SETA'da ABD başkanlık seçimleri sonrası Ankara-Washington ilişkileri ele alındı: Türkiye, Ukrayna meselesinde ön plana çıkabilir

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Ataman moderatörlüğünde SETA Ankara'da düzenlenen "ABD Seçimleri Sonrası Türk-Amerikan İlişkileri" panelinde, SETA Washington DC Koordinatörü Kadir Üstün, SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş ve SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat konuşmacı olarak yer aldı.

Panelde konuşan Kadir Üstün, ABD'deki seçim sonuçlarının temel dinamiklerini değerlendirdi.

ABD'de seçilmiş başkan Donald Trump karşıtlığının seçimlerde önemli bir rol oynadığını belirten Üstün, Trump'a karşı oy kullanacak ciddi bir kesimin olduğunu ancak seçimlerde bu mobilizasyonun yeterince güçlü olmadığını, kadın seçmenlerin oy oranının beklentilerin altında kaldığını, ekonominin ve göçmenlik gibi meselelerin ise daha belirleyici olduğunun görüldüğünü söyledi.

ABD'deki ekonomik göstergelere dikkati çeken Üstün, son 4 yılda enflasyonda yaşanan kümülatif artışın halk arasında ekonomik memnuniyetsizliğin artmasına neden olduğunu dile getirdi.

Üstün, Demokrat Parti'nin seçmenlerini mobilize edemediğini vurgularken, Gazze meselesinin bu bağlamda önemli bir kırılma noktası olduğunu belirtti.

Biden yönetiminin Gazze'ye yönelik politikalarının, gençler, siyahiler ve Müslümanlar gibi bazı seçmen gruplarında hayal kırıklığı yarattığını kaydeden Üstün, bu durumun Demokratların özellikle Michigan gibi kritik eyaletlerde oy kaybetmesine neden olduğunu ifade etti.

SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kanat da ABD'deki siyasi kutuplaşmanın seçim sonuçlarına etkisine dikkati çekti.

Kanat, ABD'de seçimlerden sonra oldukça bölünmüş bir toplum yapısının ortaya çıktığına işaret ederek, bu bölünmenin son 20 yılda yaşanan krizlerin bir sonucu olarak derinleştiğini söyledi.

Amerikan siyasetinde kutuplaşmanın semboller üzerinden pekiştiğini belirten Kanat, 2020'de maskenin dahi siyasi bir sembol haline geldiğine dikkati çekti.

Trump'ın pragmatik yapısından dolayı kilit konularda tam olarak ne olacağını kimsenin kestiremediğini kaydeden Kanat, Çin, İran ve Rusya konusunda Trump'ın oldukça pragmatik olabileceğinin konuşulduğunu aktardı.

"TÜRKİYE, UKRAYNA MESELESİNDE ÖN PLANA ÇIKABİLİR"

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Yeşiltaş da Türkiye-ABD ilişkilerinin küresel siyasetteki gelişmelerden bağımsız ele alınamayacağını vurguladı.

Yeşiltaş, 2016-2020 arasındaki Türkiye-ABD ilişkilerindeki Suriye dosyasıyla bugünkü dosya arasında fark olduğunu belirterek, "O dönem gördüğümüz Trump'ın çekilmeye meyleden, temayül eden yaklaşımı sahada karşılığını bulmamıştı. Ama bugün aynı ekip Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye'den çekilmesini gündeme getirecek bir politika oluşturacaklar mı açıkçası? Buna dair büyük bir soru işareti var." değerlendirmesini yaptı.

Suriye özelinde İran'ın bölgedeki etkisinin azaltılması politikasının, ABD'nin Suriye'de kalmaya devam etmesini gerekli kılan bir durumu ortaya çıkardığını söyleyen Yeşiltaş, "Bu tabii ki Türk-Amerikan ilişkileri açısından bir fırsat mı, bir risk mi? İran'ın bölgedeki zayıflatılması sonrasında, bölgedeki boşluğu kimin dolduracağı konusu da önemli. Yani bu noktada Türk-Amerikan ilişkilerine bir fırsat da ortaya çıkabilir." ifadelerini kullandı.

Ukrayna meselesine değinen Yeşiltaş, Trump yönetiminin Ukrayna konusundaki tutumunun Türk-Amerikan ilişkilerinde stratejik bir zemin oluşturabileceğini belirtti.

Yeşiltaş, "Türkiye bu pencereden baktığınız zaman Ukrayna meselesinde ön plana çıkabilir. Bu da Türk-Amerikan ilişkilerinde hakikaten daha stratejik bir söylemin ve ilişki biçiminin oluşmasını beraberinde getirebilir." diye konuştu.