İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Çevirmenler, Google'ın farklı dil konuşan kişilerle iletişim kurmayı sağlamak için geliştirdiği Pixel Buds'un, Türkçe'nin sondan eklemeli dil yapısından dolayı Türkiye'de tercümanlığa talebi azaltmayacağını düşünüyor.
Google Store'da 159 dolardan satışa sunulan bluetooth cihazda, Türkçe de dahil olmak üzere 40 dil seçeneği bulunuyor. Çevirmenler, cihazın, Türkçe'nin sondan eklemeli dil yapısından dolayı tercümanlık mesleğine olumsuz bir etkisi olmayacağı görüşünü taşıyor.
Türkiye Çevirmenler Derneği (TUÇED) Genel Başkanı Ahmet Varol, AA muhabirinin çevirmenlik mesleğine ilişkin sorularını cevapladı.
Google'ın Türkçe de dahil 40 dilde gerçek zamanlı çeviri yapabilen ilk kablosuz kulaklığı Pixel Buds'ın çevirmenlere olan ihtiyacı azaltmayacağını öne süren Varol, şöyle konuştu:
"Pixel Buds'ın bizim sektörümüzle çok yakın bir ilgisi olmayacaktır. Çünkü Türkçe’nin dil yapısı diğer dillere ters olduğundan Google Translate ile yapılan çevirilerde İngilizce'den Almanca'ya veya diğer dillere yapıldığında daha anlaşılır olmasına karşın, Türkçe'ye veya Türkçe'den başka dile çevrildiğinde çok bozuk ve anlaşılmayan bir anlatım ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle cihazın kullanımı bizim çin pek bir şey değiştirmeyecektir.
Ancak kısa süreli seyahatlerde veya acil durumlarda kişinin derdini anlatabilecek kadar işini görebileceğini düşünmekteyiz. Yazılı çevirilerde ise tasdik gibi unsurlar da gerekeceğinden sadece ardıl çevirilerde kullanılabilir o da kısıtlı alanlar için uygundur. Bu etkenlerden ötürü Google'ın cihazı sektörümüzü etkilemeyecektir."
- "Gerçek yeminli tercüme bürolarının sayısı 100'den fazla değil"
Türkiye'de 30 binin üzerinde tercüman bulunduğunu aktaran Varol, "Üyelerimiz içerisinden gerekli kriterleri taşıyanlara verilen yetki ile oluşan, gerçek yeminli tercüme bürolarının sayısı 100'den fazla değildir. Herhangi bir kurala uymadan veya bir yere bağlı olmadan rastgele Yeminli Tercüme Bürosu adını kullananların sayıları binden fazladır." bilgilerini verdi.
Geçen yıl çeviri ofislerinde bir milyon sayfadan fazla yazılı çeviri yapıldığını belirten Varol, şunları söyledi:
"Yasal kayıt zorunluluğu olmadığından kesin rakamlar olmamak üzere 1 milyon sayfa üzerindedir. İngilizce, Arapça, Almanca, Rusça, Fransızca gibi yoğunluk sıralamasına göre 190 değişken dillerde çeviri yapılmıştır. İngilizce, Arapça, Almanca, Rusça, Fransızca sıralamasına göre değişkenlik göstermektedir. Suriyelilerin ülkemize gelişi ile tüm meslek dallarında yerlerini aldıkları gibi çeviri sektöründe de yerlerini aldılar. Arapça çevirilerin sayısı gelen Suriyeli sayısına paralel olarak fevkalade artmıştır."
- "Tercüman olmak zor değil"
Varol, tercümanlığın zannedildiği gibi zor bir meslek olmadığını ifade ederek, bu mesleğin henüz bir yasası olmadığı için mesleki yaptırımının bulunmadığını söyledi. Varol şöyle konuştu:
"Tercüman olmak zor değil. Tercüman olmak derken, o kişinin ne istediğine bağlı olarak bu durum değişmektedir. Kimi serbest çevirmen olarak ek gelir elde etmek ister, kimi mesleğe girip bu meslekten kazanç elde etmek ister, bu arz talep doğrultusunda ki aşamalar farklı yollardan ilerler.
Sadece serbest çevirmen olmak isteyen kişinin dili iyi bilmesi ve çeviri yeteneği olması kafidir. Bazen kişi dili iyi bilir ancak çeviri yeteneği yoksa yaptığı çeviri kalitesiz olduğu gibi kullanımı da mümkün olmayabilir. Tercüman olarak müracaat ettiği kuruluşlar kendilerince geliştirdikleri yöntemlerle çeviri yeteneğinin olup olmadığını tespit edebilmektedir. Bu tespitler içerisinde örnek çeviri yaptırmak en yaygınıdır. Ülkemizde tercüman olmak için herhangi bir sınav gerekmemektedir."
Türkiye'de en az çevirisi yapılan lisanın Tanzanya dili Svahili’ce olduğunu aktaran Varol, "En çok hangi dilde tercüme yapacak çevirmen açığı var?" sorusuna, "Daha çok ülkemize az miktarda gelen dillerde açık bulunmaktadır. Zira az miktarda çeviri geldiğinden bir çevirmen sadece o dilde çeviri yaparak kazandığı para ile geçinemeyeceği için sadece ek gelir olarak yapanlar bu açığı kapatmakta veya günümüz koşullarına göre inovasyonları kullanarak diğer ülkelerde bulunan çevirmenlerle iletişim kurularak bu açık kapatılmaktadır. Örneğin Svahili’ce yılda 3-5 belge ya gelir ya gelmez... Bunun gibi." cevabını verdi.
- "Noterler hakimler gibi kanaatlerini kullanarak çelişkiyi ortadan kaldırabilir"
Bir yabancı çevirmenin Türkiye'ye geldiğinde yasalara uygun olarak çeviri sektörüne girebildiğini anlatan Varol, bunun için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan çalışma iznine müracaat etmesi gerektiğini kaydetti.
Başvuru sahibinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan çalışma izni alarak bu mesleğe girmesine rağmen notere geldiğinde noterlerin kendisine yemin zaptı vermediğini anlatan Varol, şu bilgileri verdi:
"Çalışma Bakanlığı'nın izin verdiği bir yabancı çevirmene Adalet Bakanlığı birimleri tarafından 1950'li yıllardaki sadece noterlerde maaşlı çalışan yabancı dil bilenler için tarif edilmiş bir çevirmen kıstaslarına göre yemin zaptı yapılmamaktadır. Bunun da nedeni ülkemizin hassas noktalarında yani tapu ve kadastro idarelerinde, noterlik dairelerinde yabancıların çalışmaları mümkün değildir. Halbuki bahsettiğimiz yabancı çevirmen noter bankosundan içeri girmeyip mesleğini kendi ofisinde icra etmektedir. Bu durumda noterler hakimler gibi kanaatlerini kullanarak bu çelişkiyi ortadan kaldırabilir. Kanunda belirtilen yabancılardan maksat ülkemizdeki sırların hassas bölgelerdeki bilgilere ulaşmasını engellemek." diye konuştu.
- "Çevirmenlik mesleğine ivedilikle yasal düzenleme gerekmekte"
Varol, tercümanlık mesleğinin itibarının zedelendiğini ifade ederek, "Son zamanlarda önüne gelen bu işi kayıtlı veya kayıt dışı yapıyor. Sektörün hacmi milyon dolarlara ulaşmaktadır. Tasdikli işlerde ise pastanın büyük payını noterler almaktadır. Çevirmenler 20-30 liraya çeviri alamazken, noterler çevirinin hiçbir sorumluluğunu üstlenmeden sadece çevirmenin imzasını onaylayarak her bir 20 satır için 130 lira civarında bir bedeli itirazsız olarak tahsil edebilmektedir. Kendilerinde maaşlı çalışanlar için o yıllarda belirtilen çeviri ücretini tahsil ettiklerinde tamamen çevirmene iade etmeleri gerektiği halde kimi yüzde 50'sini kimi hiç birini iade etmeyerek kazanç elde etmektedir. Maalesef para tahsilatlarına gelince kanun aynen uygulanır ancak hak ve adalete gelince usul ve kaideler esnetilmektedir. Sonuç olarak çevirmenlik mesleğine ivedilikle yasal düzenleme gerekmektedir." açıklamasında bulundu.