16 Nisan referandumunda çıkan yüzde 48,6’lık hazır oy herkesin iştahını kabartıyor.. 1977’de Ecevit’in aldığı yüzde 42’yi bir daha yakalamak şöyle dursun, hedef olarak bile koyamayan CHP, elbette sandıkta birikmiş 48,6’yı görünce heyecan yaptı.. Liderliği süresince hiç seçim kazanamamış olan Deniz Baykal’ın şimdi ortaya çıkıp Kemal Kılıçdaroğlu’na “kenara çekil” demesi de bu yüzden.. Ne oldu yani, Baykal’ın istifa ettiği günkü şartlar değişti mi?..“..Ben başkan olayım Meral Akşener ve Ahmet Türk başkan yardımcısı olsun…” Oy hazır ya, koltuk dağıtıyorlar.. Müsaade ederlerse arz edeyim.. Ortada yüzde 48.6 diye bir oy yok.. Çünkü 16 Nisan referandumu, milletin önüne tek bir paket koydu.. 18 maddelik anayasa değişiklik teklifi paketi.. Yani vatandaşa dendi ki; arkadaş elimizde bir ürün var. Bu ürünü almak ister misin, istemez misin?.. Teklif tek yani.. Buna verilen cevap neden “iki” olsun ki?.. Tek teklife tek cevap geldi.. “Evet”… O oyun da oranı yüzde 51.4… Geri kalan oylar herhangi bir teklife verilmiş değil.. Şu olsaydı üzerine konuşabilirdik.. Denseydi ki; AK Parti ve MHP bloku 18 maddelik şöyle bir teklif sunuyor, CHP ve HDP bloku da 18 maddelik şöyle başka bir teklif sunuyor, siz hangisine ‘evet’ dersiniz?… Buna verilecek olan yanıt kuşkusuz bir siyasal sonuç ortaya çıkaracaktı.. Tıpkı genel seçimler gibi.. Öyle değil midir genel seçimler?.. Şu kadar seçmen AK Parti’nin programına ‘evet’ der, şu kadar seçmen de CHP’nin programına ‘evet’ der.. Siyasal eğilim her iki açıdan da homojenize edilebilir.. Oysa burada tek bir ürün sunuldu ve bunu isteyip istemediğimiz soruldu.. Bunu istemeyenlerin ortaya çıkardığı nicel bütünlüğün bir siyasal karşılığı yok.. Merak eden, ilk seçimlerde CHP’nin alacağı en kabadayı oy tahminini yazsın.. Üzgünüm Leyla..
Fehmi Koru da yazmasın o zaman!
Abdullah Gül kendisi hakkında yazılıp çizilenlerden duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş..Açıkça söylemese de örtülü olarak buna müdahale edilmesini istiyor.. Açık söyleyeyim Sayın Gül hakkında bu medyalarda, yazılan yazılar, kendi spokesman’i konumundaki Fehmi Koru’nun, Erdoğan hakkında yazdıklarının yanına bile yaklaşamaz.. Hele de her Fehmi Koru yazısını, Gül’ün resmi görüşü gibi görmeye kalksak ortalık çok karışırdı, Sayın Gül’ün haberi olsun..
Hayvanat bahçeleri kapatılsın
(Madagaskar - Antananarivo Timsah Parkı)
Eskişehir’de yaşanan elektrikli dikenli tel rezaletini görmüşsünüzdür.. Hayvanat bahçesinin etrafını elektrikli tellerle çevirmişler.. Minik bir rakun o tellere takılıp ziyaretçilerin endişeli bakışları arasında dakikalarca çırpındı.. Ölmediği, tedavilerinin devam ettiği açıklamasını yaptı hayvanat bahçesi yönetimi.. Fakat bu görüntü bir kez daha hayvan bahçesi zulmünü gözler önüne serdi.. Bu açık hava cezaevlerinde tutulan hayvanların çektiği işkenceye dur demek lazım.. Sirk gibi, hayvanat bahçesi gibi, yunus parkları gibi hayvana eziyet edilen yerlerden, dünyada hiç bir adım atılmasını beklemeden biz öncülük yapıp kurtulalım.. Peki hayvanları çocuklarımıza nasıl göstereceğiz?.. Madagaskar’da, Antananarivo’da gittiğim bir timsah parkında bu işin nasıl yapılacağını gördüm.. Hayvanlar kendi doğal ortamında yaşıyor.. Siz önleminizi alıp onları ziyarete gidiyorsunuz.. Doğru olan bu..