Georges Canguilhem, Gilles Deleuze gibi yirminci yüzyıl boyunca düşünceleriyle dikkat çekmiş birçok Fransız felsefeci üzerinde de olumlu ya da olumsuz önemli addedilebilecek etkisinin olduğunu bildiğimiz Bergson'un felsefesinin temelde hayat felsefesi (vitalizm) olarak adlandırılması makuldür. Bergson hayatı hem kendini aşan hem de maddenin olası bütün virtüelliklerini açığa çıkaran bir şey olarak kavrar.

Hayat hamlesi

Gerçekliği hayati bir itici güç, özü tekâmül ve gelişme olan bir élan vital (hayat hamlesi) olarak tasavvur eder. Elan vital'instatik bir varoluş olmadığını, bunun aksine dinamik, büyüyen ve akan bir süreç olduğunu vurgulamak gerekir. Elan vital, varlığın bölünüp parçalanarak açılımını öngörür. Bu noktada mantık ve bilim, akıl ve düşünce hayatın özünü teşkil eden dinamik oluşu derinlemesine kavrayamaz. Esasen bu nokta Bergsoncu düşünce sisteminin benimsediği metafiziğe işaret eder. Bergson'a göre hakiki felsefe bu durumda metafiziktir. Bu nokta aynı zamanda niçin yirminci yüzyıl Türk düşüncesinde Bergson'a bu kadar atıf yapıldığını da açıklar. Özellikle pozitivist eğilimlerin yoğunlaştığı, metafiziğin dışlanmaya çalışıldığı bir dönemde yoğunlaşır bu eğilimler. Bergson ise felsefeyi metafizik yoluyla kesin bir bilim olarak kurma iradesi gösterir, metafizik ve bilimleri birbirine yaklaştırmaya çabalar.

Yılda iki kez yayınlanan ve Çukurova Üniversitesi'nden Mustafa Günay'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı felsefe dergisi Özne'nin Güz 2023 tarihli 39. sayısının ana konusu Bergson. Editörlüğünü Ali Osman Gürdoğan ile Sadık Erol Er'in birlikte yaptığı bu sayıda Bergson'un felsefi sistemi, ana kavramları, Bergsoncu düşüncenin diğer filozoflarla (özellikle Kant, Nietzsche ve Sartre ile olan) ilişkileri, Gilles Deleuze'ün Bergson okuması ve Bergson'un estetik ve sanat hakkındaki görüşleri konu ediliyor. Deleuze'ün okuması Bergson'un "Yaratıcı Tekâmül" adlı eserinin üçüncü bölümüne yönelirken Arslan Topakkaya da Bergson'un Kant eleştirisini inceliyor. Bergson'un Kantçılığını metafiziğin sezgisel inşası dolayısıyla ele alan Camille Riquier'in makalesini Celal Gürbüz çevirmiş. Dergide Bergson'un zaman, bilinç, anlam kavramlarına yaklaşımını irdeleyen iki ayrı makalenin yazarları ise Ece Saraçoğlu ile Özgül Ekinci. Ayrıca Özgür Taburoğlu Bergson'un "nitelik ve nicelik" ayrımını detaylı bir incelemeye tabi tutuyor. Tarkovski'nin Ayna filminin estetik modernizmle ilgisini Deleuze'ün Bergsoncu yaklaşımlarına dayanarak irdeleyen Volkan Koyutürk de Bergsoncu bir estetiğin olup olamayacağını soruyor.

Hulusi Ertuğrul Umudum ise onun 12 Aralık 1914 tarihli dersini, yani Birinci Dünya Savaşı dönemindeki bir dersini "Derler ki felsefenin son sözü 'Anlayın ve öfkelenmeyin' imiş; ben hiçbirine inanmıyorum" diyerek açtığını hatırlatarak Bergsoncu savaş düşüncesini irdeliyor. Birinci Dünya Savaşı'ndaki Fransa'nın "bencil, hırs dolu emeller ya da maddi çıkarlara değil; kendi muazzamlığını tesis eden ve kendini her zaman adadığı fikirlere" hizmet ettiğini savlayan Bergson'un bu tarz değerlendirmelerinin kabul edilebilir bir yanı bulunmuyor.

Bergson

Özne

39. sayı, 2023

Kötülük sorununun sistematik analizi

Kötülüğün ne olduğunu soran, kötülük yapanların herkesten farklı bir psikoloji taşıyıp taşımadığını merak eden, kötülüğün düalist bir kozmik anlayış muvacehesinde mi anlaşılması gerektiğini sorgulayan Luke Russell, Hannah Arendt gibi filozof ve siyaset bilimcilerin kötülükle ilgili önemli görüşlerini aktararak kavramın sistematik bir analizine girişiyor. Kötülüğü toplumsal içerimleriyle beraber felsefi ve psikolojik açıdan çözümleyen Russell seri katiller, teröristler, savaş suçluları gibi ünlü "kötülük" örneklerini irdeleyerek aşırı kötülüğü sıradan kötülükten ayıran sınırları keşfetmemizde yardım ediyor.

Kötülük

Luke Russell, Bülent O. Doğan

İş Bankası, 2024

Amerikan Yahudi burjuvazisinin serüveni

İlkin on dokuzuncu yüzyılda, sonradan 1933 ila 1941'de Hitler Almanya'sından Amerika'ya çeşitli sebeplerle göçen Yahudilerin tarihsel serüvenlerini ele alan çalışmasında İsmail Başaran, Alman Yahudilerinin Amerika'daki çeşitli meselelerine değiniyor; onların tarihsel serüveni eşliğinde Amerikan toplumuna getirdikleri yenilikleri, ekonomik, sosyal ve kültürel kazanımları irdeliyor. Yahudilerin Amerika'da kurumlaşmasında en aktif rolü Alman Yahudileri'nin üstlendiğine işaret eden Başaran, onların diğer Yahudi gruplarına nazaran daha eğitimli, daha müreffeh olduklarını belirtiyor. Bir yerde Amerikan Yahudi burjuvazisini oluşturuyorlar.

Alman Yahudileri'nin Amerika'daki Tarihi

İsmail Başaran

Çizgi Kitabevi, 2024