Takımlar devre arası için soyunma odasına giderken, tabela 1-0 Bursaspor galibiyetini yazıyordu ama; 5-0 olsa kimse şaşırmazdı. Çünkü neler kaçtı.
Bir defasında; kontratakla gelişen pozisyon sonucu, Serhat pas verip asistlik yapacağı yerde artistlik yapınca, çarşaflayıp golü kaçırdı. Ardından Belluschi bomboş pozisyonda topu ayağının altından kaçırdı.
İki dakika sonra bu kez vurabildi ama, kötü yere gitti... Derken Sestak, ikileyeceği gol şansını çöpe attı.
Ama kabul edelim ki; attıkları gol şahaneydi. Batalla’nın serbest atışı çabuk kullanması, Tuncay’ın ortası ve finalde Sestak’ın zarif hareketi... Topa vurur gibi değil okşar gibi dokundu. Bu romantik sevgi gösterisi; top ağlarla buluştuğunda aşka dönüştü.
***
Aslında maç; 1-0 olana kadar kimin kime üstünlük sağladığının net bir şekilde anlaşılmadığı dengede geçiyordu. Gol sonrası, Bursaspor’un açık hakimiyeti ortaya çıktı. Beşiktaş; Fernandes’in akıl kokan pas ve serbest vuruşlarından yararlanmada zorluk çekti. Evet, bazı gol girişimleri oldu ama; “Bu da kaçar mı?” denilecek bir pozisyonu oluşmadı. Şansı, o ana kadar rakibinden fark yememesiydi.
İkinci yarının nasıl geçeceği merak konusuydu. Beşiktaş’ın bu devreye hızlı, hırslı ve baskılı başlaması; beklentileri kamçılıyordu. Bu farklılık, golleri fazla bekletmeden getirdi. İkinci yarı başlayalı henüz 10 dakika olmuştu ki, Beşiktaş gösterişli şekilde öne geçti. Bu kısa sürecin en önemli kahramanı; ikinci golü atan ve ilk gole asistlik yapan Holosko’ydu.
Beşiktaş’ın üçüncü golü, tartışmalı bir penaltıyla geldi. Veli Kavlak kendi kendine çelme takarak yere düştü, Aydınus oyuna geldi. Bu aldatmaca ve feci hakem kararı gündeme oturur...
Bursaspor daha ilk yarıda fark yapacağı maçta, uydurma bir penaltıyla harcanınca, sinirlendi. Kazanacağım maçı elimden zorla alırlarsa; açıkçası, ben de olsam çileden çıkardım.