Azerbaycan-İdlib düğümü

Dr. Öğr. Üyesi Hasan Bardakçı / Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi
23.10.2020


Azerbaycan-İdlib düğümü

Dr. Öğr. Üyesi Hasan Bardakçı / Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi

Hattab Şişani Ketibeleri’nin Türk ve Rus devriyelere yönelik saldırılardan sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova 13 Ağustos’taki brifinginde ortak devriyelerin geçici olarak askıya alındığını belirtmişti. Bu gelişmenin akabinde icra edilen 25. ortak devriyede de Türk Silahlı Kuvvetleri zırhlısı hedef alınmıştı. Devriyeye yönelik gerçekleşen bu saldırıdan sonra da Rusya İdlib’de bazı bölgeleri yeniden hedef aldı.

Kara operasyonu yakın mı?

Bütün bu olaylar birbirine bağlandığında Rusya ve rejimin bir kara operasyonunu başlatması yakın gibi görünüyor. Fakat TSK bunu engellemek için devriyelerin bittiğinin açıklanmasından sonra belli aralıklarla M4 karayolu üzerinde Milli devriyeler atmaya başladı. İdlib’de geniş kapsamlı bir Rejim-Rus saldırısının yapılması hiç de kolay olmayacaktır. Zira İdlib’deki güç dengesi bir hayli değişmiş durumda. Türkiye’nin İdlib’de çok ciddi bir askerî yığınağı olduğu biliniyor. 50’den fazla askerî noktada askeri bulunan Türkiye özellikle uzunca bir süredir jabel Zawiye ve GAP ovası civarında iki yeni üs bölgesi açmış durumda. İdlib’in kuzeyini tabiri caizse fiili bir güvenli bölgeye çevirme uğraşında. Ülkenin ekonomik ve toplumsal açıdan yeni bir mülteci dalgasını daha kaldıramayacağı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin topyekûn yeni bir askerî harekâta hem Türk Silahlı Kuvvetleri eliyle hem de İdlib’de desteklediği Suriye Milli Ordusu’na bağlı Ulusal Kurtuluş Cephesi unsurları vasıtasıyla cevap verme ihtimali çok yüksek görünüyor.

Ankara kararlı

Ankara, bölgedeki statükoyu korumak için askerî güç unsurlarına müracaat etmekten imtina etmeyecektir. Nitekim 18 Ağustos’ta İdlib’de Rusya’nın bir insansız hava aracının Türkiye destekli muhaliflerce düşürüldüğü iddia edildi. Ertesi gün ise HTŞ kontrolündeki Fethul Mubin operasyon odasının İdlib’in güneyinde rejim ve Rus mevzilerini ağır silahlarla hedef aldığı farklı kaynaklarca aktarıldı. Arama tarama faaliyeti icra eden muhalifler Rus Binbaşıya ait kask ve askeri malzemeler elde etti. Kısa bir süre sonra Rus subayın öldürüldüğü haberi aktarıldı. Bunlara ek olarak, Suriye, Libya ve Azerbaycan savaşlarının adeta iç içe geçtiği göz önüne alındığında İdlib’de Ankara’yı zor duruma düşürecek bir askerî operasyonun Libya sahasında ya da Karabağ bölgesinde yankılanması ihtimal dahilinde. Yıllardır bir kördüğüm hâlinde olan İdlib, Suriye savaşı için daha pek çok şeye gebe gibi.

Azerbaycan-İdlib düğümü

Türkiye özellikle son zamanlarda sahada çok sık Ruslarla karşı karşıya geliyor. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ işgali ve sonrasındaki saldırıları sonucu Azerbaycan karşılık vermeye başladı. Özellikle İran ve Rusya’dan aldığı destekle saldırılar gerçekleştiren Ermenistan resmi olarak Rusya’nın barış gücüne ihtiyacı olduğunu açıkladı. Rusya’nın yardımlarını ve paralı askerlerini meşrulaştırmak için Türkiye’nin Suriye’den paralı askerleri Azerbaycan’a getirdiği propagandasını yapmaya başladı. Tüm bu gelişmeler Türkiye ve Rusya’nın bu defa Karabağ sorunu merkezinde arka kapılar ardında bir araya gelmesine sebep oldu. Uzun yıllardır Rusya’nın tekelinde olan Kafkasya bölgesi özellikle Türkiye’nin son dönem müdahaleleri ile Ukrayna, Gürcistan ve Azerbaycan’ın yüzlerini batıya çevirmesine Türkiye’nin de bir denge olarak şekillenmesine sebep olmuş durumda. Dahası son günlerde ilginç gelişmeler olmaya başladı.

Özellikle idlib’teki rejim kontrolündeki bölgede bulunan ve Türkiye’nin daha önce bırakmam dediği güvenlik noktalarının bazılarından çekilme kararı alması yeni bazı gelişmelerin olduğunu gösteriyor. Türkiye rejim sınırları içinde kalan 12 gözlem noktasının sekiz tanesini boşaltma kararı aldı.

Çekilme kararı neye karşılık?

Bu hafta içi iki tane gözlem noktası boşaltılmaya başlandı (9 ve 10 nolu gözlem noktaları). Net olarak bilmiyoruz ama çeşitli varyasyonlar mevcut. Birincisi Rusya ikili görüşmelerde güvenlik noktalarının azaltılması veya boşaltılması konusunda talepte bulunmuştu. Türkiye ise bu talebi kabul etmediğini belirtmişti. Fakat bu hafta itibariyle gözlem noktaları boşaltıldı. Boşaltma kararına karşı Rusların Ermenistan’a destek vermeyip Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı topraklarına katmasına müsaade edebilir. İkinci ihtimal ise, Türkiye’nin gözlem noktaları rejim tarafından sarıldığı için Türkiye rejime karşı herhangi bir operasyona kalkışmıyordu. Çünkü o gözlem noktalarında 1200 askeri personel bulunmakta, yani olası bir operasyonda hepsinin hayati tehlikesi olacaktı. Şimdi onları sağlama alıp yeni bir operasyon hazırlığı olabilir.

Zincirin halkaları

Ayrıca rejimle temas hattında Jabal Zawiye’de yeni as bölgelerinin açılması da bu iki varyasyondan birinin gerçekleşmesini doğrular nitelikte. Kısaca artık çözüm olacaksa Libya, İdlib ve Azerbaycan üçgeninde olacak. Düğüm çözülmez devam ederse bu üçgen, sıcak çatışmalara askeri operasyonlara bir zincirin halkaları gibi hep etki edecek. Türkiye son zamanda idliblilerin yaşayabileceği bir ortam yaratma ve bölge kontörlünü sağlamlaştırmaya yönelik birçok faaliyet gerçekleştiriyor. İdlib çevre yolunda 10 yıl aradan sonra ilk defa asfalt çalışması yapılmaya başlandı. M4 karayolun üzerinde yıkılan köprü ve yollar onarılmaya başlandı.

Kışın gelmesi ile AFAD ve IHH sivil toplum örgütleri çadırlarda yaşayan bütün mültecilere konteyner kent yapmaya başladı. İdlib güneyinde Asi nehri kenarında Sondaj faaliyetleri yapıldı ve kaynak suyu arayışları arttırıldı.

Masada ağır durmak için

Bunu şunun için ekledim. Türkiye’nin masada işi zor olduğu gibi son zamanlarda kozları da artmaya başladı. Dengeleri bazen kendi lehine bazen de değiştirdiği dengeleri istediği gibi kullanma fırsatı yakalaması dış diplomaside elini güçlendiriyor. Ve yeni bir denge olarak dünya arenasında artık daha net görülmeye başlandı. Yeni bir denge olarak masada daha ağır durmak için bu üç sorun arasındaki ince çizgiyi korumak lazım.

[email protected]