Türkiye “İnsansız Hava Aracı” üretiyor.
Beş kelime. Söylemesi de, yazması da birkaç saniye.
Başarıyı anlatmak kolay, övmek kolay, alkışlamak kolay.
Birisi bir ödülü almaya çıktığında kürsüye, herkes ona bakar gülümseyerek.
Oysa o sahnenin arkasında görünmeyen, binlerce uykusuz gece, kan, ter ve gözyaşı var. Onları paylaşan yoktur, bilen de yoktur hatta. Ve bilenlerin de çoğunluğu “Ne uğraşıyorsunuz yahu bunlarla?” deyip bir de vazgeçirmeye çalışmıştır üstelik.
Ama sonuç ortada.
Türkiye “İnsansız Hava Aracı” üretiyor.
Beş kelime.
* * *
Baykar Makina’nın hikayesini yıllar önce kahramanlarından dinlemiştim. Gece yarısını geçmişti saat, bütün ışıklar açıktı fabrikada. Selçuk Bayraktar davet etmişti ama gittiğimde babası Özdemir amca da oradaydı. Arada kayboluyor, gidip işleri kontrol edip daha sonra geliyordu toplantı odasına.
Baykar’ın hikayesini anlattıklarında işin en büyük kısmının İHA yapmaktan çok daha öte olduğunu anlamıştım.
İkna etmek daha zordu.
Evet, yapmaktan daha zoru yaptığına, yapabildiğine ikna etmekti.
Çeşitli kademelerdeki bürokratları, yetkilileri, devlet adamlarını ikna etmeye harcadıkları efor, belki İHA yapmaya harcanan efordan fazlaydı.
O yaşadıklarını burada yazmayacağım iznini almadan.
Sadece tek bir şeyi sorduğumu hatırlıyorum Selçuk Bayraktar’a.
“Abi bunca şeyin üstüne, her sabah kalktığınızda “biz bu işi niye yapıyoruz?” sorusunu kendinize sorduğunuzda bunu nasıl cevaplıyorsunuz?”
Gülümsedi Selçuk Bayraktar; “Ömer biz bunları düşünmeyi çoktandır bıraktık. Kendimize soru sormayı bıraktık. Düşünürsek kafayı yerdik çünkü, o yüzden bıraktık.”
Gün geldi, devran döndü.
Türkiye, kendisine o gün bir İHA’yı bile kendi üreticisinden alamayıp İsrail’den almaya dayatanların kendisine bağladığı ipleri koparıp attı.
Türkiye kendi ayakları üzerinde durmaya artık hazır olduğunda, BAYKAR da hazırdı. Neye hazırlandıklarını bilmeden hazırlanmışlardı, bilmedikleri bir güne hazırlamışlardı kendilerini.
İHA işini son 4-5 yılda duyanlar tarihini de bu 4-5 yıldan ibaret zannediyor olabilir. Büyük yanılgı. İşin hikayesi Rahmetli Erbakan’ın çizdiği ideallere dayanıyor. Özdemir Bayraktar görevi Erbakan’dan alıp, oğullarını da yanına alıp başladı gece gündüz çalışmaya. Yirmi yıllık bir hikaye.
Bunca emeği verirken “Ama Türkiye buna hazır değil” demediler. Kendileri hazır olmaya çalışmayı yeğlediler.
Biz Neye Hazırlanıyoruz?
Dostlar, anneler, babalar, gençler, öğretmenler.
Durumlar kötü mü görünüyor gözünüze? Ekonomide sorunlar mı var? Oturup beklemek mi gerekir sizce?
Yoksa bir an önce bilinmeyen bir güne, bilinmeyen bir ana hazırlanmaya mı başlamalı?
Durmayın, duraksamayın, günlük meselelerle kendinize çelme takmayın.
Geleceğin teknolojilerini geliştirecek geleceğin Selçuk’larını yetiştirmek için randevulaşalım bugünden.
İmkanınız varsa, hangi şehirde olursanız olun, 20-23 Eylül 2018 tarihlerini boş bırakın.
Çocuklarınızı, gençlerinizi, öğrencilerinizi, arkadaşlarınızı alın ve TEKNOFEST’e gelin.
TEKNOFEST’te neler var?
1- Take-Off İstanbul,
2- Hack İstanbul 2018,
3- Drone Cup,
4- Hackathon,
5- Ortaokul, lise, üniversite ve üzeri İnsanlık Yararına Teknoloji yarışması,
6- Lise , Üniversite ve üzeri için İHA yarışması,
7- İnsansız Su altı sistemleri yarışması,
8- Model Uçak yarışması,
9- Robotaksi yarışması,
10- Robotik Fetih 1453 Yarışması,
11- Roket yarışması,
12- Yapay zeka yarışması,
13- İHA destekli İnsansız Kara Aracı yarışması,
14- Savaşan İHA arışması,
15- Model Uydu Yarışması,
16- Sürü İHA yarışması,
17- Gösteriler,
18- Aktiviteler,
19- Uluslararası girişim fuarı,
20- Seminerler,
21- Takım tanıtımları,
22- Marka tanıtımları.
Çocuklar, babanızı oraya gelmeye ikna edin. Olmazsa annenizi devreye sokun. O bir şekilde babanızı ikna eder. Ne yapın yapın, oraya gelin.
Ben elimden geldiğince orada olacağım o günlerde.
Mutlaka gelin, orada olun.
Bilinmeyen bir güne hazır olmak üzere çalışmaya başlayacağımız adres TEKNOFEST İSTANBUL.
Tüm detaylar: https://www.teknofestistanbul.org/ adresinde.
Orada olun.