Her zaman böyle yapıyordu...
Yine aynı taktiği uyguladı, meydanlarda esti gürledi.
“Bu ülkenin en büyük problemi AKP iktidarıdır. Bize şans verin, bir yılda her şeyi düzeltelim” dedi.
Nasıl olsa yine kazanamayacaklardı.
Yine muhalefette kalacak, yine AK Parti’ye yüklenerek durumu kurtaracaklardı.
Aslında tahmin ettiği gibi oldu, CHP; ana muhalefetteki yerini korudu!
Fakat bu sefer farklı bir şey
olmuştu.
“AKP’yi düşürmek için HDP’yi kullan” projesi sonuç vermiş, ana muhalefetin oy kaybettiği bir seçimde, iktidar da kaybetmişti.
Artık kimse iktidar değildi ama herkes iktidar namzediydi...
Nedir bu iktidar fobisi?
Gel gör ki iktidarı düşürmek için akla gelmez hilelere başvuranlar, şimdi de köşe bucak iktidardan kaçıyorlar.
HDP zaten AK Parti’yi düşürmekle görevini tamamlamıştı ve kendisine giydirilen “Türkiye partisi” gömleğini, işi biter bitmez çıkarıp çöpe atmış ve her zamanki, “Terör biterse ben de biterim” köşesine çekilmişti.
MHP ise daha o akşam kendisine muhalefet rolü biçmişti.
Ancak, etraftan yükselen “En uygunu MHP” yakıştırmaları karşısında, “Bilal’i ver, fanusa gir” saçmalıklarıyla 13 yıllık muhalefet konforunu sağlama almaya çalıştı!
Kılıçdaroğlu’nda sobelenme telaşı...
CHP’nin durumu da farklı değildi.
Sayın Kılıçdaroğlu, bütün oyuncular saklanırken ortada kalıp sobelenen mızıkçı çocuklar gibiydi...
Önce seçim öncesi tezgahladıkları şer koalisyonunu devam ettirmeye çalıştı. (Hatta bunun için milletin kendisine hiçbir zaman vermediği Başbakanlığı bile rüşvet olarak teklif etti) Ama MHP titreyip kendine geldiği için bu oyun bozuldu.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun kimyası bozuldu.
Düşünebiliyor musunuz?.. Bugün koalisyon görüşmesi yapılacak olan Kılıçdaroğlu dün Vatan gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Çelik’e verdiği röportajda, “Önyargısız oturacağız” diye başladığı cümleyi, “Bizimle olmaz, en uygunu MHP” diye bitiriyor.
Düğün alayı eve gelirken nişan atan gönülsüz gelin adayları gibi...
Daha beteri de var.
“Kabinede yer almam şartlara bağlı. Arzu ettiğim tarzda bir yapı oluşmazsa Başbakan Yardımcılığı’nı başka bir arkadaş üstlenebilir” diyor.
Sayın Kılıçdaroğlu, “şartlar” uygun olmazsa zaten koalisyonda yer almamanız gerekir. Bu nasıl bir şart ki CHP için uygun oluyor ama sizin için uygun olmuyor?
Starbucks’ta buluşur musunuz!..
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Davutoğlu’nun kendisine getireceği teklifi kibarca reddetmek için bütün şartları hazırlamakla yetinmiyor, sonrası için de tedbirler alıyor!
“Davutoğlu hükümeti kuramazsa görevi almak için Saray’a gitmem...”
Hay hay efendim, köşedeki Starbucks’a ne dersiniz?..
***
Bırakın bu ucuz bahaneleri Sayın Kılıçdaroğlu... Günlerce sarıldığınız klozet-kapak, kap-kacak bitti şimdi de “kaçak” güreşmeye başladınız.
Sayın Kılıçdaroğlu;
Orada meşruiyeti tescillenmiş bir mekanda yüzde 52 oy ile seçilmiş bir cumhurbaşkanı var.
Artık bunları kimse yutmuyor ve millet sizden cevap bekliyor:
Var mısınız, yok musunuz?..