Mevlana hazretleri,“Her rüzgârla otlar gibi sallanırsan, dağlar kadar olsan da bir ota değmezsin” der.
Aurelius ise “Dalgaların art arda gelip çarptıkları kaya gibi ol: Sağlam, kıpırtısız, çevresinde kaynayan suların dinginleşmesini seyreden” sözüyle benzer bir mesaj verir.
İslam felsefecilerinin ve Antik Yunan’dan bu yana hikmetli sözler sarf eden kimi düşünürlerin ittifak ettiği hususlardan birisi liderliğin büyük zorluklara, meydan okumalara, baskı ve tehditlere karşı dayanma gücünü gerektirdiğidir.
Sabır ve zorluğa direnme gücü yöneticiyi iyi bir lider yapan özelliklerdir. İmam Sadık liderliğin olmazsa olmaz özelliğini musibetlere direnme gücü olduğunu şu şekilde ifade eder:
“Başına bir zorluk, sıkıntı ve bela geldiğinde, yani zamanın balyozu ona bir darbe indirdiğinde başını sabırlı bir örs yapar. Başına musibetler isabet etse, boynuna esaret zinciri vursalar ve kolaylıkların yerini zorluklar alsa, o yine kırılmaz, yenilemez ve yolundan döndürülemez. Bütün bu durumlar içerisinde de o hürdür.”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan Türkiye’nin maruz kaldığı büyük meydan okumalara ve sınamalara karşı vakar ve serinkanlılıkla, cesaret ve kararlılıkla gerçekten az görülecek bir liderlik sergiliyor.
İçerde maruz kaldığı darbeler, kalkışmalar, müdahaleler bir tarafa bugün neredeyse yedi düvelin baskısı altında kalmasına rağmen Türkiye’nin ulusal menfaatlerini korumaya çalışıyor.
ABD ile aşık atmak, askeri konularda farklı hamleler yapmak, Başkan Trump’ın mesaj bombardımanına maruz kalmak kolay bir iş değil.
Bir yanda terör örgütlerinin tehditleri, diğer yanda ABD’sinden Çin’ine, Almanya’sından Fransası’na kadar büyük devletlerin tehditleri…
Bu yükü taşımak, sabır ve sağduyu ile yol almak çok güçlü bir psikoloji gerektiriyor.
Sıradan siyasetçilerin bu tazyikât karşısında dağılmaması mümkün değil.
Stoacı’lar ancak filozofların böyle güçlüklere direnebileceğini düşünmüşler. Onlar sakin düşünceyi ve dağılmamayı “Filozofun koşullar ne olursa olsun, işler ters gidince çoğumuzun hissettiği acıdan ve sıkıntıdan zihinsel bakımdan koparak, sakin bir zihin halini sürdürebileceği bir felsefi tutum” olarak görmüşler.
Liderler hem herkesin hissettiğini hissetmek, duyguları paylaşmak zorundadır; hem de bu duygu seline kapılmamak, hislerin üzerine çıkabilmek zorundadır.
Güçlü liderlerin krizleri yönetebilmesi bu soğukkanlılıkla mümkün olabilir. Cesaret, kararlılık, zekâvet, olayları ölçme gücü, oyun kurma kabiliyeti, şartları lehine çevirme yeteneği liderin karşılaştığı krizleri aşmasını sağlar.
Erdoğan özgüvenle üzerine gelen dalgaları göğüslüyor, korkuyla değil akılla yoğrulmuş bir cesaretle hareket etmeye çalışıyor.
Özgüveni, tez karar verebilme ve doğru ölçümler üzerine karar verebilme yeteneği olarak gören Russel’a göre “Ürkeklikten gelen girişkenlik büyük liderleri doğurmaz; büyük liderlerin özgüvenceleri yalnızca yüzeyde kalmayıp bilinçaltlarına kadar işler.”
H. Z. Ülken’e göre liderlik başarısı, zorluk karşısında içindeki hayat ve ruh kuvvetini harekete geçirebilmektir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan büyük zorluklar karşısında tarihin akışını değiştirecek hamleler yaptığı için oyun planları bozulan küresel güçler çok bozuluyorlar ve aralarındaki amansız rekabete rağmen aynı safta buluşuyorlar.
Zor zamanda ateşten gömlek giyen Erdoğan dünyaya liderlik dersi verecek bir örneklik sergiliyor. Allah yardımcısı olsun…