Bugün bayram.
Ramazan'ı yaşadık, bayrama eriştik.
Hiçbir şey zehirlememeli bu günü değil mi?
İslam dünyası bayram şenliği yaşamalı.
İslam'ın her şeyi, inananlarını böyle bir gönül coşkusuna erdirmeye ayarlı.
Ama gel gör ki, “Hüzünsüz bayramlar” da hala derin bir özlem halinde.
Sorun İslam dünyasının İslam dünyası olmasında, bu coğrafyanın insanlarının da İslam'ın o engin gönül dünyasını içselleştirip içselleştirmemesinde.
Şu işe bakın, Bayram arefesinde dünya medyası, İslam ülkelerindeki sancıyı konuşuyor.
Bizim medyamızın ana gündemi de o.
Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, oturuyor, Katar'ı boğmak için 13 maddelik bir ültimatom veriyor.
Ültimatom Katar'a karşı ama, neredeyse tüm İslam coğrafyasını ateşe atacak bir muhteva taşıyor. Türkiye var işin içinde, İran var, İhvan var, medya var.
İşte şu maddeler:
1- İran’la diplomatik ilişkileri kes ve İran’daki ofislerini kapat. İran Devrim Muhafızları üyelerini Katar’dan gönder. İran’la askeri işbirliğini sonlandır. İran’la ticarette ABD yaptırımlarına uy.
2- Müslüman Kardeşler, DEAŞ, El Kaide ve Lübnan Hizbullah’ı gibi ‘terörist organizasyonlarla’ ilişkini bitir. Resmi olarak bu yapıları terörist ilan et.
3- Al Jazeera’yi ve bağlantılı istasyonlarını kapat.
4- Arabi21, Rassd, Al Arabiya Al-Jadeed ve Middle East Eye da dahil olmak üzere direkt veya dolaylı yoldan Katar fonlu olan medya kuruluşlarını kapat.
5- Türkiye’nin Katar’daki askeri varlığını derhal iptal et. Katar toprağında Türkiye’yle askeri işbirliğini bitir.
6- Suudi Arabistan, BAE, Mısır, Bahreyn, ABD, Kanada ve diğer ülkeler tarafından terörist olarak görülen kişiler, gruplar ve organizasyonlara her türlü yardımı kes.
7- Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn tarafından aranan teröristleri teslim et. Mal varlıklarını dondur. Hareketleri ve finansal durumları ile ilgili istenen bilgileri paylaş.
8- Başka ülkelerin içişlerine karışmayı kes. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn vatandaşlarına Katar vatandaşlığı verme. Katar vatandaşlığı bulunanların kendi ülkelerinin yasalarını ihlal etmeleri durumunda pasaportlarını iptal et.
9- Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn’deki muhalif gruplarla tüm ilişkileri kes. Katar’ın bu gruplarla önceki ilişkileri ve bu gruplara sunduğu desteğin tüm belgelerini teslim et.
10- Katar’ın politikaları nedeniyle son yıllarda yaşanan can ve mal kayıpları için tazminat öde. Tazminat miktarı daha sonra Katar’la birlikte belirlenecek.
11- Askeri, politik, sosyal ve ekonomik olarak diğer Körfez ve Arap ülkeleriyle 2014’te Suudi Arabistan’da belirlenen çizgiye gel.
12- Tüm talepler Katar’a ulaştıktan sonra 10 gün içerisinde kabul edilmezse, talep listesi geçersiz olacaktır. Bu döküman, Katar’ın talepleri kabul etmemesi durumunda ülkelerin ne yapacağını açıklamaz.
13- Taleplerin kabulünden sonra ilk yıl için aylık denetimlere razı ol. İkinci yılda her çeyrekte, takip eden 10 yılda ise yıllık denetimleri kabul et.
Bu hamle Trump'ın Suudi Arabistan'a gelmesinden, Sisi ve Kral Salman'la birlikte bir ışıklı küreyi avuçlamasından, kılıç dansı yapmasından, Suud'da “Veliaht prens” operasyonu ile bu işlere en yatkın ismin, Muhammed bin Salman'ın veliaht prens olmasından sonra gerçekleşiyor.
Bu bir rövanş. Arap Baharı ile birlikte yükselen trendin rövanşı.
Bu blok, “Şii İran”la zaten kavgalıydı. Ama şimdi Türkiye gibi, İhvan hareketi gibi
“Sünni alan”la da savaşı göze almış durumda. Belli ki “Sünni alan”da da İhvan ve eşleştirilen çizgiler boğulmak isteniyor.
Bunun için sadece İsrail ve Amerika ile değil, şeytanla bile işbirilği yapabilecek bir psikoloji gözleniyor bu blokta.
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'ın “Müslüman Kardeşler artık bazı ülkelerde yönetimlerin bir parçası halindedir” sözünün Türkiye'yi de hedeflediği mahrem bir bilgi değil.
FETÖ de bu rövanş çizgisinde mevzilenmiş durumda.
Coğrafyamız zorluklardan zorluklara sürükleniyor.
Bayramı böyle bir zor iklimde yaşayacağız.
Rasulullah'ın duası ile bitsin yazı: “Allahümmansur ümmete Muhammed.”
Bayramınız mübarek olsun.