Operasyon çekmeye çalışanlar, bir zamanlama üzerine kafa yorsalar, bundan iyi takvim bulamazlardı..
16 Nisan referandumu bitmiş, ‘evet’ çıkmış, Erdoğan AK Parti’ye dönmüş..
Bu dönüşümün partide de hükümette de bir revizyonu gündeme getireceği yazılıp çiziliyor..
Her yorum; “Bakalım kim gidecek” diye başlıyor..
İşte tam da o gün bir haber; “…Şaban Dişli hakkındaki dokunulmazlığının kaldırılması talepli fezleke Meclis başkanlığına gönderildi..”
Elbette pek çok kişi, bu haberi okuduğu anda,“..Anlaşılan büyük dalga operasyon başladı..” dedi. Zahmet edip de, Şaban Dişli hakkındaki suçlamaya bakan olmadı..
“…Dokunulmazlığı isteniyorsa kesin darbeci general kardeşi yüzündendir..” yorumu, hazır yorum.. Ayrıca kafa yormaya gerek bırakmıyor..
Aslı bu mu peki?..
Merak edip soranların öğrenebileceği mesafede..
Ben de sordum;
- FETÖ soruşturmasına mı dahil edildi?
- Darbe girişimiyle mi suçlanıyor?..
- Cuntanın siyasi ayağı mı?..
Öyle ya, o tür bir havayla satıldı bu haber.. Ve sanki devamı da gelecekmiş gibi..
Çünkü bu haberi yayan çevreler kasıtlı olarak Kayseri iddianamesinden de parça parça bir takım suçlamaları haber yaptılar.. Algıyı öyle yönettiler.. Oysa Dişli hakkındaki suçlama, bütün bu iddialardan bağımsız bir hakaret-tehdit suçlaması.. Telefonda konuştuğu birinin kendisine dönük olarak yaptığı suçlama.. Dahası Dişli’ye göre, bu suçlamayı yapan kişi ve ilişki içinde olduğu çevreler, takvime özellikle çalışmış.. Kimler, neden ve tam olarak kime operasyon çekiyor bilmiyorum.. Yani partiye mi, parti içinde hedeflenen bazı isimlere mi tam anlaşılmıyor.. Ama özellikle bugünlerde her haberi dikkatle okumakta yarar var..
Yeni dönem
Referandum öncesi kampanya döneminde sıklıkla dile getirilen‘koalisyonlar son buluyor’ söyleminin nasıl hayat bulacağı, geride bıraktığımız bir kaç gün içinde net biçimde ortaya çıktı.. Koalisyon, seçmenin tercihi hiçe sayılarak yapılmış işbirliklerine deniyordu.. Örneğin hiçbir parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamayınca, partiler, seçmenlerine danışmaksızın kendi aralarında hükümet kurabiliyorlardı.. Eski siyasetçiler, seçimler sonrası kameralar önüne geçip; “..Milletimiz koalisyon istiyor…” gibi garip açıklamalar yaparlardı.. Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin. Kim oy verdiği partinin bir başka partiyle koalisyon yapabilmesi ihtimali üzerine sandığa gider ki?.. Kime oy veriyorsanız, o partinin iktidar olmasını istersiniz.. Neden koalisyon isteyesiniz ki?.. Ama oy verdiğiniz partilerin başkanları size sormadan yapıyorlardı pazarlığı.. Şimdi iş değişti.. Bakın Deniz Baykal mesela.. İcabında Ahmet Türk ve Meral Akşener’in de içinde bulunduğu bir ittifakla oy isteyeceğini söylüyor.. Şimdi eski sistemde olsaydık, seçimden sonra size sürpriz yapıp bu birliktelikte koalisyon kursaydı iyi mi olacaktı?.. Bak adam açıkça söylüyor.. “..PKK’nın siyasi kanadından bir temsilci ve aşırı milliyetçi bir temsilciyi ‘Başkan yardımcısı’ yapacağım…” diyor.. İstersen ona göre oy vereceksin!..
Benim için Kavurmacı!
Silahlı terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla 15 yılla yargılanan Ömer Faruk Kavurmacı’ya sağlık nedenlerinden dolayı tahliye kararı verildi.. Tarihe not düşmek adına…
Benim için Kavurmacı;
- Bu ülkenin seçilmiş lideri kürsüden açıkça tehdit edilirken buna ortak olan,
- Örgüt üyesi teröristlere üzerinde mesajlar yazılı t-shirtler yaptırıp dağıtan,
- Örgüt elebaşı FETO’ya özel imalat ayakkabı yapan biridir..
Örgütün finansmanı adına bu vakte kadar ödediği paraları saymıyorum bile.. Arz olunur..