Uludağ, böylece tasavvufun insanları birbirine yaklaştıran, kaynaştıran, toplumlar arasında barış anlayışını hakim kılan bir anlayışı yerleştirdiğini belirtti.
Malatya Belediyesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Niyazi-i Mısri Sempozyumu’nda ‘Niyazi-i Mısri ve tasavvuf anlayışı’ konulu bir konferans veren Prof. Uludağ, 17. yüzyılın önemli mutasavvıflarından Niyazi-i Mısri’nin tasavvufun içinde nasıl yoğrulduğunu anlattı. Mısri’nin geniş bir kitleyi etkileyen tasavvuf akımının en önemli temsilcilerinden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uludağ, “Günümüze baktığımız zaman bu hareket tarzına ne kadar ihtiyacımız olduğu ortaya çıkmaktadır” dedi. Sempozyumda Cemalnur Sargut ‘Malatya’nın garip bülbülü’, Fatih Çıtlak ‘Günümüz insanının tasavvufi şahsiyet ve metinleri anlayabilmesi için yeni kriterler’, Sadık Yalsızuçanlar ise ‘Niyazi-i Mısri’de vahdet algısı’ başlıklı birer tebliğ sundular. Araştırmacı-yazar Fatih Çıtlak tasavvufun sadece bizim insanımız için değil bütün insanlık için bir buluşma noktası tesis edeceğini ifade etti. Yazar Cemalnur Sargut “Tüm varlıkların var oluşu sonradan ve sonlu olduğuna göre gerçek vücud sahibinin Allah olduğu ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuşurken Sadık Yalsızuçanlar da ‘Malatya’nın gönül çocuğu’ diye andığı Niyazi-i Mısri’nin vahdet algısını anlattı. Sadık Yalsızuçanlar, ayrıca 2013 yılının UNESCO tarafından Niyazi-i Mısri Yılı ilan edilmesi için çağrıda bulundu.