Dünyanın en laik ülkelerinde bile din, mezhep, inanç grupları, cemaatler, dini anlayışlar bir şekilde siyaseti ve seçimleri etkilemeye devam ediyor.
Ekonomik sınıf, ırk, ideolojik görüşler seçmen davranışlarında etkili faktörler ama din ve mezhep temelli öncelikler ve aidiyetler daha ön sıralarda yer alabiliyor.
ABD seçimlerinde din/mezhep endeksli yaklaşımlar çok dominant bir şekilde ağırlığını hissettiriyor.
Başkan adayları dindarlıklarını sergilemekten, ibadet yerlerini ziyaret etmekten, dini gruplarla bir araya gelmekten geri durmuyorlar.
Trump ile Biden arasında açık bir dini grupları kendine çekme yarışı var.
Malum Trump bu konuda daha avantajlıydı ve geçen seçimlerde dini grupların büyük desteğine mazhar olmuştu.
Trump iktidarı adeta Evanjelik iktidarı olarak görülüyordu.
ABD hükümetinin vizyon belgesi olan Trump Doktrini bütün dünyaya Evanjelik perspektifiyle bakıyordu.
Son gelen haberler ise Trump’ın Evanjelik hâkimiyetinin kırılmaya başladığını gösteriyor.
Anadolu Ajansı’nın yayınladığı Aslı Nur Düzgün’ün analizine göre Trump’ın beyaz Katolik seçmendeki desteği yüzde 59’dan yüzde 52’ye düşerken, Biden’ın desteği yüzde 30’dan yüze 44’e çıkmış. Benzer şekilde Trump’ın Protestan seçmendeki yüzde 59 desteği de yüzde 53’e düşmüş.
1600 inanç lideri Biden’a desteğini açıklamış.
90 milyon evanjeliğin olduğu ABD’de bu oranlarda destek kaybı büyük anlam taşıyor.
Toplam seçmende bu oranlar neye tekabül eder ve dini öncelikler ne derece seçim sonuçlarına yansır bilinmez, ancak göstergeler Trump açısından iyi sinyaller vermiyor.
Evanjeliklerin İsrail yanlısı olduğu, İran’a karşı sert politikaları desteklediği biliniyor.
Trump İsrail konusunda daha önceki başkanların atmadığı radikal adımlar attı.
Yüzyılın Anlaşması, ABD büyükelçiliği taşıma, Körfez ülkeleriyle İsrail’in normalleşmesini sağlama gibi hususlar normalde Yahudilerden çok büyük destek çekecek adımlardı.
Ancak Yahudilerin etkili olduğu ekonomi ve medya grupları Biden’a daha yakın görünüyorlar.
Trump neredeyse ABD’nin önceliklerinden önce İsrail’in menfaatlerini gözeten hamleler yaptı ama nafile.
İran’a yaptırımlar da daha agresif İran karşıtlığı bekleyen dini grupları tatmin etmiyor.
ABD’de Demokratlar bir nevi ‘sol’ olarak görülüyor. Siyahi gruplar, Hispanikler, yabancılar, farklı ırklardakiler Demokratlar’ı kendilerine daha yakın görüyorlar.
Trump, Yahudi olan damadının da etkisiyle İsrail’in hayallerini gerçekleştirmek için büyük riskler aldı. İslam dünyasının tepkisini frenlemek için de kimi Körfez ve Arap ülkelerini türlü yöntemlerle baskılamayı başardı.
Hatta Körfez’deki bazı ülkeler İsrail’le normalleşme, yakınlaşma, fotoğraf karesi verme yarışına girdiler.
Tüm bunlara rağmen Evanjeliklerin ve Yahudilerin Biden’a doğru hareketlenmesi Trump açısından tam bir hayal kırıklığı olur.
Her türlü riskli adımı Trump’a attıran Yahudiler seçimlerde Biden’a oynarlarsa Yüzyılın Anlaşması’na değil, Yüzyılın İhaneti’ne şahitlik yapmış oluruz.