Arı sütü, insan sağlığında en çok talep gören besinler başında. Özellikle doğurganlık artırıcı ve yaşlanma karşıtı etkileri ile dikkat çekiyor.
Arı sütü, zengin besleyici özelliği ile ‘kraliçe arıyı yaratan besin’ olarak tarih boyunca insanoğlunun yoğun ilgisini çekmiştir. Kovanda normal besin ile beslenen petek gözlerinden gelişen işçi arı 4-6 hafta yaşarken, arı sütü ile beslenen arı larvası 6-7 yıl gibi uzun bir yaşam süresi var. Bir karşılaştırma yapıldığında 60 misli kadar uzun bir yaşam süresine erişiyor, diğer bir ifadeyle neredeyse ölümsüzleşiyor. İnsan ömrünün bu şekilde bir ürünle 60 misli artarak 400 yıla uzadığını düşünebiliyor musunuz? Geçen yıl yayımlanan ‘Apiterapi’ isimli kitabımda, Japon araştırıcıların bu etkiyi sağlayan maddenin Royalaktin olarak adlandırılan bir protein olduğunu nasıl keşfettiklerini ayrıntılı olarak açıklamıştım.
Arı sütünün insan sağlığı bakımında en çok talep gören özellikleri arasındadoğurganlık artırıcı ve yaşlanma karşıtı etkileri dikkati çekiyor. Erkeklerde erkeklik hormonu olan testosteron seviyesini ve sperm hareketliliğini artırması ilgi çekiyor. Kraliçe arının doğadaki yaratıklar arasında günde 2 bin yumurta ile en yüksek doğurganlık skoruna sahip olması nedeniyle kadınlarda ise doğurganlık oranının yükseltilmesi amacıyla yararlanılıyor.
Yapılan araştırmada arı sütü içeriğinin zengin bir vitamin, mineral ve amino asit içeriğine sahip olduğunu gözlemledik. İnsan sağlığı bakımından önemli olan esansiyel amino asitlerin tümünün yeterli miktarlarda (histidin ve metionin bir miktar az) arı sütünde bulunduğu görülüyor. Ancak benim dikkatimi çeken içerik ‘Triptofan’ isimli amino asidin arı sütü içerisindeki miktarı. Uzman kuruluşlar tarafından sağlığın korunması amacıyla önerilen günlük alım miktarının tam 60 mislitriptofan taşıyor. Yukarıda da bahsettiğim üzere, arı sütünün şifresinde yer alan bir başka ‘60 misli!’
DONDURUCUDA SAKLANMALI
Triptofan’ın önemi ne? Bedenimizde ne gibi bir rolü bulunuyor?
Triptofan desteğinin beyinde serotonin olarak bilinen ve sinir uçlarımız arasında iletişimi sağlayan maddelerin miktarını artırdığı araştırmalar ile gösterilmiş. Peki bunun yararı ne olabilir. Bunun cevabını İngiltere’de yapılan bir çalışmadan öğreniyoruz. 45-65 yaşları arasında 59 zihin ve beden sağlığı yerinde kadın iki gruba ayrılarak, 19 gün boyunca bir gruba günde iki defa yarım gram triptofan desteği kapsül verilirken diğer gruba plasebo (etkisiz ilaç) kapsül verilmiş. Süre sonunda yapılan testlerle gönüllülerde duygu durumu ve algılama işlevleri, zihin enerjisi, tepki süresi gibi parametrelerdeki değişim karşılaştırılmış. Sonuç olarak, triptofan verilen bireylerde zihin enerjisinin arttığı, dikkatin arttığı, tepki süresinin hızlandığı ve uyku kalitesinin arttığı gözlemlenmiş.
Gelelim, yine arı sütüne, arı sütünün günde 1-1,5 gram civarında tüketilmesi ile de vücut işlevleri üzerinde sağlayacağı olumlu katkının yanı sıra ruh durumumuzu düzenlemesi, zihin enerjimizi ve algılamamızı artırması mümkün. Ancak sorun; piyasada doğru, katıştırılmamış, etkisi kaybolmamış gerçek ‘arı sütünün’ nasıl bulunabileceği. Görüntüsü nedeniyle, nişasta, tereyağı, yoğurt hatta melamin tozunu arı sütü diye size pazarlayanlar var. Arı sütünün diğer önemli bir özelliği ise oda ısısında çok kısa sürede etkisiz hale dönüşmesi. Bu nedenle derin dondurucuda (-20 derece) saklanması gerekiyor. Ancak bal ve propolis ile uygun oranda karıştırıldığında buzdolabının sebzeliğinde (+4 derece) etkinliğini koruyabiliyor. Bir de havası alınmış ampuller içerisinde saklanması durumunda bozulmadan kalabiliyor.