12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Bu sempozyumda bir Elif’le başladı her şey

Bu yıl ikincisi düzenlenen İslami Türk Edebiyatı Sempozyumu’nda M. Akif’ten Sezai Karakoç ve İlhan Berk’e, yakın dönem şairlerindeki ‘Cenab-ı Allah’ teması konuşuldu.

STAR SANAT8 Ekim 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Bu sempozyumda bir Elif’le başladı her şey

Edebiyatımızda Cenab-ı Allah üst başlığıyla bu sene ikincisi düzenlenen İslami Türk Edebiyatı Sempozyumu Üsküdar Gençlik Merkezi’nde yapıldı. Sempozyum açılışına Şeyh-ül Hattatin Hasan Çelebi’nin çektiği ‘Elif’ damga vurdu. Şeyh-ül Hattatin kabul edilen Hasan Çelebi, Elif harfini ve ardından Allah ismi celilini salondakilerin hayranlık dolu bakışları altında kâğıt üzerine geçirdi. Sempozyumun açılışında konuşan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Safi Arpaguş İslami unsurlar kadar edebiyatta başka herhangi bir şeyin kalıcı olmadığına vurgu yaptı. Arpaguş, yitirilen geleneğin bu vesileyle yeniden inşa edileceğine inancının tam olduğunu belirtti. Sempozyumda Türk şiirinin büyük şairlerinden Sezai Karakoç şiirlerindeki Allah lafzı üzerine bir tebliğ sunan Prof. Dr. Turan Karataş, şairin “Çocukluğumuz” şiirinin “Annemin bana öğrettiği ilk kelime / Allah, şahdamarından yakın bana benim içimde” dizelerini okudu. Şaire şahdamarından daha yakın olan Allah’ın, mana ve mefhumuyla birlikte onun şiirinin de anahtar kavramlarından biri sayılabileceğini söyleyen Karataş, “Karakoç’un birçok şiirinin özünde kılavuz bir kavram olarak parıldar durur Allah. Kendi ifadesiyle söylersek, gönlü Tanrısına mıhlı bir şairdir O” dedi.

Gönlü tanrısına mıhlı şair

Prof. Karataş, “Bize öyle geliyor ki, hemen her şiirini söyleyişinde, şair, Yaratan’ın huzurunda olduğu bilincindedir; ayağını kaydırmasın, dilini sürçtürmesin diye O Yüceler Yücesi’ne duyulmayan bir sesle dua eder gibidir” şeklinde konuştu.  Allah’ın Karakoç şiirinde yer alışının, klasik söyleyişten, geleneksel anlatımdan farklılıklar arz ettiğini dile getiren Prof. Karataş, Karakoç’un, çağdaş şiirin imkânlarından yararlanarak, yeni dilin benzetme, istiare, mecaz vb. söyleme olanaklarının her türlüsünü kullanarak Allah’ı şiirine konuk ettiğini ve bu yeni anlatma/ söyleme biçiminin, sözcüklerin şiirde uğradıkları geçici anlam değişmelerine hazır olmayan okuyucu tarafından yadırgandığını ifade etti. Karataş, bazılarınca bunun aşırı bir tutum, bir çeşit modernizm özentisi olarak yorumlandığını hâlbuki şairin, çağın insanının çokluk körelmiş algısına yerleşecek etkili bir söyleyişin peşinde olduğunun altını çizdi. Sempozyumda iki gün boyunca yakın dönem edebiyatçılarımızın edebî ürünlerinden halk edebiyatına kadar geniş bir çizgiye yayılan tebliğler demeti içerisinde Doç. Dr. Fikret Uslucan’ın “Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerinde Allah’a Sitem ve İltica”, Cevat Akkanat’ın “İkinci Yeni Şairlerinde Cenabı-ı Allah: İlhan Berk Örneği” ve Prof. Dr. Turan Karataş’ın “Sezai Karakoç Şiirinde Allah” başlıkları dikkat çekti.