Yeni bir muhalefet partisi için seçmen ne diyor?

Hilmi Daşdemir / OPTİMAR Araştırma
7.08.2020

Yeni partiye ihtiyaç var diyenler AK Parti içerisinde yüzde 9 civarında iken, MHP tabanında yüzde 15, CHP tabanında yüzde 25'lerde, İYİ Parti tabanında yüzde 28'lerde ve HDP tabanında da yüzde 30'lar civarında seyrediyor. Oranlar oldukça çarpıcı aslında. Bir taraftan muhalefet partileri arasında AK Parti ve Başkan Erdoğan karşıtı bir ‘konsolidasyon' olsa da yeni bir arayış mevcut.


Yeni bir muhalefet partisi için seçmen ne diyor?

Hilmi Daşdemir / OPTİMAR Araştırma

CHP’nin 37. Kurultayı 28-29 Mart 2020’de yapılacakken koronavirüs salgını sebebiyle ertelenmişti, 25 Temmuzda yapıldı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu delege hakimiyeti sebebiyle rahatlıkla seçildi, üstelik kimse kaşısında aday olabilecek yeterli imzayı bile bulamadı. Kemal Kılıçdaroğlu tek başına CHP’de iktidarı yakalamış olsa da ‘tek adam’ başta olmak üzere başka tartışmaları da başlattı.

CHP Genel Başkanlığına aday adayı olan PM üyesi İlhan Cihaner, kendisine imza verecek delegelerin engellendiğini söyleyerek, “100’ün üzerinde imza ile bugüne geldik, birçok arkadaşımız bizim ofisimize gelirken yoldan çevrildi. Belediye başkanları aşıyla, işiyle tehdit etti. O belediye başkanları ve genel başkan yardımcılarını da biliyorum. Bu alçaklıktır. AKP’nin yapmadığını siz yaptınız” demişti.

Tek adam tartışması

Cihaner ayrıca Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı, il kongrelerine tek aday ile gidilmesi, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ile birlikte hareket edilmesi gibi birçok konuda sert eleştiriler getirdi.

Bu eleştirileri yapan sadece İlhan Cihaner değildi. 2018’de CHP Genel Başkan adayı olan eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal da Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanına yönelik “tek adam” sözlerini hatırlatarak eleştirilerini açıkladı. “Girdiği her seçimi kaybetmiş ‘tek adam’, ‘tek aday’ olarak girdiği seçimi kazanarak, çok ‘demokratik’ bir süreçle yeniden genel başkan oldu” dedi.

Kurultayda CHP liderinin okuduğu 13 maddelik beyannameyi de sert bir dille eleştiren Kocasakal, “Fikir yok, ideoloji yok, altı ok yok, kurucu felsefe Atatürk yok. Ama açılımlar, etnikçilik, küreselcilik, her yere göz kırpma var” dedi. Kılıçdaroğlu’nun tartışmalara neden olan “Dostlarımızla iktidar olacağız” açıklamasını da değerlendirdi Kocasakal. “En acısı da, kimliğiyle kendi olarak iktidar hedefinden vazgeçip, ‘dostlarla iktidar’ gibi bir teslimiyetin hedef olarak gösterilmesi var” diye konuştu.

“Dostlar” diye adlandırılan kesimlerin kimler olabileceğini de paylaştı. Kocasakal, “Hendekçiler, kandilciler, yıkım ekibinin baş aktörlerinden Bay Davutoğlu (Serok Ahmet), Bay Gül ve Bay Babacan da bu ‘dostlar’ arasında” dedi. “Sıkı dostlar! Hadi hep beraber, ‘Gül döktüm yollarınaaa!” sözleriyle de tepkisini dile getirdi.

Ümit Kocasakal, Türkiye’nin ciddi bir muhalefet sorunu olduğunun da altını çizdi. “Mevcut iktidar iktidarını, gündelik boş söylem dışında bir şey üretemeyen muhalefete borçludur” dedi.

Görüldüğü gibi CHP yönetimi için Ümit Kocasakal’ın da ihraç edilmesine rağmen CHP’li sayarsak çok ciddi eleştiriler var.

Kurultay’ın normal tarihinde yapılacağı dönemde Abdülkadir Selvi Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde 36. Kurultay’da aday olup 415 oy alan, 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanı adaylığından sonra da olağanüstü kurultay toplamaya çalışıp toplayamayan Muharrem İnce’nin görüşlerine yer vermişti. İnce ‘’ Tek adaylı il seçimlerinden çok adaylı kurultay çıkmaz. Bunun adı ‘demokrasicilik oyunu’.’’ demişti.

Şimdi gelin her fırsatta 50 milyon 130 bin 419 geçerli oyun yüzde 52,6 ile 26 milyon 325 bin 188’ini almış olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘diktatör’, ‘otoriter’ yakıştırması yapan CHP’nin demokrasi ile imtihanına bakalım.

Mustafa Kemal tarafından 9 Eylül 1923’te ‘Halk Fırkası’ adıyla kurulan CHP, 1924 yılında yapılan kurultayda adını ‘’Cumhuriyet Halk Fırkası’ olarak değiştirmiş, 1935’te yapılan 4. Kurultay’da ise adı ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ olmuştur.

Cumhuriyet’in kuruluşu ile yaşıt olan CHP’de ara dönem genel başkanları dışında çok genel başkan değişmemiş, delege hakimiyeti ile genel başkanlar uzun süre görevde kalmışlardır. Kurucu Mustafa Kemal 10 Ağustos 1923’ten ölüm tarihi olan 10 Kasım 1938’e kadar genel başkan kalmış, İsmet İnönü 26 Aralık 1938’den 14 Mayıs 1972’ye dek tam 32 yıl genel başkanlık yapmıştır. Ecevit, İnönü ile 14 Mayıs 1972 Kurultay’ında yarışarak genel başkan seçilmiş ve 12 Eylül sonrası 31 Ekim 1981 tarihinde istifa etmiştir.

Kaset kumpası

CHP’de genel başkanlık yarışı geçmişte genel başkanlar ve genel sekreterler arasında geçmişti. İnönü ile Kasım Gülek, İnönü ve Ecevit arasında, sonrasında da Ecevit ve Baykal arasında. Baykal’a kaset kumpası sonrası Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu genel başkan yapıldı. Sonrasında da Kılıçdaroğlu’nun politikalarına karşı çıkan CHP Grupbaşkanvekili Muharrem İnce aday oldu.

1980 Darbesi tüm partilerle birlikte CHP’yi de kapatmıştı. CHP’nin yasak kalktıktan sonraki açılışında Deniz Baykal 9 Eylül 1995’te genel başkan seçilmiş, 18 Nisan 1999’da yüzde 8,72 ile CHP’nin baraj altı kalmasıyla istifa etmişti. Ardından seçilen Altan Öymen sadece 15 ay görevde kalmış ve sonrasında 30 Eylül 2000 tarihinde görevini Deniz Baykal’a devretmişti. Baykal 10 Mayıs 2010 tarihinde yabancı istihbarat örgütleri ile FETÖ’nün gerçekleştirdiği kaset kumpası ile görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı. Yerine öncesinde Grup Başkan Vekili olan Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan seçilmişti. O gün bugündür, yaklaşık 10 yıldır genel başkan olarak görevinin başında. Yapılan il kurultaylarında ‘tek aday’ kararı aldığı için katılım oranı yüzde 40 dolayında seyretti.

Yakın zamanda en güçlü rakibi olan Muharrem İnce ile ilgili ‘’Saray ile görüştü’’ iddiası gündeme atıldı. Bunun Muharrem İnce ve Başkan Erdoğan’ı yıpratma çabası olduğu görüldü. Ama her zaman ‘post-truth’ siyaset tutmuyor. Tutmadı.

Demokrasicilik oyunu

CHP Kurultayı için en merak uyandıran soru ‘’Muharrem İnce aday olabilecek mi?’’ sorusu idi. Kimine göre Muharrem İnce siyaseten bitti. Bundan sonra şansı yok. Bunu söylemek için henüz erken. CHP’nin parti içi hesaplaşmaları eskiden olduğu gibi devam edecektir. Geçmişte Deniz Baykal, parti için sürekli kendisinin genel başkan seçilmesine yönelik yapılandırılan delege sisteminden dolayı eleştirilirdi. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun kimilerine göre ‘yörüngesinden çıkaran’ kimilerine göre ‘mezhepçi’ bir parti pozisyonuna sokan tavrı hakkındaki eleştiriler yeterince dikkate alınmıyor. Muhtelemen Muharrem İnce de ‘demokrasicilik’ oyununda figüran olmamak için aday olmadı.

Muharrem İnce 24 Haziran seçimlerinde yüzde 30,6 oy alırken, partisi CHP yüzde 22,6 oy almıştı. Seçim gecesi açıklama yapmaması sebebiyle eleştirilse de benim de yürütücülüğünü yaptığım araştırmalarda Muharrem İnce’nin ciddi bir potansiyeli olduğu söylenebilir.

Optimar Araştırmanın 26 ilde bin 500 kişi ile 36. CHP Kurultayı’nın yapıldığı 3-4 Şubat 2018 tarihinden önce yaptığı araştırmaya göre; CHP Genel Başkanı olarak Muharrem İnce ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında iki puan fark vardı.

CHP Genel Başkanı delegeler tarafından değil de halk tarafından seçilse idi Muharrem İnce genel başkan olarak seçilebilirdi. Muharrem İnce’nin ‘ulusalcı’ duruşu da, milli meselelerde bile toplumun ve hatta kendi parti tabanının duruşuna muhalif bir şekilde politika üreten parti yöneticilerinin tavrına karşı da tercih sebebi oluyor.

Araştırmaya katılanların parti tercihlerine göre baktığımızda; Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanı olarak görmek isteyenler AK Parti’liler arasında yüzde 37,8, CHP’liler arasında yüzde 50,7, MHP’liler arasında yüzde 18,3, HDP’liler arasında yüzde 54,8, İYİ Parti’liler arasında ise yüzde 3,7.

Muharrem İnce’nin CHP Genel Başkanı olmasını isteyenler ise; AK Parti’liler arasında yüzde 24,9, CHP’liler arasında yüzde 43,5, MHP’liler arasında yüzde 60, HDP’liler arasında yüzde 27,4, İyi Parti’liler arasında yüzde 59,3 olarak görülmektedir.

Parti tercihleri ve genel başkan tercihlerine bakıldığında HDP tabanından Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkan olarak görmek isteyenler yüzde 54,8 iken Muharrem İnce’yi CHP Genel Başkanı olarak görmek isteyenler yüzde 27,4’dür. HDP politikalarına paralel politika yapan Kemal Kılıçdaroğlu doğal olarak HDP tabanından daha çok destek görürken, ulusalcı çizgideki Muharrem İnce, MHP’lilerden yüzde 60, İYİ Parti’lilerden yüzde 59,3 destek görüyor. Başka bir dikkat çekici husus ise Muharrem İnce’nin CHP tabanında yüzde 43,5 destek görmesi. Bu durum da bariz bir şekilde CHP tabanının bir değişim istediğinin göstergesidir.

CHP delegelerinin Kemal Kılıçdaroğlu tarafından oluşturulduğu dikkate alınacak olursa 36. Kurultay’da aldığı oy hiç de azımsanamayacak bir oy idi.

24 Haziran seçim süresince Muharrem İnce mitinglerdeki performası ile muhalifler özellikle de ‘ulusalcı’ ve ‘Kemalist’ kesim tarafından ciddi anlamda ilgi gördü. Partisi CHP seçimlerde yüzde 22,6 oy alırken Muharrem İnce yüzde 30,6 oy oranına ulaştı. Partisinin oyundan 10 puan daha yüksek oy almış oldu. Seçim gecesi açıklama yaptı yapmadı tartışmaları bir miktar İnce’nin imajını zedelemiş olsa da yaptığımız araştırmalarda ciddi bir karşılığı olduğu gözükmektedir.

Oy verir misiniz?

İnce’nin 24 Haziran sonrası başarısız olduğu olağanüstü kurultay toplama sürecindeki Ağustos 2018 Türkiye’nin Nabzı Araştırması’nda katılımcılara yönelttiğimiz ‘’Muharrem İnce CHP Genel Başkan Adayı olmalı mıdır?’’ sorumuza yüzde 47,1’i “Olmalıdır’’ yüzde 33,6’sı “Olmamalıdır’’ cevabı verirken yüzde 19,3 oranındaki bir katılımcı grubu ise fikir beyan etmemiştir. İnce’nin CHP Genel Başkan Adayı olmasını isteyenlerin partiler bazındaki oranına bakacak olursak da AK Parti seçmenleri arasından yüzde 28,8, CHP seçmenleri arasından yüzde 80,4 – ki oldukça yüksek bir oran- HDP seçmenleri arasından yüzde 41,7, İYİ Parti seçmenleri arasından yüzde 67,1 gibi bir oranda İnce CHP Genel Başkan Adayı olarak görülmek isteniyordu.

Yine aynı araştırmada sorulan ‘’Muharrem İnce CHP Genel Başkanı olsa CHP’ye oy verir misiniz?’’ sorusuna AK Parti seçmenleri arasında yüzde 5,2, CHP seçmenleri arasında yüzde 89,3, HDP seçmenleri arasında yüzde 30, İYİ Parti seçmenleri arasında yüzde 39,7, MHP seçmenleri arasında yüzde 9,8 destek görülüyordu.

Aynı araştırmanın çarpıcı başka bir sonucu vardı ki o da ‘’Muharrem İnce yeni bir parti kursa oy verir misiniz?’’ sorusu idi. ‘’Oy veririm’’ oranı yüzde 27,7, fikir beyan etmeyenlerin oranı yüzde 25,7 ve ‘’Oy vermem’’ diyenlerin oranı ise yüzde 46,6 olarak gerçekleşmişti.

İnce parti kurduğu takdirde oy vereceğini ifade edenlerin 24 Haziran seçimlerindeki parti tercihlerine baktığımızda AK Parti seçmeni arasında yüzde 5,4, CHP seçmeni arasında yüzde 81, HDP seçmeninden yüzde 25,6, İYİ Parti seçmeninden yüzde 32,5 ve MHP seçmeni arasından yüzde 15,5 idi.

Türk toplumu mağduru sever

CHP’nin yayın organlarından biri izlenimi veren Sözcü Gazetesi Başyazarı Rahmi Turan’ın ortaya attığı iddia ortalığı karıştırmıştı. O iddia ile özetle “Başkan Erdoğan CHP’yi dizayn etmek istiyor” ve CHP’de “Erdoğan ile görüşen Muharrem İnce” algısı oluşturulmaya çalışılmıştı. Ancak yapılan dezenformasyon etkili olmamıştı. Maksat ‘tek taş ile iki kuş vurmak’tı. Hem Başkan Erdoğan hem de Kemal Kılıçdaroğlu’nun en güçlü rakibi Muharrem İnce yıpratılmış olacaktı. İddiaların tamamı asılsız çıktı. Rahmi Turan dışında kimse özür dilemedi. Dolayısı ile bu dezenformasyonu planlayanların yanına kar kaldı. CHP’de yaşanan bu krizi de o dönem kamuoyuna sorduk. Kasım 2019 Türkiye’nin Nabzı Araştırması’nda da ‘’CHP ile Muharrem İnce arasında yaşanan krizde sizce kim haklı?’’ diye sorusuna katılımcıların yüzde 16,4’ü“CHP yönetimi haklı” derken, yüzde 33,4’ü ‘’Muharrem İnce haklı’’ şeklinde cevap vermişlerdi. Hani genel bir kanı vardır ‘’Türk toplumu mağduru sever.’’ Muharrem İnce’nin de bu süreçte iftira atılarak mağdur edildiği muhakkak.

Akşener’in MHP’deki ayrışma süreci sonrası Türkiye’de yeni parti arayışları konusu sürekli gündemde. Bu sebepten bu soruya Türkiye’nin Nabzı Araştırmaları ile cevap bulmaya çalışıyoruz. O dönemde de şimdilerde de Muharrem İnce için ciddi bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki bu oran AK Parti içerisinde Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık yapmış Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcılığı yapmış Ali Babacan ikilisi parti kurmadan önceki dönemde partinin potansiyelinden ve Başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’nin oy potansiyelinden daha yüksek gözüküyor.

Otoriter eleştirisi

“Yeni partiye ihtiyaç var” diyenlerin oranı son zamanlarda ortalama yüzde 15-20 civarında seyrediyor. Katılımcılar yeni kurulacak partinin çizgisinin milliyetçi, Atatürkçü çizgide olması gerektiğini ifade ediyordu. Babacan ve Davutoğlu Atatürkçü ve milliyetçi sayılamayacağı için başka bir isim arayışı var. Ayrıca yeni partiye ihtiyaç var diyenler AK Parti içerisinde yüzde 9 civarında iken, MHP tabanında yüzde 15, CHP tabanında yüzde 25’lerde, İYİ Parti tabanında 28’lerde ve HDP tabanında da yüzde 30’lar civarında seyrediyor. Oranlar oldukça çarpıcı aslında. Bir taraftan muhalefet partileri arasında AK Parti ve Başkan Erdoğan karşıtı bir ‘konsolidasyon’ olsa da yeni bir arayış da mevcut.

37. Kurultay’da Muharrem İnce aday olabilseydi muhalefet içerisindeki kendi partilerine ‘muhalif’ler için ‘ince bir umut’ doğabilirdi. Ama daha önce olağanüstü kurultay toplamaya çalışıp yeterli imzayı bulamayan Muharrem İnce bu kurultay için adaylığa yeltenmedi bile. CHP yöneticileri ‘otoriter’ eleştirisi yaptıkları Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce kendi partilerine baksalar demokrasiye daha büyük katkıları olur.

Şimdi gelinen süreçte İnce parti kuracak mı kurmayacak mı, onu zaman gösterecek. Ancak, parti kurduğu takdirde ciddi bir potansiyeli olduğu gözüküyor. Bazıları, Muharrem İnce’yi CHP’den ayrılarak Demokrat Parti’yi kuran Adnan Menderes’e bazıları da CHP’den istifa eden Bülent Ecevit’e benzetse de Muharrem İnce’nin nevi şahsına münhasır ayrı bir yol çizme potansiyeli var.

[email protected]